Ankara'nın en şiddetli fırtınalara sahne olduğu dönemde, Bursa İl Dernekleri Federasyonu BİLDEF, üyesi 30 hemşeri derneği başkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ziyaret ettik. Ak Parti Gurup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla dinledik. Erdoğan ile Bahçeli arasında ki, ittifak krizine an be an şahitlik ettik. BİLDEF Başkanı Mustafa Dursun ve beraberinde ki heyet ile Türkiye'nin dününü, bugününü ve yarını uzun uzadıya analiz etme fırsatı bulduk.
Ankara'nın soğuk rüzgarına Bursa adeta bahar meltemi gibi geldi. Elbette etnik ayrımcılık yaparak 100'den fazla Ağrılı'nın TBMM'de oluşturduğu beyaz güvercin motifini saygıyla selamladığımı ifade ediyorum. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'sunda silahlar susup yerini fikirler, cümleler ve görüşler aldığında ne kadar güçlü heyecanların oluştuğunu Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi'nin misafiri olarak Ankara'ya TBMM'ye gelen hemşerilerimin gözlerinde gördüm.
BİLDEF heyetini ağırlayan uğurlayan ve onurlandıran Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç başta olmak üzere tüm Ak Parti Bursa Milletvekillerini canı yürekten kutluyorum. Bursa adına BİLDEF ile verimli bir buluşmaya imza attılar. Elbette bu zirveye ilişkin detayları ilerleyen günlerde köşeme taşıyacağım. Lakin, BİLDEF başta olmak üzere Bursa'dan ve Anadolu'nun en ücra köşelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan için Ankara'ya TBMM'ye gelenler gösteriyor ki, "Erdoğan yeniden doğuyor."
Erdoğan, bu rövanşı da alır mı?
Bilindiği üzere Ak Parti, 2002 yılının ekonomik buhranlarında çıkış yakalamış iktidar olmuş ve 17'nci yılında olan bir parti. Kurulduğu günden bugüne iktidar olan Ak Parti'nin bugün en önemli sorunları arasında yine Adalet ve Kalkınma geliyor. Türkiye'de adaletin af tartışmaları arasında değer kazandığı, kalkınmanın ise tükendiğine şahitlik ediyoruz.
Takvimleri fazla değil 20 yıl öncesine götürdüğümüzde, televizyonlarda o gün ekranlara gelen haberleri hafızalalarımızda canlandırdığımızda, gazete manşetlerini hatırladığımızda bugünlere fazlasıyla şükrederiz diye düşünüyorum. Merhum Başbakan Bülent Ecevit, Merhum liderler Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in zorlu siyaset dönemlerinin daha farklı ve küresel baskılı dönemini bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönettiği Türkiye yaşıyor. Elbette küresel dengeler içerisinde en büyük sorun 'küresel ekonomik kriz' gerçeği.
Bir dönemin güçlerinin dengelerini bozan, Türkiye'de çeteleşmeyi bitirirken birçok terörize olmuş cemaat yapılanmasının sonunu getiren, inşaat sektörünü yüzyılın en güçlü dönemine taşıyan, bankaları hayal edemeyecekleri kar dönemleri ile buluşturan ve herşeyden öte neredeyse herkesin altında 10 yaş ve altı arabası olan, son teknoloji cep telefonu ve cihazlarla donatan, herkesi bir şekilde ev sahibi yapan Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2019 günü yine ringe çıkıyor...
Takvimleri incelediğimizde 2002 krizinin sonrasında erken seçimi tetikleyen Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli'yi yine sahnede başrol oyuncusu olarak görüyoruz. Bugün MHP lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında 'Cumhur İttifakı' ile halkın önünde dimdik ilerliyor. Krizleri fırsata çeviren adam olarak tarihe geçen Bahçeli, Erdoğan'ın da verdiği küresel savaşta en samimi yol arkadaşı diyebilirim.
