Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gümrük Ve Ticaret Bakanı Tüfenkçi:

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, her dört ihracatçıdan biri, beş ve beşten fazla pazara ihracat yaptığını ve bu ihracatçıların toplam ihracatın yüzde 73’ünü oluşturduğunu söyledi.Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi,...

Haber Giriş Tarihi: 21.04.2016 15:51
Haber Güncellenme Tarihi: 21.04.2016 15:51
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, her dört ihracatçıdan biri, beş ve beşten fazla pazara ihracat yaptığını ve bu ihracatçıların toplam ihracatın yüzde 73’ünü oluşturduğunu söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nda konuştu. Dünya ekonomisi ve özellikle uluslararası ticaret son dönemde önemli bir değişim süreci yaşandığını belirten Tüfenkçi, ulusal piyasaların birbirlerine entegre olarak tek bir dünya pazarı olma yolunda ilerlediğini, dolayısıyla ülkelerin birbirlerine olan bağımlılığı arttığını söyledi.
2008 sonlarında Amerika’da finans dünyasında başlayan krizin, bu bağımlılığın neticesinde tüm ülkelerin ekonomilerini etkilediğini vurgulayan Bakan Tüfenkçi, “2009 Küresel Ekonomik Krizin etkileri, üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen hala devam etmektedir. Krizin çıkış noktası gelişmiş ekonomiler olsa da zaman içerisinde yayılma etkisiyle beraber krizin getirdiği olumsuz görünüm gelişmekte olan ekonomileri de etkisi altına almış, Bugün dahi gelecek dönemlere ilişkin beklentilerin sağlıklı bir şekilde yapılamaması sorununu beraberinde getirmiştir” dedi.
Küresel ekonomilerin 2015 yılı içerisinde birtakım kırılganlıklar ile beraber tekrar yavaşlama eğilimine girmesinin, uluslararası kuruluşların önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini de aşağı yönlü revize etmesine neden olduğunu belirten Gümrük ve Ticaret Bakanı, “Uluslararası Para Fonu (IMF), Ocak ayında yayınladığı görünüm raporunda 2016 küresel büyüme öngörüsünü yüzde 3,6’dan yüzde 3,4’e düşürmüş; 2017 yılı için büyüme tahminini ise yüzde 3,8’den yüzde 3,6’ya revize etmiştir. Dünya Ticaret Örgütü 2015 Eylül ayında; 2016 yılına ilişkin küresel ticaret büyüme öngörüsünü yüzde 4’ten yüzde 3,9’a düşürmüştür. Bu oran küresel kriz dönemlerinden sonra küresel ticaret hacminin en yavaş arttığı döneme işaret etmektedir. Buna ek olarak, 2016 yılı Ocak ayında küresel ticaret hacmi aylık bazda yüzde 0,4 oranında gerilerken; küresel ihracat hacmi yüzde 1 oranında gerilemiş; küresel ithalat hacmindeki artış ise yüzde 0,2 oranında kalmıştır. 2016’da küresel ticaret hacminin yavaşlamasının yanı sıra; ülkelerin dış ticaret istatistikleri de önceki dönemlere kıyasla daha zayıf bir görünüm ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Türkiye’nin gösterdiği başarılı performansın uluslararası kuruluşların da dikkatini çektiğini belirten Tüfenkçi, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye için 2016 yılı büyüme beklentilerini yüzde 3’ten yüzde 3,5’e yükseltiğini, ayrıca 2015 yılından gelen güçlü veriler ile desteklenen güçlü ekonomik duruşun Türkiye için yakın vadede ekonomik ivmede artışa işaret ettiği ifade edildiğini bildirdi.
Dünya ticaret hacminin seyrine bakıldığında son dönemlerde uzun dönemli eğilimin aksine keskin bir şekilde yavaşlama görüldüğünün altını çizen Bakan Tüfençi, “Dünya Ticaret Örgütü, 2015 yılında küresel ticaret hacminin yüzde 2,8 oranında arttığını, ancak bu artış oranının orta dönemli yüzde 5’lik büyüme ortalamasının altında kaldığını ifade ederken 2016’da da bu yavaşlamanın devam edeceğini belirtmiştir” diyerek, ticaretin dolar cinsinden değerine bakıldığında 2015 yılında küresel ihracat yüzde 13,5 oranında gerilediğini vurguladı.
