Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yunan yetkililer: Uyuşturucu ile mücadele deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız

Uyuşturucu ile mücadele alanında Türkiye'ye destek veren komşu Yunanistan, bu defa da hayat kurtaran 'bağımlı tedavi merkezleri' tecrübesini aktarmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Türkiye’den Kırıkkale Belediyesi, başkent Atina’da görüşmeler...

Haber Giriş Tarihi: 22.10.2014 12:41
Haber Güncellenme Tarihi: 22.10.2014 12:41
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Yunan yetkililer: Uyuşturucu ile mücadele deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız
Uyuşturucu ile mücadele alanında Türkiye'ye destek veren komşu Yunanistan, bu defa da hayat kurtaran 'bağımlı tedavi merkezleri' tecrübesini aktarmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Türkiye’den Kırıkkale Belediyesi, başkent Atina’da görüşmeler gerçekleştirecek.

Yunanistan, daha önce de Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (TUBİM) kurulması ve Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) üyeliğine kabul edilmesi çalışmalarına katkı yapmıştı.

Türkiye’de hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının uyuşturucu ile mücadelede bir yol haritası bulunmazken, komşu Yunanistan, Avrupa’ya uyumlu 20 yılı aşkın kurumsal tecrübesi ile bu konuda kayda değer başarılar elde etti. Ülkede hem devlet hem de sivil toplum kuruluşları tarafından açılan 200’den fazla birim sayesinde onlarca farklı programa devam eden binlerce kişi tedavi edildi. Aşırı dozdan ölümler ise 70’e düştü.

Cihan Haber Ajansı’na konuşan Yunanistan’ın uyuşturucu ile mücadele çabasında öncü rol oynayan Yunanistan Uyuşturucu Dokümantasyon ve Bilgi Merkezi (EKTEPN), Bağımlı Kişiler Terapi Merkezi (KETHEA) ve Uyuşturucu ile Mücadele Merkezi (OKANA) yetkilileri, mücadele yöntemleri ve geçmişte Türkiye ile yapılan işbirliği çalışmalarını anlattı. Yetkililer, Türkiye ile birçok bakımdan benzerlikler gösteren Yunanistan’ın bu konudaki deneyimlerini aktarmaya hazır olduklarını belirtti.

Yunanistan, Türkiye’nin ulusal stratejisini Avrupa ile uyumlu hale getirmeyi amaçlayan 2 ana projede de görev alan tek ülke. Bunlardan ilki, 2004-2006 yılları arası ulusal irtibat noktası TUBİM’in kurularak EMCDDA uyumu projesine İspanya ile birlikte katkı sunmuş. İkinci işbirliği ise yine Yunanistan ve Almanya’nın desteği ile 2006-2012 yılları arasında “TUBİM'in güçlendirilmesi, Avrupa Birliği Eşleştirme” projesi ile hayata geçmiş.

KIRIKKALE BELEDİYESİ ATİNA’YA GELİYOR

Türkiye’de yetersiz olan bağımlılar tedavi merkezleri konusunda Yunanistan’ın tecrübesini mercek altına almayı hedefleyen Kırıkkale Belediyesi’nden bir heyet, görüşmelerde bulunmak üzere gelecek hafta Atina’da Bağımlı Kişiler Terapi Merkezi (KETHEA) yetkilileriyle bir araya gelecek.

Yunanistan Uyuşturucu Dokümantasyon ve Bilgi Merkezi (EKTEPN) Direktörü Manina Terzidou, TUBİM’in davetlisi olarak 2006-2011 yılları arasında başta Ankara olmak üzere Ankara, Elazığ, Samsun, Erzurum, Trabzon ve Antalya gibi birçok şehirde çalışmalar yaptıklarını belirtti. 2011 yılı ile birlikte bu diyalogun kesildiğini ancak her zaman yardıma hazır olduklarını belirten Terzidou, “Şimdiye kadar Türkiye'de bu durumu sadece durdurmak için çaba gösterildi, bağımlıları iyileştirmek için değil.” tespitinde bulundu.

