Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

"Türkiye, Finans Konusunda Sağlam Zemin Üzerinde"

İstanbul Faktoring Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kongrede aday olmayacağını söylemesinin piyasaları anlık etkilediğini belirtirken, piyasalarda olumsuz bir durumun olmayacağını savundu. Erdoğan, Türkiye’de...

Haber Giriş Tarihi: 16.05.2016 11:03
Haber Güncellenme Tarihi: 16.05.2016 11:03
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
İstanbul Faktoring Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kongrede aday olmayacağını söylemesinin piyasaları anlık etkilediğini belirtirken, piyasalarda olumsuz bir durumun olmayacağını savundu. Erdoğan, Türkiye’de bankacılığın iyi yerlerde olduğunu vurguladı.
Yirmi yıldır finans sektörü içinde bulunan İstanbul Faktoring Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Erdoğan, piyasalar hakkındaki tecrübelerini, tespitlerini, ön görülerini, bilgilerini paylaştı. Toplum tarafından yanlış bilinen faktoring hakkında bilgi verdi.
’’TÜRK BANKACILIĞI ÇOK GÜÇLÜ’’
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kongre de aday olmayacağını söylemesi üzerine piyasaların anlık etkilendiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: ’’Piyasalarda olumsuz bir durum olacağını sanmıyorum. Türkiye bankacılığı gerçekten iyi yere geldi. Türkiye bankacılığı kolay kolay devrilecek bir sisteme sahip değil. Çok güçlü. O yüzden ekonomik krizler anlık gelebilecek durumda değil. Kısa süreçlerde geçiş sağlayacaktır. Piyasaya etkisi pek fazla olmayacaktır. Dolar belirli bir süre yükselir bir hafta ya da 15 gün sonra geri aşağıya gelmeye başlar. Türkiye finans konusunda sağlam zeminler üzerinde. Piyasalara gerektiğinde Merkez Bankası müdahale ediyor.’’
Faktoring sektörünün ne olduğu hakkında bilgi  veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Faktoring fatura temlikidir. Çoğu kişi tarafından piyasalarda çek  kırımı diye bilinir. Böyle bir durum mümkün değildir. Tamamen faturadan dolayı alacakların kredilendirme şeklidir. Bir müşteri, bir firmaya iş yapıyor  bu işi vadeli yapıyorsa ve bu vade 90 gün ise, 90 günden önce gelip bizden o finansmanı sağlayabiliyor. Bunun için faturayı bize getirip, alacağını bize ispat etmesi lazım. Bizde o fatura karşılığı olarak karşı taraftan teyitleri alıp, alacak var mı diye kontrol edip, firmanın güvenirliğine baktıktan sonra kredilendirme sürecine geçiyoruz. Bu işlemler bittikten 1 saat sonra müşterinin hesabına nakdi gönderip faturasını kesiyoruz.’’
’’TİCARETLE İLGİLENEN ÇOĞU FİRMA TİCARETİN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR’’
Piyasaları değerlendiren Erdoğan, ’’Piyasalarda krizin lafı son zamanlarda dolaşmaya başladı. Kriz her döneme mahsus bir durumdur. Ne yazık ki ticaretle ilgilenen çoğu firmalar, ticaretin ne olduğunu bilmemektedir.  Bunun sebebi ise, firmayı yürütmek için normal olarak bir sermaye koyuyorsunuz. Bu sermayeler çok düşük miktarda oluyor. En fazla o sermayenin 10 katı fazlasına borçlanabilirsiniz. Bu bizde çok üstüne çıkabiliyor. Belirli bir noktadan sonra sermaye yetersizliğinden dolayı firma sıkıntıya düşüyor. Sermaye alanı kilitleniyor. Kilitlendiği zaman eşe dosta gidiliyor, finansman çeki ya da hatır çeki alıp birbirleriyle takas yapılıyor. Günü geldiğinde bu çek ödenmediği için sıkıntıya düşülüyor. Bizde ticarette olumsuzluklara yol açanların başında bu finansman çeki ve hatır çekleri gelmektedir’’ diye konuştu.
