Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

"Gurbetçileri döviz getiren araç gördüler"

Birlik Vakfı Bursa Şubesi’nin geleneksel hale gelen sohbetlerinin konuğu AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu oldu.

Haber Giriş Tarihi: 15.02.2017 15:20
Haber Güncellenme Tarihi: 15.02.2017 15:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
"Gurbetçileri döviz getiren araç gördüler"

Bilal KAYAALTI

AK Parti İstanbul Milletvekili aynı zamanda TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu,  AK Parti iktidarından önceki zihniyetin yurtdışında yaşayan gurbetçileri ülkelerine döviz getiren araçlar olarak gördüğünü söyledi.

Birlik Vakfı Bursa Şubesi’nin geleneksel hale gelen sohbetlerinin konuğu AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu oldu. Yeneroğlu, Merve Camii konferans salonunu dolduran Bursalılara, Avrupa’daki Türklerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Modarotörlüğünü  Birlik Vakfı şube başkanı Mustafa Bayraktar’ın yaptığı toplantıya,  AK Parti Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, bürokratla, akademisyenler ve misafirler katıldı.

“VATANLA BAĞLARI KOPMUŞ”

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve 6 milyonluk Türk diasporasının da TBMM’deki temsilcisi olan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Birlik Vakfı Bursa Şubesi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Yurt dışındaki Türklerin önceki iktidarlar tarafından ötekileştirildi yok sayıldığını gurbetçilerin döviz getiren araçlar olarak görüldüğünü belirten Yeneroğlu şöyle konuştu: “Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız uzun yıllar hem ayrıştırıldı hem de “döviz getiren araçlar” olarak görüldü. Anayasa’da bile bu insanlarımızı tanımlamak için “yurt dışında çalışanlar” ifadesi kullanılmış. Oysa biz hep Batılı ülkeleri oradaki vatandaşlarımıza salt işçi gözüyle baktıkları, insani değerleri göz ardı ettikleri gerekçesiyle eleştirmişiz. Demek ki bu husus sadece onlar için geçerli değil. Dolayısıyla öz eleştiri yapmamız için yeterince gerekçemiz var. Hâlbuki bizim yurt dışındaki insanlarımız oraları yurt edinmişler, vatandaşlık almışlar, dördüncü nesildeler, çocuklarını yaşadıkları topraklarda büyütmüşler, yani yaşadıkları ülkelerin asli unsuru olmuşlar. Üzülerek söylemeliyim ki insanlarımızın bir kısmı da anavatanla bağlarını koparmış durumda. Gönüllü asimilasyon örnekleri de var. Şunu da aklımızdan çıkarmayalım: Yurt dışında Türkçe konuşulan sivil toplum kuruluşlarımızın temas kurduğu, hizmet verdiği kitle oradaki Türkiye kökenli toplam nüfusun yüzde 60’ını geçmiyor. Diğer yüzde 40 ile Türkçe iletişim kurmanın zorlukları artıyor. Türkiye henüz bu sorunun vahametini idrak etmiş değil. Gurbetçi tasavvuru devam ettiği sürece de bunu görebilmek, anlayabilmek pek mümkün görünmüyor. Bizim sosyal gerçeklikleri görüp buna göre siyaset üretmemiz gerek. Ben bu yüzden “gurbetçi” olarak nitelenen yurt dışındaki vatandaşlarımızı diaspora olarak görmemiz gerektiğini savunuyorum. Diaspora aslında bir iddia. Gereği yoğun ve kalıcı çaba gerektiriyor. Büyük devletlere baktığınızda belki bazısı bu kavramı kullanmıyorlar ancak bu politikanın gereği neyse onu yerine getiriyorlar. Öte taraftan yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli insanların dinî kültürel bağlarının dil köprüsü üzerinden geçtiğini bilmemiz gerek. Dünya’da örnekleri var” dedi.

“DAHA FAZLA BİLGİ ALACAKLAR”

Somut hedefler bağlamında iki kategoriyi birbirinden ayırmamız gerekiyor. İlki genel göç ve diaspora politikalarının kurumsal altyapısı ve çerçevesi, ikincisi doğrudan yurt dışındaki vatandaşlarımızı ilgilendiren hususlar.Türkiye olarak göç ve diaspora alanında yurt dışı eğitim, kültür, din, dil, medya vb. alanları içeren kapsamlı bir devlet politikasını uygulayabilmemiz için gerekli kurumsal yapıları oluşturmak ve geliştirmek durumundayız. Önümüzdeki 4 yılda ana  gündemimiz hiç şüphesiz ki ülkemizi bu hedefe yaklaştırmak olacaktır. Yurt dışındaki vatandaşlarımızı doğrudan ilgilendiren ve hükümet programımızda da yer verdiğimiz hususların başında, yurt dışının ayrı bir seçim bölgesi olması ve yurt dışı milletvekilliği konusu geliyor. Öte yandan yurt dışından mezun olan öğrencilerin diplomalarının tanınmasıyla ilgili süreçlerde sıkıntı yaşanıyor. Ayrıca beyin göçünde rekabet gücümüzü artırmamız gerekir. Ayrıca yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili gelişmelerden daha fazla haberdar olmamız için TRT ve Anadolu Ajansı’nın yurt dışındaki varlığının güçlendirilmesi şart. Uzman gazeteciliğin teşvik edilmesi gerekir. Aynı durum YTB için de geçerli. YTB’yi güçlendirmemiz, bütçesini ciddi manada arttırmamız lazım. YTB’nin yurt dışındaki vatandaşlara ayırdığı katkı çok daha fazla olmalı, birkaç misli artırılması lazım” şeklinde açıklamalarda bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.