Terzidou, “Son 4-5 yıldır Yunanistan’da uyuşturucudan ölümler çok azaldı. 5 yıl önce bu sayı 300 civarında iken, önce 150’ye 2012’de ise 70’e düştü. Bu bağımlılara yönelik hasar azaltma programları sayesinde gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.

Özellikle kuruluş dışında sokaktaki aktif kullanıcılara yönelik yapılan işin önemine değinen Terzidou, şöyle konuştu: “Şırınga dağıtma, bilgilendirme, aktif kullanıcılara sağlanan tıbbi koruma önemli. Zira bağımlıyı hayatta tutamazsan hiçbir şekilde yardım talep edemeyecek. Krize rağmen ikame etme (ilaçlı tedavi) programları çok arttı. Son 3 yılda 27 yeni ikame programı var.” 2011’de yaklaşık 7 bin ikame listesinde sırasını bekleyen kişi vardı. Şimdi bu sayı yaklaşık bin 800 civarında. Bu ölüm sayısını düşürüyor. Kullanıcıyı koruyorsun.”

Yunanistan, ilkokul ve orta öğretim öğrencilerine yönelik eğitim çalışmalarıyla, 16 yaş öğrenciler arasındaki bağımlılık yapan madde kullanım ortalamasını Avrupa’nın altına çekmeyi başardı. 2011 yılında 16 yaş grubundaki öğrencilerde Avrupa ortalaması yüzde 18 iken, Yunanistan’da bu oran yüzde 11 olarak ölçüldü.

“TÜRK DOKTORLAR 'YATAKLAR BOŞ' DİYORDU”

Türkiye’nin 2006 yılında uyuşturucu problemini analiz etme ve kayıt altına almaya başladığını belirten Terzidou, “Biz onları beklediğimizden daha iyi bulduk. İşbirliğine açıktılar. Türkiye’de o dönemde rakamlar, 20 yıl önce Yunanistan’da olduğu gibi çok düşüktü. Bu halka ve uzmanlara problemin çok küçük olduğu izlenimi veriyordu.” yorumunda bulundu.

Uyuşturucuya dair bütüncül fotoğrafın çekilememesinde, devlet ve ilgili kuruluşların uyuşturucuya dair verileri toplamaktaki zaaftan kaynaklandığını belirten Terzidou, şunları söyledi: “Eğer farklı durumları ölçemediğiniz zaman, kullanıcı sayısı ne? Ölen ne kadar? gibi rakamlar düşük çıkar. Çünkü biz onları sayamıyoruz. Gelişerek gözlem sistemini iyileştirdiğimiz zaman diğer ilgili kurum ve kuruluşların da katkısıyla birlikte rakamlar artıyor. Bu problemin büyüdüğü anlamına gelmiyor. Bu bizim daha iyi olduğumuz ve daha büyük rakamlar bulduğumuz anlamına geliyor. Ayrıca tedavi gören insan sayısı artıyor. Her geçen gün daha fazla insan tedavi olmaya geliyor.”

Türkiye’nin bu konudaki eksikliklerine dair ilginç bir gözlemini paylaşan EKTEPN Direktörü Terzidou, “Türk doktorlar, psikiyatr ve uyuşturucudan arınma programı sorumluları, bize ‘boş yataklarımız var. İnsanlar gelmiyorlar’ diyorlardı. Tedavi olanların artması, 'insanlar bilgilendi, daha hassas oldular, probleminin farkına varıyor, tedavi olmak isteyenlerin sayısı artıyor' anlamına gelir. Bu iyi. Çünkü gizli olan nüfustan çıkıyorlar. Bu şekilde problemlerini çözmek istiyorlar.” dedi.

