Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Düştük vesselam!

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2019 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2019 00:05

Şimdi, yönetimden yapılan açıklamalara göre olağanüstü kongre kararı alınmış. Daha öncede kongre kararı alındığı ve Mayıs ayında kongre yapılacağı açıklanmıştı. Sahi, ne oldu bu karar?. Mayıs ayının son günlerini yaşıyoruz. Ortada kongre, mongre yok Bursa’nın moral kaynağı, huzur kaynağı, sokak sohbetlerinin başkahramanı ve kent kültürünün en büyük mirası olan bir tek çatısı var, Bursaspor.

Bursa’ya yolu düşen, Bursa’dan gelen geçen, özellikle de 2010 yılındaki şampiyonluktan sonra, Bursa ismini duyan herkesin gururla söz ettiği bir takımdı Bursaspor.

Bursaspor, bu dönem kümeye düştü. Ligden atılmış oldu. Yani, birinci ligde oynadığımız ve sonuç alamadığımız maçlar yüzünden bizim şampiyonluk tarihte yazılı kaldı. Bursaspor’un tarihinde bu küme düşme meselesi ikinci kez yaşanıyor. Tabi, kümeye düşme meselesindeki sorumluluk, bu takımı teslim ettiğimiz ve kongrelerde arkasında durup destek verilen yönetim kuruluna aittir. Futbolcuların da ikinci sırada önemli katkıları ve sorumlulukları bulunmaktadır. Üçüncü, sıradaki sorumluluk ise yönetime destek verenlerin, Bursaspor’da işler kötüye gitmesine rağmen, “bırakın gidin!” diyenlere kulak tıkayıp, yönetimle el ele kol kola gezerek, Bursa’ya attıkları kazıktır bu sonuç.

Bursaspor, son 4 yıldır hep düşme tehlikesi altında ligde kalabilmeyi başardığı içinde bu kentte davul zurnalarla karşılanan bir takım oldu. Nedeni, sizler, sezon boyunca maçlarda başarı göstermeyin. Tam yumurta tavuğun çıkma noktasına geldiği anda elinizi taşın altına koyuyormuş gibi yapıp, bazı taraftar guruplarıyla beraber halka yönelik baskılar kurup, “bakın kümeye düşmedik. Çalışıp, çabaladık, ligde kaldık. Başarı kazandık” diyerek halkı oyalamaya devam ederseniz, sonucun böyle olması zaten kaçınılmaz.

Ben, sporla ilgili, Bursaspor’la ilgili sürekli yazılar yazmıyorum. Daha çok, siyasi, ekonomik, güncel konularla ilgili yazılar yazıyorum. Bugünkü güncel konumuz ise Bursaspor. Bu kentin takımı. Bu şehrin huzur ve moral kaynağı.

Şehir artık susmuş. Kapalıçarşı’da esnaf konuşmuyor. Uzunçarşı’da esnafın ağzını bıçak açmıyor. Ki, onlar, maç öncesinde, takıma moral sağlama adına, bu kentin cadde ve sokaklarını kendi imkanlarıyla, ceplerinden çocuklarına verecekleri bayram harçlıklarını harcayıp yaptırdıkları Bursaspor bayrak ve flamalarıyla süsleyen insanlarımız. Ki onlar, canı kadar sevdikleri Bursaspor’a toz kondurmama adına, yapılan bütün hata ve yanlışlıkları sineye çekip, “bir bildikleri vardır” düşüncesiyle Bursaspor yönetimine üstü örtülü destek olanlar.

Gelinen nokta ise yapılan bütün bu özverilere rağmen utanç sertifikası gibi insanların yüzüne çalınan bir sonuç.

Böyle mi olmalıydı?

Senelerdir, takımın ligde kaldığı için sanki şampiyon olmuş gibi kutlamalar yapan taraftarlarımız artık öksüz ve yetim kaldılar. Bursaspor zaten öksüz ve yetim kalmıştı.

.

İnsanları kandırmak, oyalamak bu kadar mı kolay?

Artık olan oldu. Lig bitti. Takım kümeye düştü. Bursaspor’un ve Bursa’nın marka değeri düştü. Moraller zaten sıfır. Bu sonucun alınmasında sadece yönetim ve oyuncuların üzerine gelme yerine, zamanında müdahil olmayan medyanın da r8olü var. Takımı, kayıtsız şartsız destekleyen, yönetimle kol kola yol yürüyen medyanın da artık sorgulanması gerekiyor.

Tabi ki en başında, yönetimin bu işin hesabını iyi vermesi lazım. Hatırladığım kadarıyla rahmetli Süleyman Kurtçu’nun başkanlığındaki Bursaspor’da ne mali sıkıntılar vardı? Ne futbolcular zamanında paralarını alamadıklarını söylüyorlardı? Ne de yöneticiler, kulübe verdikleri borç paralar için icra takibi yapıyorlardı.

Şimdi neler olmuş. Rahmetli Orhan Özselek hem kulüp borçlarını ödemek hem de takımı ayakta tutma adına verdiği mücadeleyi de unutmuş yönetimdekiler. Belki de neler olduğundan bile haberleri yok.

Bursaspor senelerdir siyasi ayak oyunlarıyla yönetilmiş. Siyasette milletvekilliği için atlama tahtası gibi kullanılmış. Ticarette, işlerin artırılması için kullanılmış. Bürokraside baskı unsuru olarak kullanılmış. Yönetime gelenler, satamadıkları, dairelerini, dükkanlarını, Bursasporlu oyunculara transfer ücreti ödemesi olarak satmışlar. Paralarını da katmerli olarak kulübün kasasından tahsil etmişler. İşte böylesine bir görüntü var. Kimi, yöneticiler ise kamunun malı olan ve Bursaspor’a gelir sağlanması amaçlı verilen malları, mülkleri kendi tapulu malı yapmışlar. Bursaspor ve borçları, bazı kişilerin paralarına para katması için iyi bir alt yapı oluşturulmuş.

İşte böylesine bir durum varmış Bursa’da.

O, zaman gerçek Bursasporlular, Bursa sevdalıları da takıma ve Bursaspor’a destek olmaktan vaz geçmişler. Düşünce şu; “Parayı ben vereceğim, reklamı bilmem kim kendi çıkarları için yapacak. Yok böyle bir şey. Madem, reklam yapacaksın. Parayı ver. Sonra da kulübe icra getirip, bu borcu Bursa ödesin. Belediyeler ödesin. Kulüp ödesin” diye konuşmayın. Bursaspor kampanyası döneminde cebindeki bir liralık simit parasını getirip kutuya atan öğrencilerin hakkını yemekten de mi korkulmuyor?

Ben diyorum ki, tıpkı Orhan Özselek döneminde olduğu gibi, zenginler, para babaları, siyasetin efendileri bu kulüpten, Bursaspor’dan artık ellerini eteklerini çeksinler. Önce Bursa kendisine gelsin. Bu düşme meselesi sorgulanıp halledilsin. Sonra da Bursaspor için neler yapılabilir, hep beraber karar verilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.