Ak Parti'nin yerel seçimlere yönelik ittifak sürecini MHP liderinin çıkışı ile bitirmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir yerel seçim stratejisi ile sahaya indi. Tıpkı 2002 yılında olduğu gibi yeni ve temiz yüzler, temiz ellerle sahaya inmeyi planlayan Erdoğan'ın Ak Parti'yi aynı tabela ve bütünlük içerisinde yeniden yerinde kurmasına kesin gözüyle bakılıyor. 31 Mart 2019 seçimlerini doğru adaylar ile daha güçlü kazanmayı hedefleyen Erdoğan, sonrasında gerçekleştireceği Ak Parti teşkilatlanmaları ve kongreler ile yatırım, kalkınma ve dönüşüm sürecini hızlandıracak. Elbette bu süreçte en önemli husus Adalet.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerelde sahneye koyacağı adaylar 2 ana kritere sahip olacak. Ve buna göre seçilecekler. İlk kriter temiz ve liyakat sahibi geçmişi temiz, geleceği görebilen vizyon sahibi, kitleleri arkalarından sürükleyen kimlikler. İkinci kriter ise, 2002 yılından bugüne Erdoğan ve Ak Parti yanında olan ve hiçbir şaibeye karışmamış sabır ve sebat ile ülke menfaatleri doğrultusunda Ak Parti içerisinde sorumluluk alan, bekleyen, aldığı görevde başarı gösterenler. İşte bu 2 kriter ötesinde ki tüm kriteler süreci yönetme detayları diyebiliriz.
Böylesine güçlüklerin olduğu bir dönemde dünün imkansızlıkları, yoklukları, yolsuzlukları, terör ve çeteleleri ile CIA ve diğer ülke ajanlarının oyunları arasından 16 yıllık iktidar yönetimi ile iktidar çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden zafer ile göğsünü gere gere sahneye çıkıp çıkamayacağını ise, ona gerçekten gönül veren kitlelerin emeği belirleyecek!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ömer KÜÇÜKKAYA
Erdoğan yeniden mi doğuyor?
Ankara'nın en şiddetli fırtınalara sahne olduğu dönemde, Bursa İl Dernekleri Federasyonu BİLDEF, üyesi 30 hemşeri derneği başkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ziyaret ettik. Ak Parti Gurup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla dinledik. Erdoğan ile Bahçeli arasında ki, ittifak krizine an be an şahitlik ettik. BİLDEF Başkanı Mustafa Dursun ve beraberinde ki heyet ile Türkiye'nin dününü, bugününü ve yarını uzun uzadıya analiz etme fırsatı bulduk.
Ankara'nın soğuk rüzgarına Bursa adeta bahar meltemi gibi geldi. Elbette etnik ayrımcılık yaparak 100'den fazla Ağrılı'nın TBMM'de oluşturduğu beyaz güvercin motifini saygıyla selamladığımı ifade ediyorum. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'sunda silahlar susup yerini fikirler, cümleler ve görüşler aldığında ne kadar güçlü heyecanların oluştuğunu Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi'nin misafiri olarak Ankara'ya TBMM'ye gelen hemşerilerimin gözlerinde gördüm.
BİLDEF heyetini ağırlayan uğurlayan ve onurlandıran Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç başta olmak üzere tüm Ak Parti Bursa Milletvekillerini canı yürekten kutluyorum. Bursa adına BİLDEF ile verimli bir buluşmaya imza attılar. Elbette bu zirveye ilişkin detayları ilerleyen günlerde köşeme taşıyacağım. Lakin, BİLDEF başta olmak üzere Bursa'dan ve Anadolu'nun en ücra köşelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan için Ankara'ya TBMM'ye gelenler gösteriyor ki, "Erdoğan yeniden doğuyor."
Erdoğan, bu rövanşı da alır mı?