Türkiye’nin, 2002-2015 arasındaki 14 yıllık dönemde ihracat ve ithalatın üç katı artarak Cumhuriyet tarihinin rekor seviyelerine ulaştığını belirten Gümrük ve Ticaret Bakanı, ihracatın 2014 yılında 157,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşırken ithalatın da 242 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
Bunun sonucunda ise dış ticaret hacminin 400 milyar dolar seviyesine kadar yükseldiğini, 2002-2015 arasında ihracatın yıllık ortalama yüzde 12,4 artış gösterdiğini kaydeden Tüfenkçi, “2015 yılında ise ihracat pazarlarımızdaki jeopolitik belirsizlikler ile küresel kur hareketlerinin keskin bir şekilde hareket etmesinin dış ticaretimiz üzerine getirdiği etkiler sonucu dış ticaret istatistiklerimizde bir miktar gerileme yaşanmıştır. 2015 yılında ihracatımız 2014 yılına göre yüzde 8,7 oranında gerileyerek 143,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. İthalatımız ise yüzde 14,4 oranında gerileyerek 207,2 milyar dolar olmuştur. Bunun sonucunda ise dış ticaret hacmimiz 351 milyar dolar olurken, dış ticaret açığımız ise yüzde 25,2 oranında iyileşerek 63,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
2016-2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP) ihracatın 2016 yılında 155,5 milyar dolara yükselmesinin, yükseliş eğiliminin 2017’de 175,8 milyar dolara ve 2018’de 201,4 milyar dolara ulaşması öngörüldüğünü söyleyen Tüfenkçi, “Ülkemiz, Bakanlığımız öncülüğünde benimsenen ticaretin daha kolay ve güvenilir yapıldığı ülke vizyonu ile beraber sadece dış ticaret istatistiklerinde değil dış ticaret yapısında da hızla gelişme kaydetmektedir. Bakanlığımız çatısı altında yapılan akademik çalışmalar sonucunda elde ettiğimiz veriler bize şu sonuçları göstermektedir:
Ülkemizin dış ticaret konusunda dünya pazarlarına entegre bir yapıda olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. Her dört ihracatçımızdan biri, beş ve beşten fazla pazara ihracat yapmakta ve bu ihracatçılarımız toplam ihracatımızın yüzde 73’ünü oluşturmaktadır. İhracatımızın yüzde 51’lik kısmını oluşturanlar 5’ten fazla ülke grubuna ihracat yaparken; ihracatımızın yüzde 13,7’lik kısmı ise 10 ülke grubuna birden ihracat yapmayı başaran ihracatçılarımız tarafından gerçekleştirilmiştir. Piyasaya yeni giren firmalar toplam ihracatımızın sadece yüzde 5’lik kısmını oluştururken ticarete devam eden firmalar ise toplam ihracatımızın yüzde 95’ini oluşturmaktadır.
Bu çalışmaların sonuçları göstermektedir ki ülkemiz, dış ticaret erbabımızın kalıcı olmaları ile kriz ve kırılganlıklardan en az oranda etkilenmeyi başarmışlardır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde de ihracatçılarımızın yaşanması muhtemel kırılganlıklardan en az düzeyde etkilenmesi için ihracat politikalarımızın farklı pazarlar dikkate alınarak yönetilmesi önem arz etmektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde de ihracatçılarımızın piyasadaki devamlılığının sürdürülmesi Bakanlığımızın öncelikli amaçlarından biridir. Bakanlık olarak Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik başlattığımız uygulamalarda; ticaret işlemlerinin maliyetlerinin azalması, ihracatta rekabetçiliğin artması, daha iyi lojistik hizmetlerine erişim ve denetimlerin etkinliğinin arttırılması konularını önceliğimiz olarak belirledik” dedi.
