Çin’in Vuhan kentinde başlayan ve dünyayı saran Korona virisü kaygısı her geçen gün artıyor. En son dünya sağlık örgütünün yaptığı açıklamaya göre, virüs doğu ülkelerinden ve Çin’den çok Avrupa’yı, Avrupa ülkelerini etkiledi. Tıbbi ismi 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 olarak kabul ediliyor. Tedavisi için de AIDS ve Sıtma ilaçları kullanılıyor.

Bursa’da Şehir Hastanesi ile Şevket Yılmaz Eğitim Hastanesi’nde ise Korona virüsü şüphesi olan hastalara rastlandı. Sağlık Müdürlüğü ilgilileri ise Bursa’daki bu kişilerin tahlil sonuçlarını beklenildiğini, şimdilik herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığını ifade ediyorlar.

Virüs, ortaya çıkar çıkmaz, dünyanın ekonomisi değişim gösterdi. Özellikle, Çin ve pek çok ülkede turizm başta olmak üzere üretim kepenk kapattı diyebiliriz. Okullar kapandı, toplu çalışma alanları kapatıldı. AVM’lerin açılış ve kapanış saatleri değişti.

Ülkemizde, virüsü karşı, Kolonya karşı alınan en önemli önlem ise hükümetin bütün resmi dairelere gönderdiği “kimseyle tokalaşmayın, kimseyle sarılmayın…!” şeklindeki genelge oldu. Bu olay üzerine, ülkemizde kolonya satışları arttı. Çarşı- pazarda fırsatçıları bir kenara itersek, senelerdir bu sektörde iş yapan esnafla yaptığımız görüşmelerde, ülkemizdeki kolonya kullanımının yeni bir çağ başlattığı yolunda görüş birliği var. Bu kez de toplu taşıma araçlarında, özellikle astım ve alerjik reaksiyonları olanların kolonya kullanımı ve kokularına karşı tepkiler baş gösteriyor. Ali efendi, Tütün Kolonyası, Veli efendi Zeytin kolonyası, Ayşe teyze limon kolonyası kullanırken, bu kolonya kokuların bir araya getirdiği yansıması ise insanları değişik kokular yüzünden rahatsız eder duruma geldi.

Halkımız arasında konuşulan bazı senaryolara göre, Korona virüsünü ABD üretip Çin’in başına musallat etti. Fakat, silah geri tepti. Buna destek olarak ABD’nin Vietnam’da yaptığı savaş sırasında kullandığı kimyasal silahlar ve Sıtma Virüsünü yayıp, askerlerin kırılmasına yol açan hareketlerde bulunduğuna dair tarihi kayıtları gösteriyorlar. Çünkü, Çin’in Vuhan eyaleti, sanayi üretiminin olduğu bir yermiş. Hatırlarsanız, son iki yıldır ABD ile ÇİN, dünya ekonomisinde birbirlerine karşı kıyasıya rekabet ediyorlar. Çin, ekonomisinin güçlenmesi, ABD’yi tedirgin ediyor. ABD, dünya liginde kendisinden başka bir güçlü devlet istemediği için de Çin’e böyle bir tuzak kurdu.

Ayrıca, Virüsün İran’da Şii Milislere eğitim verilen bir askeri kampta baş göstermesini de aynı senaryo dahiline alıp, “İran’daki bu askerler Suriye’de ABD çıkarlarına karşı rejim güçlerine yardım etme adına yetiştiriliyorlar. Bunun için askeri kampa Korona virüsü bulaştırıldı” iddiasında bulunuyorlar.

Her ne olursa olsun, Korona yüzünden ABD’de telaş içine girdi. Hatta, Donalt Trump bile Korona takibine alındı.

Velhasıl, bu Korona virüsü ortaya çıkarıldığı günden bu yana, insanlık olarak bizler bazı dersleri almaya başladık. Bakın, okurlarımdan Haluk Çaruk bir bilgi gönderdi.

Dostlar...Bu Korona virüsüne biraz da farklı bir açıdan bakmak zamanı geldi gibi... İnsanoğlu olarak basit yaşamayı unuttuk... Tüm bu karmaşık evrenin altında aslında birkaç matematiksel yasa ve bir düzen var...Evren döngüleri dışına çıkan sistemleri çekiciler(Attractor) aracılığı ile dengeye getiriyor... Bu, gezegen yörüngeleri için de geçerli, doğadaki hayvan popülasyonları için de... Her şeyi bırakın, vücudunuzun dengelerine bir bakın... Evren, gelişmiş bilgisayarlarınız var diye, akıllı evleriniz, telefonlarınız var diye, kıtalar arası füzeler atabiliyorsunuz diye, Sizi, diğer canlı formlarından ayrı bir yere koymaz...

Robotik cerrahiyle safra kesesi alırsınız, olağanüstü cerrahi yöntemler geliştirirsiniz, epidural anesteziyle ağrısız doğum yaptırırsınız ve bunlarla büyük gurur duyarsınız, ayaklarınız yerden kesilir....Fakaaat, gün gelir insanlık tarihinin en eski sağlık sorunu tüm sisteminizi paramparça eder...

Starbucks’tan kahve içmeden kendine gelemeyenler...Tuzu dirsekten sektirip ekiyor diye 300 lira hesap ödeyenler... Kinoa tohumlu ekmek, Argan yağı, çörek otu özü, ejder meyvesi peşinde koşanlar... Bir virüs gelir, hepimizi tarım toplumuna geçtiğimiz çağlara geri döndürür... Marketten un, bulgur, makarna yağmalarsınız...3 bin liralık parfümüyle caka satan bizler... Çareyi kolonyada aramaya başlıyoruz...

Dünyaya hükmettiğinizi sanırsınız, bir virüs gelir tüm ticaret ağınız çöker, petrol fiyatlarınız düşer, evinizden dışarı çıkamaz hale gelirsiniz...Sanal imparatorluğunuz başınıza yıkılır...

Milyarlık evlerimiz, yatlarımız vardır... Bir Tusunamiye, depreme bakar... 

Aslında evrenin tüm bilgeliği bir tohumun içinde gizli...Ve o tohum her baharda açıp gizi dışarı vuruyor... Tabii görebiliyorsak...

İnsan olarak farklı olmanın gereği, paylaşmaktır, sohbettir, affetmektir, sevgidir, saygıdır, doğayla uyumlu olmaktır...Yoksa o evren zaten bizi böyle hizaya getirir...

Sanırım insanoğlu olarak tekrardan basit yaşamayı öğrenmemiz gerekecek...

Bizler, Rusya’nın Çernobil Nükleer Santralinin patlamasıyla Radyasyonlu çaylara alıştık. Yine, Tavuk Gribi nedeniyle beyaz ette fiyat ucuzladı düşüncesiyle “bize bir şey olmaz” diye tavuk yemeğe devam ettik. Çin, gribi, Domuz Gribi gibi uydurma hastalıkları da geride bıraktık. Çok şükür.

Şimdi, Korona Virüsü ilk günlerin etki ve korkusuyla insanları tedirgin etti ama, alıştıktan sonra tehlikesi vız gelir, tırıs gider…..