Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Karayipler’de medeniyete açılan bir kabilenin hikayesi

Panama’nın kuzeyinde, Karayip Denizi’nin ortasında, insanların balık tutup hindistan cevizi suyu içerek hayatta kaldığı küçük adalarda, medeniyetten uzak bir şekilde Kuna-Yala yerlileri yaşar. Elektrik ve suyun olmadığı adada, çoğu şehir...

Haber Giriş Tarihi: 02.10.2014 11:59
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2014 11:59
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Karayipler’de medeniyete açılan bir kabilenin hikayesi
Panama’nın kuzeyinde, Karayip Denizi’nin ortasında, insanların balık tutup hindistan cevizi suyu içerek hayatta kaldığı küçük adalarda, medeniyetten uzak bir şekilde Kuna-Yala yerlileri yaşar. Elektrik ve suyun olmadığı adada, çoğu şehir yüzü görmemiş ada sakinlerinin medeni dünya ile tek irtibatı, yakınlarından geçen gemilerde ürün takas yapan Kolombiyalı tüccarlar. Ada sakinlerinin binlerce yıllık inine kapanık talihi, Kimse Yok Mu gönüllülerinin bölgeyi keşfetmesi ile son bulur.

İLK KEZ KIRMIZI ET YEDİLER

İçinde Panama’da yaşayan eğitim gönüllülerinin de bulunduğu bir grup iş adamı, 2012 yılında bölgeye yapılan turistik bir gezi vesilesiyle ada sakinleriyle tanışır. Yerlilerin etik anlayışı, mütevazı duruşları ve sempatik tavırları adayı ziyaret eden Türk heyetinin dikkatini çeker. Yaklaşık 2 bin kişinin yaşadığı adada, elektrik ve içme suyuna ek olarak, çocukların eğitim görebileceği doğru düzgün bir okul da yoktur. Adada yaşayan yüzlerce çocuk, bambu ağaçlarından yapılma, tek bir bina içinde yalnızca temel eğitim görmektedir.

Adada yaşayanların bu durumuna şahit olan eğitim gönüllüleri, bir proje üzerinde çalışır ve eğitim bursu talep etmek için Kimse Yok Mu’nun kapısını çalar. Taleplerine olumlu karşılık bulan girişimciler, bu kez de Panama Devlet Üniversitesi ile görüşür. Üniversiteye sunulan projede, adada yaşayan yerli gençlere burs verip başkentte okutmaktan bahsedince, Panama Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gustavo Garcia de Paredes’in gözleri parlar ve bu teklife çok sevinir.

Daha sonra Kurban Bayramı’nda Kuna-Yala yerlilerinin yaşadığı en büyük adalardan biri olan Ustupu adasındaki 400 aileye, Kimse Yok Mu’nun gönderdiği kurban etleri dağıtılır ve bu kampanya çoğu ömürlerinde ilk kez kırmızı et yiyen ada halkı tarafından büyük ilgi görür.

KURBAN ETİ, EĞİTİM PROJESİNE VESİLE OLDU

Kimse Yok Mu Derneği’nin desteği ile Sam Blas bölgesindeki yerlilere yapılan ilk kurban eti dağıtımının ardından, ada sakinleriyle iletişim kuvvetlenir. Ada halkının güvenini kazanan girişimciler, bir sonraki ziyaretlerinde okul araç gereçleri ve kırtasiye yardımı yaparak, kabile reisinin de desteğiyle 10 öğrenci ile mülakat yapar. Seçilen öğrenciler, ailelerine Türklerden burs kazandıklarını ve adadan ayrılacaklarını söylediklerinde kimse bu duruma inanamaz. İlerleyen süreçte 8 öğrenci Panama Üniversitesi’ne yerleşir ve 1 öğrenci de Arjantin’de faaliyet gösteren Türk Eğitim Vakfı’nın desteği ile Cordoba Devlet Üniversitesi’nde eğitime başlar. Ömürlerinde ilk kez şehre ayak basan yerli öğrenciler, Panama City’de yükseköğrenim gören Türk öğrencilerle aynı evi paylaşır. Yerli öğrencilerin eğitim ve yaşam masrafları, Kimse Yok Mu ve Türkiye’den gelip oralarda ticaret yapan iş adamları tarafından karşılanır.