Bakan Tüfenkçi, “2002’de yüzde 13 olan ihracat kırmızı hat oranını, 2016 yılının ilk 3 aylık döneminde yüzde 5’e kadar düşürdük. Bu oranı daha da aşağıya çekmek için çalışıyoruz. Periyodik olarak merkezi risk profilleri kapsamında ihracatta kırmızı hatta işlem gören beyannamelerin kırmızı hatta yönlendirilme nedenleri incelenmektedir. Yapılan inceleme neticesinde en çok kırmızı hatta sevk yapan, ancak isabet oranı yetersiz görülen risk profilleri üzerinde, gerekli güncellemeler yapılıyor. Böylece kırmızı hattın sadece riskli alanlarda kullanılmasını sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Şu anda ihracat işlemlerinin yaklaşık yüzde 35’i mavi hatta işlem görmektedir. Mavi hatta işlem gören ihracat beyannamelerinin gümrük işlemleri hızlanmıştır. Gümrük işlem sürelerinde bu çalışmaların etkisini görmekteyiz:
2002 yılında ihracat beyannamelerinin yüzde 35’inin işlemleri ilk yarım saatte, yüzde 70’inin işlemleri ise ilk dört saatte sonuçlandırılırken; 2008 yılında ihracat beyannamelerinin yüzde 73’ünün işlemleri ilk yarım saatte, yüzde 90’ının işlemleri ise ilk dört saatte sonuçlandırılmış; 2016 yılı ilk 3 ayında bu oranlar ilk yarım saat için yüzde 83, ilk dört saat için yüzde 95 olarak gerçekleşmiş, dolayısıyla bir ihracat beyannamesinin ortalama işlem süresi önemli ölçüde kısalmıştır” diye konuştu.
Çalışmalarını elektronik sistemleri esas alan ve sınır geçişlerini hızlandıran, bu sayede tüm işlemleri mümkün olan en kısa sürede ve en güvenilir şekilde tamamlanmasını sağlayan projeler ve faaliyetler üzerine yoğunlaştırdıklarını belirten Bakan Tüfenkçi, “Yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması ile ihracatı kolaylaştıracak ve ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracak düzenlemeler yapıyoruz. Bu çerçevede güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıdık. İhracatta yerinde gümrükleme izni ile izinli gönderici yetkisi sahibi firmalara, gümrük işlemlerinin kendi tesislerinde tamamlanmasına imkan verilerek önemli bir zaman ve maliyet avantajı sağlanmıştır.
Bakanlığımızca ihracatta tanınan kolaylıklardan biri de onaylanmış kişi statüsüne sahip kişilere tanınan ihracatta mavi hat yetkisidir. Bu kapsamda risk değerlendirmesi çerçevesinde, ihracat eşyasına ilişkin gümrük işlemleri hızlı bir şekilde tamamlanmakta ve beyannameye ilişkin kontroller sonradan gerçekleştirilmektedir. Bakanlığımızın “güvenli ticaretin kolaylaştırılması” misyonu çerçevesinde ülkemizin rekabet gücünü artırarak ihracatımızı kolaylaştırmaya yönelik olarak yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması çalışmaları hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Tek Pencere Sistemi, gümrük işlemleri sırasında istenen tüm belgelerin tek noktadan temin edilmesini ve gümrük işlemlerinin tek noktaya yapılacak başvuru ile yürütülerek tamamlanmasını sağlayan sistemdir. Bu şekilde, işlemlerin hızla tamamlanması ve eşyanın seri bir şekilde serbest bırakılması ile arz zincirinin hızlanmasını hedeflemekteyiz. Tek Pencere Sistemi, Başbakanımız tarafından 10 Aralık 2015 tarihinde kamuoyuna duyurulan 64’üncü Hükümet 2016 yılı Eylem Planı’nda yer aldı” dedi.
