Aslında gündemde çok konu var ama bugün hiç birini yazmak içimden gelmiyor. Akademisyen görünümlü terör sevicilerini unutmadım, onlara çok ağır bir yazı yazmak istiyordum lakin bir başka bahara kaldı. Bir de ünlü televizyon programcısı Beyazıt Öztürk (Beyaz) ile ilgili olan terör örgütü propagandasına yardım konusu var. Bunu da sadece bir kaç cümleyle geçmek istiyorum. Beyaz'ın yaptığı hata ancak kasıtlı değil. Zaten kendisi de çıkıp tüm samimiyetiyle özür dileyip konuyu açıkladı. Bizim bildiğimiz kadarıyla kendisinin çizgisi de bu yönde değil fakat insan beynini sadece eğlenceye odaklayınca karşısına çıkan bir sürpriz telefon bağlantısında böyle çuvallayıveriyor.

Günlerden Bursaspor

Şimdi neden bu meseleleri es geçiyorum, çok daha önemli bir gelişmemi var? Bursa'dan, Bursalı olarak ve Bursasporlu gözüyle bakıldığında evet. Tüm şehirde çok özlenen bir rüzgar yeniden esiyor. Bu rüzgarın adı Pablo Martin Batalla. Yani efsane geri döndü. Bence aklı ve kalbi de hep buradaydı. Bu açıdan belki de hiç gitmemişti ama biz onu çok özledik ve tekrar yeşil beyazlı formayla sahaya adım atmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Taraftarların ona olan özlemi de zaten hiç dinmemişti. Her Bursaspor haberinin altındaki taraftar yorumlarında mutlaka adı geçiyordu. Tekrar geleceği her konuşulmaya başlandığında tribünlerdeki taraftarlar adına bestelenen şarkıyla ona sesleniyordu. Nihayet beklenen oldu ve 'süper bücür' tekrar aramıza döndü.

Ah Körüstan ah

Defaatle dile getirdiğim gibi Körüstan dönemi tam bir kabustu Bursaspor için. Belki de kulüp tarihindeki en faydalı ve en iz bırakan yabancı futbolcumuz olan Batalla'yı da yine bu kara dönemde kaybettik. Üstelik olası tepkilerden kurtulmak için çok ucuz bir yöntemle Batalla'yı taraftarın önüne atmaya kalktı o yönetim. Aramızda hala kafaları karışık olanlar bulunsa da çok şükür ki camianın büyük bir çoğunluğu Pablo'nun haklılığına inanmıştı. Bence o gün gerçek bir Bursasporlu duruşu göstermişti Batalla. O günkü yönetimin Daum ile el ele vererek Bursaspor'u batağa doğru çektiğini haykırdı resmen Batalla. Oysaki onun bir sorunu yoktu. 2017 yılına kadar sözleşmesi vardı ve rahatı da yerindeydi. Gerekli olduğuna inandığı bir çıkış yaptı ve risk aldı. İşte bu tam da bir Bursasporlu duruşuydu.

O risk aldı, ya biz?

Bizler o gün onun kadar bu duruşu gerçekleştirmiş olabilseydik, Bursaspor'dan giden Batalla değil Daum ve yönetim olurdu. Zaten zaman da Batalla'yı haklı çıkardı ve ne Daum kaldı, ne de o basiretsiz yönetim.

Olmadı, o gün yapamadık ve 10 numaramızı kaybettik ama Batalla kaybetmedi. Çok daha iyi bir rakama Çin'e gitti. Çıktı ve yine o karakterli futbolunu oynadı. Yine oradaki taraftarların da sevgilisi oldu. Sonuçta bugün Batalla yine aramıza döndü. Eğer gerçekten Bursaspor'u unutabilseydi emin olun tekrar dönmezdi. O yüzden lütfen bundan sonra kimse Batalla için; “Takımı sabote etti, kimse Bursaspor'dan büyük değildir” gibi boyundan büyük laflar etmesin. Boyundan büyük işlerin nasıl yapıldığını görmek isteyenler de bundan sonra yeşil sahaya baksın.