Türkiye'nin kuruluş ve inşa döneminde vatandaşın yüzü asık, esnaf kan ağlıyor. Turizm sektörünün var olan potansiyelden memnun olmadığı ekonomi de, ticaret gelecek vaat etmiyor. Daha fazla üretmek adına ortaya çıkan maliyetle yüzleşen sanayici, döviz kurlarına ödeyeceği parayı tatile harcıyor. Balkan iş dünyasının kilitlendiği, çoğu sosyal yapının finans nedeniyle olumsuzluk sinyali verdiği Türkiye'de belirsizlikler artıyor. Türkiye'nin en durgun olduğu yıllardan birisi 2018 yılı. Ak Parti'nin ısrarla dönüşüm dediği Türkiye'de, yerel yönetimler seçim yarışında kendi dertlerine düşmüş durumda. Halk ile Ak Parti arasında kurulan samimiyet bağının ciddi yara aldığı siyaset arenasında ekonomik tabloların iyiye gitmemeye devam etmesi halinde belediye başkanlıkları ve meclis üyeliklerinde MHP ve CHP ile İYİ Parti'nin oy oranlarının artması bekleniyor. Vatandaşın Milletvekillerini dikkate almadığı yeni dönemde halk ısrarla Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşmak istiyor. Velev ki, Ak Parti'den aradığı çözümü bulamıyor!

Ev ve araba almak hayal oldu...

Ak Parti'nin güçlü yükseliş dönemlerini hatırlayalım hep birlikte. 2002 - 2008 yılları arasında geliştirdiği mikro projelerde makro başarılar elde eden Ak Parti 10 yıl sonra bugün 2002 yılından daha kötü bir ekonomik tablo bıraktı. Konut fiyatlarının bir anda 350 bin seviyelerine ulaştığı Bursa'da, dublex daire fiyatları 800 bin lira veyahut karşılığı Dolar yada Euro üzerinden fiyatlandırılıyor. Arsa fiyatlarının uçtuğu, yeni arsaların yerel dinamiklerce üretilemediği Bursa, hızla betonlaştırılan merkezi yapısı nedeniyle aşırı ve bunaltıcı sıcaklara teslim. Bursa gibi 2 ayrı otomobil fabrikası olan bir kentte otomobil fiyatları 80 bin liradan başlarken, 17 yaş ve üstü araçlara neden halen hurda teşvikinin getirilmediği merak konusu. Ak Parti'nin ötesinde yerelde maalesef ne CHP ne de MHP siyaset üretemiyor. Ak Parti'nin Genel Merkez'den tozpembe gördüğü yerel dinamiklerin ilk seçimlerde ciddi oy kaybetmesine kesin gözüyle bakılıyor. Bursa yerelinde değerlendirdiğimizde kentin en borçsuz belediyesi olan Osmangazi Belediyesi'ne yönelik karalama kampanyalarının artık zulüm boyutuna ulaştığını kabul etmeliyiz. Yine Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in CHP'den Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmasının Ak Parti adına ağır bir seçim süreci yaratacağını kabul etmek gerekiyor. Orhangazi, Yenişehir, Orhaneli, Gemlik, Kestel, Gürsu, Karacabey'in kesin kaybedildiği düşünülen Ak Parti'de; Mustafakemalpaşa, İznik, Büyükorhan, Keles ve Harmancık'ta riskli belediyeler arasında yer alıyor. Ak Parti'nin bugün yapılacak bir seçimde yüzde 60 oranında belediye yüzde 50 oranında oy kaybetmesine kesin gözüyle bakılıyor. Oy oranının az kaybedilip belediyelerin çok kaybedilme nedeni ise, metropol bölgelerde var olan taşra göcü olarak değerlendiriliyor. Kısacası, vatandaş artık ev ve araba almayı hayal bile edemezken icra dairelerinde borcunu ödemek için para bulmaya çalışıyor...