Eylem Planında Tek Pencere Sistemine ilişkin belirlenen hususların takvime uygun olarak 6 ay içinde tamamlanması yolunda önemli mesafe katettiklerini söyleyen Bakan, ilgili kurumlar tarafından düzenlenen ve tek pencere sistemine dahil edilen belgelerin, e-belge formatında bakanlığımıza gönderildiğini, bunlara ilişkin gümrük işlem ve kontrollerinin tamamen elektronik ortamda tamamlandığını kaydetti. Ayrıca Bakan Tüfenkçi, 2 gün önce, 19 Nisan 2016’da geçici ithalat izni belgesiyle e-başvuru uygulamasını başlattıklarını vurguladı.
İhracatçıların beklemeden kaynaklanan maliyetlerini asgariye indirmek istediklerini belirten Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, şu anda proje faaliyetlerinin bir kısmının gerçekleştirildiğini belirterek; “Bakanlığımızca kara sınır kapılarımızda nakit olarak yapılan her türlü tahsilat işleminin banka kartı/kredi kartı aracılığıyla da yapılabilmesine ilişkin hukuki ve teknik alt yapının oluşturulması çalışmaları başlamıştır. Tek Durak pilot uygulama kapsamında, Kapıkule’de ’mobil muayene’ işlemleri ve Habur’da standart depo muafiyet fazlası işlemleri, tablet bilgisayarlar aracılığıyla yapılmaya başlandı. Bu pilot uygulamaları diğer kapılarımıza da yaygınlaştırmayı planlamaktayız” ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak ticaretin hızlandırılması ve kolaylaştırılması kapsamında uygulamaya koyduğumuz her projede teknolojideki gelişmeleri takip ettiklerini belirten Bakan Tüfenkçi, bu kapsamda e-Fatura uygulamasına geçtiklerini söyledi ve şunları söyledi: “1 Ocak 2017’den itibaren e-fatura ile bütün sistem üzerinden faturalar düzenlenecek hızlanacak ve sahtecilik önlenecektir.
Özel Fatura”ya ilişkin Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar kapsamında; ’(Bavul Ticareti diye bilinen) Türkiye’de İkamet Etmeyenlere Yapılan Satışlar’ çerçevesinde düzenlenen ‘Özel Fatura’ya ilişkin gümrük işlemlerinin, elektronik olarak yapılması için ’Özel Fatura Programı’nın, testlerini tamamladık. Atatürk Havalimanı Yolcu Salonu ve Zeytinburnu Gümrük Müdürlüklerinde pilot uygulama yapıldı. Sistemin yaygınlaşmasıyla, Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel faturaya ilişkin işlemler güvenli ve seri hale gelmiş olacak”.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, transit rejimi kapsamındaki kolaylıklar ise şöyle açıkladı: “2016 yılı başında çalışmalarına başlanan ve 2017 yılı Haziran ayında sonlandırılması planlanan ihracat eşyasının yurtdışı edilmesinde transit beyannamesi yerine ‘İhracat Refakat Belgesi’nin kullanılması, ihracatçılarımızın işlemlerini hızlandırarak önemli kolaylıklar sağlamasını beklemekteyiz. Gümrük idarelerince verilen Dahilde İşleme, Hariçte İşleme, Geçici İthalat, Gümrük Kontrolü Altında İşleme ve Nihai Kullanım İzinlerinin verilişinden, kapatılışına kadar geçen tüm sürecin elektronik ortamdan yürütülmesi yönünde bir çalışma başlattık. Bu çalışmanın tamamlanması ile yükümlülerin izin başvuru süreçlerini hızlandırarak, gümrük idarelerince izin kapsamında yapılması gereken işlemlerin hızlandırılması ve kolaylaştırılması sağlanacaktır.