Bilindiği üzere Ak Parti, 2002 yılının ekonomik buhranlarında çıkış yakalamış iktidar olmuş ve 17'nci yılında olan bir parti. Kurulduğu günden bugüne iktidar olan Ak Parti'nin bugün en önemli sorunları arasında yine Adalet ve Kalkınma geliyor. Türkiye'de adaletin af tartışmaları arasında değer kazandığı, kalkınmanın ise tükendiğine şahitlik ediyoruz.
Takvimleri fazla değil 20 yıl öncesine götürdüğümüzde, televizyonlarda o gün ekranlara gelen haberleri hafızalalarımızda canlandırdığımızda, gazete manşetlerini hatırladığımızda bugünlere fazlasıyla şükrederiz diye düşünüyorum. Merhum Başbakan Bülent Ecevit, Merhum liderler Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in zorlu siyaset dönemlerinin daha farklı ve küresel baskılı dönemini bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönettiği Türkiye yaşıyor. Elbette küresel dengeler içerisinde en büyük sorun 'küresel ekonomik kriz' gerçeği.
Bir dönemin güçlerinin dengelerini bozan, Türkiye'de çeteleşmeyi bitirirken birçok terörize olmuş cemaat yapılanmasının sonunu getiren, inşaat sektörünü yüzyılın en güçlü dönemine taşıyan, bankaları hayal edemeyecekleri kar dönemleri ile buluşturan ve herşeyden öte neredeyse herkesin altında 10 yaş ve altı arabası olan, son teknoloji cep telefonu ve cihazlarla donatan, herkesi bir şekilde ev sahibi yapan Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2019 günü yine ringe çıkıyor...
Takvimleri incelediğimizde 2002 krizinin sonrasında erken seçimi tetikleyen Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli'yi yine sahnede başrol oyuncusu olarak görüyoruz. Bugün MHP lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında 'Cumhur İttifakı' ile halkın önünde dimdik ilerliyor. Krizleri fırsata çeviren adam olarak tarihe geçen Bahçeli, Erdoğan'ın da verdiği küresel savaşta en samimi yol arkadaşı diyebilirim.
Ak Parti'nin yerel seçimlere yönelik ittifak sürecini MHP liderinin çıkışı ile bitirmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir yerel seçim stratejisi ile sahaya indi. Tıpkı 2002 yılında olduğu gibi yeni ve temiz yüzler, temiz ellerle sahaya inmeyi planlayan Erdoğan'ın Ak Parti'yi aynı tabela ve bütünlük içerisinde yeniden yerinde kurmasına kesin gözüyle bakılıyor. 31 Mart 2019 seçimlerini doğru adaylar ile daha güçlü kazanmayı hedefleyen Erdoğan, sonrasında gerçekleştireceği Ak Parti teşkilatlanmaları ve kongreler ile yatırım, kalkınma ve dönüşüm sürecini hızlandıracak. Elbette bu süreçte en önemli husus Adalet.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerelde sahneye koyacağı adaylar 2 ana kritere sahip olacak. Ve buna göre seçilecekler. İlk kriter temiz ve liyakat sahibi geçmişi temiz, geleceği görebilen vizyon sahibi, kitleleri arkalarından sürükleyen kimlikler. İkinci kriter ise, 2002 yılından bugüne Erdoğan ve Ak Parti yanında olan ve hiçbir şaibeye karışmamış sabır ve sebat ile ülke menfaatleri doğrultusunda Ak Parti içerisinde sorumluluk alan, bekleyen, aldığı görevde başarı gösterenler. İşte bu 2 kriter ötesinde ki tüm kriteler süreci yönetme detayları diyebiliriz.
Böylesine güçlüklerin olduğu bir dönemde dünün imkansızlıkları, yoklukları, yolsuzlukları, terör ve çeteleleri ile CIA ve diğer ülke ajanlarının oyunları arasından 16 yıllık iktidar yönetimi ile iktidar çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden zafer ile göğsünü gere gere sahneye çıkıp çıkamayacağını ise, ona gerçekten gönül veren kitlelerin emeği belirleyecek!