Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

TZOB, balıkçılara ‘rastgele’ dedi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su ürünleri av yasağının bu gece sona ereceğini bildirdi. Bayraktar, “Bu gece (1 Eylül) itibariyle gırgır avcılığı, 15 Eylül itibariyle de trol avcılığı serbest...

Haber Giriş Tarihi: 31.08.2014 10:08
Haber Güncellenme Tarihi: 31.08.2014 10:08
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su ürünleri av yasağının bu gece sona ereceğini bildirdi. Bayraktar, “Bu gece (1 Eylül) itibariyle gırgır avcılığı, 15 Eylül itibariyle de trol avcılığı serbest olacağı için denizlerimiz yoğun bir av baskısı altında kalacak. Balıkçılarımızın av sezonunun 7,5 ay sürdüğünü unutmamaları gerekiyor.” dedi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, av yasağı döneminde balıkçıların başka bir gelir kaynakları olmadığı için sezona borçlu başladıklarını, balığın bol olduğu av sezonu başında da yüksek miktarda avcılık yapıldığından talebin üzerinde bir balık üretildiği, bu durumun balıkçıların gelirinin düşmesine neden olduğunu bildirdi.

Arz talep dengesini korucu şekilde yapılacak bir avcılığın balıkçıların yararına olacağını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol altına alınması ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun engellenmesi zorunlu. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına erişmiştir. Bundan dolayı, ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Sürdürülebilir balıkçılık için av yasağının titizlikle uygulanıyor olması son derece önemli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın avcılık konusunda getirdiği standartlar da büyük önem taşımaktadır. Belli bir boydan küçük balık tutulması yasak ve ağır cezaları var. Bu gibi uygulamalarla birlikte yapılan denetim ve kontrollerin düzenli yapılmaya devam etmesi gerekiyor. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir. Balıkçılarımızın da av yasağı dönemine ve av kurallarına mutlaka ama mutlaka uymaları gerekmektedir.”

“BALIKÇILARIMIZ SEZONA HAZIR”

Bayraktar, balıkçıların av yasağı dönemini, yeni sezon için hazırlıklarını tamamlamakla geçirdiğini hatırlatarak, başta denize açılabilmesi için gerekli resmi evraklarla ilgili işlemleri tamamladıklarını, ağlarını gözden geçirerek, tamirlerini yaptıklarını ve akaryakıt, kumanya kasa temini gibi ihtiyaçlarını, tekne ve gemilerin bakım ve onarımlarını tamamladıklarını belirti.
Avcılığın yasak döneminde küçük kayık balıkçıları avladıkları palamutun bol olmasıyla yüzlerinin gülmeye başladığını bildiren Bayraktar, “4,5 ay denizlerden ayrı kalan balıkçılarımız, bu av sezonunun iyi geçeceğini düşünüyorlar. Bol bol palamut, hamsi, çinekop, lüfer ve istavrit olacağını tahmin ediyorlar. Tüketicilerimiz de bu fırsatı iyi değerlendirmeli, her yaşta sağlık açısından son derece yararlı olan, sayısız faydası bulunan, çocukların gelişimine büyük katkı yapan balığı bol miktarda tüketmelidir” dedi.

“SEKTÖRDE İHRACAT POTANSİYELİMİZ ÖNEMLİ”

Su ürünlerinin, tarım sektörünün ana alt sektörlerinden birisi olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Üç tarafı denizlerle çevrili 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridine sahip ülkemizdeki mevcut su kaynaklarımız da dikkate alındığında, su ürünleri sektörünün ne denli büyük bir potansiyele ve öneme sahip olduğu görülmektedir. Uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için sektörün geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’de denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına erişmiştir. Bundan dolayı, ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir.

“RUSYA’NIN AMBARGO KARARI SU ÜRÜNLERİNDE DE BÜYÜK AVANTAJ SAĞLIYOR”

Rusya, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç menşeli gıda ve tarım ürünlerine ambargo koydu. Yılda 40 milyar dolar dolaylarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya, başta Norveç olmak üzere bu ülkelerden milyarlarca dolarlık da su ürünleri ithal etmektedir. Ülkemiz 2013 yılında Rusya’ya 32,3 milyon dolar değerinde su ve su ürünü ihracatı yaptı. Bu rakam iki ülkenin potansiyeli dikkate alındığında çok daha yüksek rakamlara ulaştırılabilir. Ülkemiz, bu değeri arttırabilecek potansiyele sahip. Ambargo kararı, ülkemize büyük avantaj sağlıyor. Bu avantajı kullanmamız gerekiyor.”

YAPILMASI GEREKENLER

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol altına alınması ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun engellenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Avcılıkta gerekli denetimlerin mutlak suretle yapılması ve kota sistemi uygulanması zorunluluğu bulunduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Özellikle avcılıkla elde edilen bazı balık türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, avlanma konusunda yasaklara ve kurallara uymanın, balıkların yumurtalarını bıraktıktan sonra avlanmasının ve böylece stokların korunmasının ne kadar önemli olduğu daha net görülecektir.
Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması önem arz etmektedir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır. İhraç edilen tek hayvansal tarım ürünü olan balığın (su ürünlerinin) uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için desteklemeler günün şartlarına göre artırılmalıdır. Ticari gemilerde olduğu gibi balıkçı tekneleri de tanker istasyonlarından kartlı sistemle mazot alabilmelidir.”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın on metre ve üzerindeki balıkçı gemisini kendi isteği ile avcılıktan çıkaran gemi sahiplerine yaptığı desteklemelerin su ürünleri sektörü için büyük önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.