Pilot uygulama olarak ’Dahilde İşleme İzinlerinin’ diğer izinlerden önce sisteme aktarılması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir. E-ticaret yoluyla yapılan ihracatın gümrük işlemlerinden kaynaklanan zaman ve parasal maliyeti azaltmak amacıyla düzenle yaptık. Bu çerçevede; hızlı kargo firmalarına ve posta idaresine, değeri 7500 Avro’ya ve miktarı 150 kilograma kadar olan ihracat eşyasının beyanını (dolaylı temsilci olarak) yapma yetkisi verilmiştir. Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi kapsamında yapılan ihracattan doğan KDV iadesini alma imkânı bulunmaktadır”.
Özellikle, küçük çapta olsa da ihracat yapmak isteyen küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) 7 bin 500 euroya kadar yapacakları ihracatta, hem ihracatın maliyetini düşürdüğü hem de bürokratik işlemler nedeniyle ortaya çıkan zaman ve emek kaybını ortadan kaldırdığı için, ihracatçı için bir teşvik unsuru olduğunu söyleyen Bülent Tüfenkçi, ’Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Kapsamındaki Hususlar’ konusunda ise "Bakanlığımızca bildirime tabii olan deterjan, emzik, biberon, çocuk bezi ve diş fırçası gibi ürünlerin AB ülkeleri dışındaki ülkelere ihracatı sırasında, üretici firmaların talebi üzerine Serbest Satış Sertifikaları düzenlenmektedir. Belge düzenlenmesi aynı gün sonuçlandırılmaktadır" dedi.
Gümrük Birliği çalışmalarımıza da değinen Tüfenkçi, "Gümrük Birliği, ülkemizin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği öncesinde geçiş dönemi düzenlemesi olarak tanımlanmış bir yapı teşkil etmektedir. Geçici niteliğine rağmen ülkemiz ile AB arasında Gümrük Birliği asimetrik bir yapıda teşkil edilmiş ve öngörülenden daha uzun bir süre yürürlükte kalmasıyla, ülkemiz açısından sorunlar ihtiva eden bir ortaklık ilişkisine dönüşmüştür. Bugün, Gümrük Birliği ile ilgili alanlarda AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının üstlenilmesinde yaşanan güçlükler ve Gümrük Birliğinin tam anlamıyla yararlanmamıza mani olan karayolu kotaları gibi konular sistemik sorunlar haline gelmiştir.
Bu konulara ilişkin olarak Gümrük Birliği kararında hiç hüküm bulunmaması veya mevcut hükümlerin ülkemiz açısından yetersiz kalması bu sorunlara kaynak teşkil etmiştir. AB yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları kapsamında tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları gibi alanlarda üçüncü ülkelerle, Türkiye ile olan ortaklık ilişkisinden daha derin tercihli düzenlemeler gerçekleştirmektedir. Son dönemde, ülkemiz de üçüncü ülkelerle benzer şekilde Gümrük Birliğinden daha kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmaları (Güney Kore ile hizmetler ve yatırım, Peru ile hizmetler, Singapur ve Japonya ile hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları) müzakere etmeye başlamıştır. Türkiye’nin AB ve ABD arasında müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı sonucu ortaya çıkacak ekonomik blok içinde yer alma hedefi Gümrük Birliğinin güncellenmesi sürecine aciliyet kazandırmıştır" ifadelerini kullandı.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin Avrupa Komisyonu ile yürütülen teknik müzakereler 27 Nisan 2015 tarihinde tamamlandığını, konuya ilişkin resmi müzakerelere başlanmadan önce taraflarca etki analizi çalışması, iç istişare ve onay süreçlerinin tamamlanması gerektiğini kaydeden Tüfenkçi sözlerini şöyle tamamladı: "Resmi müzakerelere ise 2016’nın son çeyreğinde başlanması planlanmaktadır. Bu süre zarfında ülkemizce gerekli hazırlıklar kapsamında etki analizi çalışması yapılması ve ilgili Kurumlar, Sivil Toplum Kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile iç istişare süreci başlatılmıştır. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılına ilişkin ülkemizin ihracatının artırılması ve dış ticarette yakaladığımız ivmenin devamını sağlayarak önümüzdeki dönemde ülkemizin sürdürülebilir ekonomiler arasında yer alması için Bakanlık olarak çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz".
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.