400'E YAKIN SENTETİK UYUŞTURUCU VAR

Türkiye’nin son dönemde baş ağrısı haline gelen ‘sentetik uyuşturucu’ maddelerin Avrupa’da çok arttığını belirten Terzidou, “Avrupa’da 2012’te sentetik uyuşturucuların sayısı 384’tü. Bu şimdi daha fazla. Buna ekonomik kriz de sebep oluyor.” diye devam etti.

Herkes için tedavinin önemini belirten Terzidou, önleme, tedavi, hasar azaltma gibi asıl işi saha da mücadele veren devlet, STK ve gönüllülerin çabasına dikkat çekti: “Ülke geneline yayınlan birimleriyle önleme işini OKANA ve KETHEA yapıyor. STK’lar çok büyük rol oynuyorlar. Çok fazla özel fonlar ve sponsor desteği var. İyi iş çıkarıyorlar.”

“KETEHEA SOSYAL HAYATA KAZANDIRIYOR”

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) özel danışmanlık statüsüne sahip KETHEA, Yunanistan’da 23 yıldır hizmet veren en büyük uyuşturucu rehabilitasyonu ve topluma entegrasyon kuruluşu olarak biliniyor. KETEHA, bağımlılıktan kurtulmak isteyen kişi, aile ve yakınlarına danışmanlık, bireysel ve grup terapi programları, rehabilitasyon, eğitim ve sosyal hayata entegrasyon çalışmaları yürütüyor. Cezaevlerindeki bağımlılara da hizmet veren kuruluşa 21 yaş üstü gönüllüler başvuruyor. Ücretsiz ‘ilaçsız tedavi’ programı uygulanıyor. Meslek edindirme kursları sayesinde de kişinin hayata tutunması, orta ve yüksek öğretim kurumları ile işbirliği halinde eğitimlerini tamamlama imkânı veriliyor. Adli dosyası olanlara destek çıkılıyor. Onlarca faaliyet ile tedavi görevlerin hem becerilerini üretime dönüştürmeleri hem de sosyalleşmeleri sağlanıyor.

OLGA TERZİ: BAĞIMLI VE AİLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLİYOR

Atina KETHEA Aile Destek ve Danışmanlık Birimi Sorumlusu Olga Terzi, “Tedavi sürecine dahil olmak isteyen bağımlı gönüllü olarak başvuruyor. İlk aşamada ihtiyaçlarını belirlemek için bireysel danışmanlık veriliyor. Kişi ne yapmak istediğine karar vererek harekete geçiyor. Bundan sonra madde kullanmayı azaltmaya başlayarak zarar minimize ediliyor. ‘Toplum’ aşamasına geçmeye hazırlanıyor. Başka insanlarla konuşarak, terapi grupları içerisinde ya da bireysel randevularla ve eğitim seminerleri sayesinde hayatın bir farklı yönü veriliyor. Olayları ve davranışları farklı görmeye başlıyor.” dedi. KETHEA’da tedavinin farklı aşamaları var ve toplam 3-4 yıl sürüyor.

Terzi, “Son aşama olan toplumsal entegrasyonda kişi profesyonel yaşamında desteklenerek değişik iş kollarında verilen eğitimler sayesinde iş bulmasına öncülük ediliyor. Ev kurmasına ve ilişkilerini sağlıklı bir temelde geliştirmesine yardımcı olunuyor. Böylece bu aşamayı da bitirerek KETHEA’dan ayrılıyor.” şeklinde konuştu.

