Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

USAK: Yeni hükümet reform sürecine AB üyeliği perspektifinde ivme kazandırmalı

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 7 Haziran genel seçimlerinin ardından Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılması çağrısında bulundu. Bir çalıştay çerçevesinde bir araya gelen, alanında uzman isimlerin fikirleri dikkate...

Haber Giriş Tarihi: 02.07.2015 11:50
Haber Güncellenme Tarihi: 02.07.2015 11:50
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 7 Haziran genel seçimlerinin ardından Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılması çağrısında bulundu. Bir çalıştay çerçevesinde bir araya gelen, alanında uzman isimlerin fikirleri dikkate alınarak hazırlanan metinde, Türkiye ve AB’ye acil sorumluluklar düştüğü vurgusu yapılıyor.

Metinde, yeni kurulacak koalisyon hükümetinin mevcut Strateji Belgesi istikametinde reform sürecine tam üyelik perspektifinde ivme kazandırması istendi. "Yeni hükümet için AB çıpası, partiler-arası uzlaşmanın ve ortak çalışmanın maddi zeminini ve fikri çerçevesini oluşturmalıdır." ifadelerine yer verildi.

Bir süredir siyasi düzlemde gereken dinamizmden uzak seyreden ikili ilişkiler açısından 7 Haziran seçimleri ertesinde bir fırsat penceresinin açıldığını tespit eden USAK metninde, kapsamlı bölgesel ve küresel yeniden yapılanma sürecinden geçildiği dönemde, ikili ilişkilerin konu-temelli sıkı işbirliği mekanizmalarıyla geliştirilmesinin hem AB hem de Türkiye’nin çıkarına olduğunun altı çiziliyor.

AB DEĞERLERİ İLE ÖZDE VE SÖZDE UYUM

USAK, yeni kurulacak hükümete AB ile ilişkiler açısından şu tavsiyelerde bulundu:

"63. Hükümet'in Türkiye’nin uzun vadeli stratejik hedefleri ve çok yönlü ‘yumuşak güç temelli bölgesel güç’ stratejisini sürdürmesi açısından, evrensel değerler zemininde yükselen AB değerleri ile özde ve söylemde uyumlu hareket eden ve çok-taraflı diyaloga önem veren bir dış politika çerçevesi benimsemelidir.

Türkiye, ekonomik ve siyasi kalkınma modeli ekseninde demokrasi ve piyasa eko nomisine dayanan kapsamlı bir yönetişim çerçevesi geliştirmeli, bu eksende AB sürecinin önemini önceleyen etkin bir iletişim stratejisi izlemelidir.

Türkiye, AB üyesi olsa da olmasa da Avrupa’daki istikrar ve refahtan payını ala cağından veya istikrarsızlık ve güvensizliklerden etkileneceğinden, yeni Hükümet Avrupa bütünleşme projesi ile doğrudan ilgilenmeli ve nasıl bir Avrupa istediği yolundaki tartışmaları başlatmalıdır

Avrupa Birliği'ne ise Türkiye'ye verdiği sözleri tutması, müzakere sürecini hızlandırması ve bölgesel gelişmelerde Türkiye ile işbirliğini kuvvetlendirmesi çağrısında bulunuldu.

AB ÇIPASI TEMEL REFERANS NOKTASI

Metinde, 21. yüzyılın küresel sınamaları karşısında bir ülkenin en önemli sermayesi demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı sacayakları temelinde birlik ve dayanışmasını sağlama gücü olduğu vurgulandı. Bu açıdan tam üyelik perspektifinde AB sürecinin, Türk demokrasisinin derinleştirilmesi adına büyük önemi haiz olmaya devam ettiği kaydedildi.

USAK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik kalkınmasını tesis edebilmesi, istikrarlı ve yüksek kaliteli büyüme yoluyla orta-gelir tuzağını aşabilmesi açısın dan da AB süreci belirleyici mahiyettedir. Zira Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler grubuna katılabilmesi için kurumlarını daha kapsayıcı hale getirmesi, katma değeri yüksek ürünler üretme ve ihraç etme becerisini kazanması gerekmektedir.

Yüksek kaliteli sürdürülebilir ekonomi büyüme açısından, eğitim sisteminin reforme edilmesi, hukukun üstünlüğünün, ifade ve basın özgürlüğünün, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, düzenleyici ve denetleyici kurumların otonom bir şekilde piyasa rasyonalitesi temelinde çalışabilmesi ve siyasi uzlaşma kültürünün kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Bu yönde

Türkiye’nin kurumsal alt yapısının iyileştirilebilmesi için AB çıpası, diğer tüm alternatiflere kıyasla, Türkiye için temel referans noktasını teşkil etmektedir.

Türkiye, kuvvetler ayrılığı sistemine titizlikle bağlı bulunduğu ölçüde otoriter modeller karşısında Avrupa’nın da parçası olduğu uluslararası düzenin devamı açısından ‘gösterge etkisine sahip’ bir aktör olarak AB için güçlü bir ortak konumundadır."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.