Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

E-Fobi

Yazının Giriş Tarihi: 12.11.2020 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.11.2020 00:03

Evden çıkmakta zorlanıyor, kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyor, tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte hatta kapalı otoparklarda bulunmaktan ve asansöre, uçağa, otobüse binmekten korkuyorsanız, agorafobi olma olasılığınız çok yüksekmiş.

İnsanlarda kontrol kaybı, kalp krizi ve ölüm düşüncelerine de sebep olan bu Agorafobi de ne ola ki derseniz;

Sözcüğün tam karşılığı ‘‘Açık Alan Korkusu’’imiş.

Bu illete yakalananlar, yaşanan yer ve duruma özgü fobiler geliştiriyorlar bazıları işi iyice abartarak  yıllarca iş yaşamından ve normal hayattan kopuyorlarmış.

Hepsinin yanı sıra  tatile gidemeyenler, bulunduğu yerden çıkamayanlar, taksiye dolmuşa ve dahi kendi özel aracına öcü muamalesi yapanlar, işine gidemediği için işten kovulanlar da gırlaymış.

Açık alan korkusu bazen öyle bir hal alıyormuş ki,muzdaripleri bir rahatsızlık geçirdiklerinde bulundukları ortamlardan çıkartılıp hastaneye, doktora yetiştirilememekten, ya da ortamda rezil olmaktan korkar oluyorlarmış.

Agorafobinin belirtileri ise şunlarmış;

Kalp çarpıntısı,Titreme,Baş dönmesi,Korku,Mide bulantısı, Endişe, Ölecekmiş/Bayılacakmış hissi,Uyuşma,Karıncalanma,Hızlı soluk alıp verme,Göğüste ağrı,Nefes darlığı,Terleme, hapsolma sanrısı…

Aaaa bunların çoğu bende de var diyen kaç kişi çıkacak aranızdan bilmiyorum ama bu yazıyı yazmamanın nedenini çok iyi biliyorum.

Uzun süredir evden çıkmam gerektiğinde hele bu çıkışın markete gitmek için gerçekleştirileceği zaman bir garip oluyorum.

Yukarıda ki saydığım belirtilerin çoğunu göstermesem de hepsinden sağlam bir kokteyl hazırlayıp fondip yaptığımda içimi derin bir endişe hali kaplıyor.

Sanki Apaçilerin Ateş suyu.

Kapıdan çıkar çıkmaz görünmez bir şeyler boğazıma sarılıp, gırtlağımı sıkacaklarmış gibi geliyor.

Yok bu öyle korona sniperine yakalanıp enfekte olmaktan doğan bir korku değil.

Çok şükür salgına dair kuvvetli bir tevekkül halindeyim.

Biliyorum ki ondan korunmak artık büyük ölçüde şans işi.

İp beş yerinden koptuktan sonra önlem filan hikaye…

Ömründe şansla arası sıkı fıkı olamayan bir adamın hadisenin sonunu da tahmin etmesi de zor olmuyor tabi.

Elle gelen düğün bayram da demiyorum elbet ama salgın konusunda memleketin hali pür melali meydanda işte..

Kısacası dışarı çıkarken sergilediğim garip tavrın o virüsle bir alakası yok.

Esas sıkıntı geçenlerde de yazdığım etiket pandemisinde yani fiyat etiketlerine  yapışan virüslerde.

Aslında kendi tanımı çoktan koydum da henüz yine kendime anlatamadım o kadar.

Benim ki büyük olasılıkla Agorafobi filan değil direkt E-Fobi.

Etiket Fobisi yani.

E nin yanında ki tireye bakıp ta Elektronik Fobi sanılmasın.

Kim bilir belki bunca fobi arasında o da vardır da, bu dediğim gibi etiket fobisi.

Önceleri fiyat etiketlerini görünce azıyordu,şimdi evrildi daha evden çıkmadan naralar atmaya başlıyor musibet.

Bu gün yine o günlerden biri.

Dün akşam Sultan-ı Hanım buyurdu; market seferi düzenlenecek.

O yüzden sabah üzerimde bir ağırlık ve sıkıntı ile uyandım,kahvaltıda ne yediğimi bile anlamadım,şimdi de için için terliyorum.

Tek parça dönüp dönmeyeceğim belli olmadığı için bari yazıyı evden çıkmadan yazıp gazeteye göndereyim dedim.

‘‘Eee o kadar tırsıyorsan çıkma evinden otur birader…’’

O da yemiyor be dış ses; çünkü aç kalmakta yemiyor.

Hadi sen yabancı değilsin itiraf edeyim; biraz da buyruğun sahibesinden de tırsma durum vaziyetleri de yok değil hani.

Ama baskın olan E-Fobi onu da diyeyim yani.

Eskiden bir dostum bana ‘‘İnsan korkularıyla yüzleşemez ise ömrü boyunca o korkularının zindanında prangaya vurulu yaşar’’ demişti.

Haklı olmasına haklıydı tabi de,bu etiket fobisi öyle yüzleşmeyle filan atlatılacak bir şey değil.

Aksine o etiketlerin ağzına yüzüne vura vura geçecek bir şey.

Bu şey de mümkün olmayan bir şey.

Kaldı ki üzerinde bu kadar arsızca rakamın yazdığı bir yüzsüzle nasıl yüzleşebilir ki insan?

Eğer yarın bu köşede yazımı görürseniz bilmem kaçıncı market meydan savaşını az hasarla atlatıp kaleme dönmüşüm demektir.

Görmezseniz o zaman da etiketlerle dalaşırken beyaz gömlekli adamlar beni alıp götürmüşlerdir zaten.

Ziyaret günlerini bilahare sosyal medya sayfamda paylaşırım.

Ama sizden ricam durumumu merak eder, ziyaretime gelirseniz ve gelirken elmaydı ayvaydı bir şeylerde alırsanız ne olur dikkat edin poşetlerin üzerinde marketin barkodlu etiketi olmasın.

Malum E-Fobik olduğum için etiketlere karşı çok hassasım.

Ha bir de gelirken çift maske takıp gelin;

Bu E-Fobi Korona kadar bulaşıcı ona göre.

Sultan-ı Hanım da aynı semptomları gösteriyor oradan biliyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.