KETHEA’da uyuşturucu maddeden kurtulmak isteyen kullanıcı ile birlikte ailesi ve yakınları da kuruluşun bir aile biriminde eğitime ve destek hizmetine tabi tutularak yeni köprüler inşa ediliyor. Böylece aileye kullanıcı ile iletişim ve diyalogunu geliştirme becerileri kazandırılıyor. Terzi, “Çocuklar ailelerini örnek alıyor. Ne dediklerine bakıyor. Aile rol model olmalı. Aynı zamanda çok güçlü. Aile merkezimizde bunlar yapılıyor. Kendilerine özen göstererek, çocuklarına özen göstermeye başlıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Terzi’nin madde kullanıcısı ailelere ise bir uyarısı var: “Ne kadar tek başlarına kalır, yetkililerle ve tanıdıklarıyla iletişime geçmezlerse, çözümü ve çocuklarının sosyalleşmesini o kadar geciktirmiş olurlar.”


PSİKİYATR KOKKOLİS: DENEYİMLİ PERSONEL ÖNEMLİ

Türkiye’deki AMATEM benzeri ‘ilaçlı ve yataklı’ tedavi birimi “Uyuşturucu İle Mücadele Merkezi” (OKANA), ülke genelindeki 70’ten fazla tedavi merkezi ile 20 yıldır her yaştan madde bağımlıya hizmet veriyor. Pire’deki Tzanio Hastanesindeki müstakil OKANA biriminde 15 yıldır Psikiyatr ve psikoterapist olarak görev yapan Konstantinos Kokkolis de, 2006-2010 yılları arasında TUBİM’in davetlisi olarak Türkiye’nin birçok ilindeki çalışmalara katılmış. 9 bin kişilik kapasitesi dolan OKANA’da 800 görevli hizmet veriyor. İkame tedavisi için yaklaşık 2 bin kişilik bekleme listesinin kısa sürede eritilmesi için çalışmalar sürüyor.

Psikiyatr Kokkolis, uyuşturucu ile mücadele ve tedavi yönteminin madde türüne göre farklı olduğunu vurguladı: “İlk önce problemi algılamak, görmek lazım. Bunun bazı yöntemleri var. Hangi şehirde kaç kişi kullanıyor, hangi yaşlarda başlıyor ve başka sorulara cevap bulunabilecek yöntemler var. Böylelikle durumun ciddiyetini fark ediyorsunuz. Ona göre hareket ediyorsunuz. Mesela en büyük problem ‘bonzai’ ise rehabilitasyon tedavisi çözüm değildir. Çünkü o eroin için kullanılan bir tedavidir. Eğer yeni bir uyuşturucuysa (sentetik) ve gençler tarafından kullanılıyorsa ilaçsız tedaviye başlamak gerekir. Yani bir planın olması lazım. Gerekli programların olması önemli.”

Bağımlılar tedavi merkezlerinde görev alan doktor, uzman, terapist ve hemşirelerin deneyimli olması gereğine dikkat çeken Kokkolis, “Hastane ve bağımlılar birimlerinde çalışan ve doktorlar tecrübesiz olabilir. Yurtdışında, Avrupa'da değişik seminerler ve dersler veriliyor, takip etmek gerekir.” dedi.

“HALK, TEDAVİ MERKEZLERİNİ KABULLENMELİ”

Yunan uzmana göre, “Sıradan vatandaşların da bağımlılara yardım etmesi lazım. Bağımlıları iyileştirecek bir kurumun açılacağı mahallede yaşayan insanların şikâyetleri olmaması gerekir. İnsanların durumun ciddiyetini anlaması önemli.” Kokkolis, eskiden Yunanistan’da 18-19 yaşlarında uyuşturucuya başlama yaşının 12-13’e düştüğünü söyledi.

Türkiye’de uyuşturucu kullanıcı sayısının artış kaydetmesine ilişkin OKANA doktoru Kokkolis, “Türkiye Avrupa'ya sıcak bakan bir ülke olduğu için Avrupa'ya benzeyen bir yaşam tarzı var. Dolayısıyla bu uyuşturucu probleminin ortaya çıkması doğal bir şey. Yasal düzenleme, koordinasyon, önleme, deneyimli personel ve tedavi merkezleriyle etkin mücadele gerekir.” ifadelerini kullandı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.