Yerli öğrencilerin çoğu yeni hayatlarına kısa sürede uyum sağlayıp şehirde ve üniversitede, Türk dostlarıyla birlikte yaşadıkları tecrübeleri aileleri ile paylaşır. Aileler bu duruma çok sevinir ve Anadolu’dan gönderilen bu eğitim yardımının kendilerine ulaşmasına vesile olan herkese teşekkürlerini iletirler.

TÜRKLERİN ADAYA GELİŞİNİ 70 SENE ÖNCE HABER VERDİ

Kuna-Yala kabilesinin şanslı gençleri, ilerleyen zamanda Türkçe öğrenirler ve tek hayalleri Türkiye’ye gidebilmek olur. Eğitimciler, Cordoba Üniversitesi’nde okuyan Ervin’i ziyarete gittiklerinde öğrenci köyün kabile reisini "Bu da bizim adanın abisi." diyerek takdim eder ve kendisini ziyaret edenlerde tebessüm oluşur.

Kabile reisi ise Türk eğitimcilerle yaptığı konuşmada, 70 sene önce vefat eden büyük liderlerinin (Nele Kantule) vefatından önce kendilerine bıraktığı bir nasihati hatırlatır. Büyük liderin kabilenin önde gelenlerine, “Yıllar sonra size uzaklardan gelecek olan yabancıların getirecekleri eğitim desteğini geri çevirmeyin.” dediğini anlatması orada bulunan herkesi duygulandırır.

Öğrencilerin burslu okutulmasına vesile olan Fundacion Yağmur adlı eğitim vakfı ve aynı zamanda Panama Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren AnadoluDKM’nin yöneticisi Mustafa Ustan, bir kabileyi medeniyet ile buluşturan o projeyi şu sözlerle özetliyor: “Kendi geleneklerine bağlı bir yaşam süren Kuna-Yala kabilesi, aslında dış topluma çok kapalı bir topluluk. Kendilerine Panama devletinden gelen yardımlara bile şüphe ile yaklaşıp çoğu zaman geri çeviriyorlar. Ancak onlar Türkiye’yi ve Türk insanını bağırlarına bastı. Zira, ilk tanışmamızda kendilerine yardım getirdiğimizi değil, Anadolu insanının bize gönderdiği kurbanları kesip kendileri ile kardeşçe paylaşmak istediğimizi söyledik. Dinimize ait bir gelenek olan Kurban Bayramı’nı ailelerimizden uzakta, Kuna-Yala’lı kardeşlerimizle gerçek manasına daha uygun halde yaşadığımızdan bahsettik. Bu söylediklerimiz yerli dostlarımızın çok hoşuna gitti. Burs teklifimizi kabul ettiler. İlk öğrenci grubunu şehre ve üniversitelerine yerleştirdik. Daha sonra bizden burs talep eden en az 20 aile daha oldu. Ustupu adasındaki okul müdürü defalarca aradı ve Kuna-Yala kabilesine verilebilecek en güzel hediyeyi verdiniz diye bize şükranlarını iletti.”

KAÇAN ÖĞRENCİYE ADAYI TEMİZLEME CEZASI

Panama’da okuyan Türk öğrencilerle aynı evde kalan Kuna-Yala yerlisi iki öğrenci, derslerde zorlandıkları ve şehir yaşamına alışamadıkları için kimseye haber vermeden adaya geri dönerler. Olay ertesi gün açığa çıktığında Ustupu’da bulunan tek okulun müdürü kalkıp gelir ve yaşanan bu olaydan dolayı eğitim gönüllülerinden özür diler.

Daha sonra anlaşılır ki bu olay üzerine kabile reisi adada acil bir toplantı kararı almış ve tüm aileleri meclise çağırarak yaptığı konuşmada “kaçan öğrencilere 1 yıl boyunca adadan çıkmama cezası verildiğini ve bundan sonra kim Türklerin verdiği bursu reddedip adaya geri dönerse, bir yıl boyunca adanın temizliğini yapma cezası verileceğini” söylemiş. Adada yaşanan bu olayı eğitim gönüllülerine aktaran diğer öğrenci ise o sahneyi anlatırken gözyaşlarını tutamaz ve arkadaşlarının yaptığı hatadan dolayı onların affedilmesini ister. Kendilerine sağlanan eğitim bursunun hayati önem taşıdığını söyleyen Kandipiler isimli yerli öğrenci, bursun devamlılığı için çok çalışıp derslerinde başarılı olacakları sözünü verir.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.