Kredilendirme programının önemine vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi: ’’Kurumlar ya da işletmeler belirli noktalara gelirken mutlaka  işle ilgili kredilendirme yapıp planlarını ona göre yapmaları lazım. Ne yazık ki Türkiye’de ticaret yapan bazı kişilerin, ticaretle ilgili bilgilerinin olmadığını düşünüyorum. Bir şahıs işletmede yıllarca bulunmuş, o işletmede belirli  işleri iyi şekilde yapmışsa artık diyor ki ben patrona kazandırmayıp kendim bir yeri açayım. Bu işin en iyisini ben yapıyorum. Bu şekilde devam eder giderim diyor. Çevreden bulduğu belirli sermaye ile ticarete atılıyor. Ancak finansmanı bilmeyip ve planı doğru yapamadığı için sistem bu ticaretçiyi dışarı atıyor. Krediye girmek, eğer elinizde iyi projeler varsa belli bir finansmanı sağlayıp kendinizi iyi bir yere atabilirsiniz. Bu krediler belirli bir projenin karşılığında alınması lazım. Bizde ise krediler sıkıntıya düşüp çeklerimiz ödeyemediğimiz durumlarda alınıyor. Buda bizi belirli bir süre sonra sıkıntılara götürüyor ve iflas gerçekleşiyor.’’
’’TİCARET ALMAK SATMAK DEĞİLDİR’’
Ticaretin hesap işi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ’’Ticaret almak satmak değildir” dedi.
Ticaretin bütün her şeyi ile beraber hesap kitap işi olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Maliyetini iyi şekilde yapabiliyorsan, girdileri çıktıları düzgün şekilde tutabiliyorsan, personeli iyi eğitmişsen, finansmanını iyi durumlar  üzerine kurmuşsan o zaman ticaretin iyi gider. Belirli noktalara dikkat etmek lazım. Yatırımları yaparken elindeki işe göre yatırım yapmak lazım. Elinizde 1 yıllık iş var, siz 5 yıllık yatırım yapamazsınız. Eğer böyle bir yatırım yaparsanız iki gün sonra sizi iflasa götürür. Bu piyasaların ya da ekonomik krizin verdiği sıkıntı değildir. Tamamen kişinin ticareti bilmemesinden kaynaklanan durumdur.’’
Türkiye’de ne yazık ki iflas erteleme denilen durum olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"İflas erteleme, firma gider kendini anlatır. Alacaklılar üzerime geliyor, bana zaman verirseniz bu iflas ertelemeden kurtulurum. Bunun hesabını çok iyi şekilde bilmek lazım. Bilançoları iyi incelemek lazım. İflas erteleme alan firmaların bundan kurtulmaları şansı yüzde 3-4 gibi düşük bir orandır. Çoğu firma iflas ediyor. Bu iflas ertelemeyi geçiş süreci olarak kullanıyorlar. Firmayı 1 ya da 2 yıl yüzdürüyorlar daha sonra firma iflas edip gidiyor."
’’TİCARET YAPAN KİŞİDE BELİRLİ VERİMLİLİKLER ARANMASI LAZIM’’
"Ticarette kendimiz yargılamıyor ve sorgulamıyoruz" diyen Erdoğan, küçük olumsuz durumlarda piyasa çok kötü ve daraldı gibi söylemlerde bulunduklarını söyledi. Neden daraldığına bakmak gerektiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çek yasasında hapis cezası kalktıktan sonra insanların kredibilitesinde küçücük bir gecikme olduğu zaman çekleri yazılıyor. Artık ben bu yola devam edemem deyip firmayı batırıyorlar. Kendisi batmakla kalmıyor, otomatik olarak kollarına da zarar veriyor. Böylece piyasada krizin olduğu ve ticaretin kötü gittiği algıları oluşturmaya başlıyor. Bir firmanın batması demek, bir sürü kola zarar vermesi demektir. Ticarete atılan kişilerin belirli bir noktadan geçmesi lazım. Ticaret birçok şeyi kapsadığı için ticareti yapan kişide belirli verimlilik aranması lazım. Önüne gelen herkesin ticaret yapmaması lazım. Bunlara çok dikkat etmemiz gerekir."
Krizi insanların kendilerinin çıkardığını anlatan Erdoğan,’’Ticarette iyileri biz yaptık, kötüleri başkaları yaptı diyoruz. Ekonomik krizden kurtulmak için kendimizi çok iyi yargılamamız lazım. Yaptığımız her şeyin iyisini ve kötüsünü de kendimiz mutlak sorgulamamız lazım. Hesabı ve kitabı iyi yaparsanız ekonomik kriz diye bir şey olmaz. Krizleri çıkaran insanların kendisidir ve bilinçsizliktir" dedi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.