Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çinli akademisyenlerden 14 Aralık yorumu: Şaşırdık, üzüldük

14 Aralık’ta Türkiye’de özgür basına yapılan darbe operasyonunun dünyadaki yankılar sürerken, Çinli akademisyenler, operasyona şaşırdıklarını ve üzüldüklerini söyledi.Çin’in duayen medya uzmanlarından Prof. Dr. Bai Gui, operasyonlarla...

Haber Giriş Tarihi: 20.12.2014 14:24
Haber Güncellenme Tarihi: 20.12.2014 14:24
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Çinli akademisyenlerden 14 Aralık yorumu: Şaşırdık, üzüldük
14 Aralık’ta Türkiye’de özgür basına yapılan darbe operasyonunun dünyadaki yankılar sürerken, Çinli akademisyenler, operasyona şaşırdıklarını ve üzüldüklerini söyledi.
Çin’in duayen medya uzmanlarından Prof. Dr. Bai Gui, operasyonlarla ilgili olarak, şaşırdığını vurguladı. Prof. Dr. Bai, ‘’Son yıllarda Türkiye’nin sürekli gelişmesi dünyada yakından izlendi. Ben de birkaç kez Türkiye’ye gittim ve bunlardan birisi de Erdoğan’ın seçimi kazandığı zamana denk geldi. Türk halkının kendisine olan samimi desteğini gördüm.‘’ dedi. ‘’Ancak bu sefer medyaya yapılan gözaltı olayları bende şaşkınlık oluşturdu. Sebebine gelince, sivil toplumun inşasında kamu denetimi vazgeçilmezdir.’’ vurgusu yapan ünlü hoca, ‘’Bir hükümetin aydın olmasındaki en önemli göstergesi, özellikle farklı seslere karşı onun kucaklayıcılığı, ayrıca sert eleştirileri kabul ve hoşgörüsüdür.’’ ifadelerini kullandı.
Ünlü hoca, ‘’Bu sefer, medyanın sıkı kontrolünün, Türkiye'nin uluslararası kamuoyu imajına olumsuz etki oluşturması yüksek muhtemeldir. Bu durum düzelmezse, Türkiye’nin uluslar arası kamuoyundaki imajı daha büyük kayıp yaşayacaktır.’’ diye konuştu.

-ZAMAN’A ÖVGÜ-
Pekin Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Türkiye uzmanı Doç. Dr. Zan Tao ise, olaylara tarihi açıdan bakılması gerektiğini söyledi.
14 Aralık operasyonunu medyadan öğrendiğini belirten Zan, ‘’Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, göz altılarda herhangi bir siyasi müdahale olmadığını söylese de, dış dünyanın birçok eleştirisi, ister istemez bu olayla ilgili şüphe duygularımızı harekete geçiriyor. Büyük bir olasılıkla burada çok karmaşık bir durum söz konusu.’’ ifadelerini kullandı.
‘’Zaman Gazetesi’nin geçmişten beri sürdüre geldiği özgür, açık ve ılımlı duruşu eskiden beri bende çok derin izler bıraktı.’’ diyen Zan, ‘’Zaman’ın son dönemde Erdoğan'a karşı eleştirileri de git gide arttı ve şiddetlendi. Daha önceleri bu kadar belirgin düşüncelerim yoktu, şu an geçmişten bugüne kadar olan süre içerisinde kesinlikle önemli bir değişimin olduğuna inanıyorum.’’diye konuştu.
Tarih araştırmaları yapan bir akademisyen olarak, bu gelişmelerin uzun bir tarih perspektifine konularak değerlendirmesi taraftarı olduğunu anlatan Zan, ‘’Geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen Türk siyasetindeki değişimler, aralarında AKP’nin siyasi gücünü sağlamlaştırması, hükümetin medyaya yönelik kontrolü, hükümetin askere yönelik operasyonu, Gezi Parkı olaylarında hükümetin aşırıcı tavrı, hükümet ile ilgili çıkan yolsuzluk haberleri, hükümetin polise yönelik operasyonları ve şuan hükümetin medyaya yönelik operasyonu gibi gelişen bu olayların hiç biri, bağımsız ya da birbiri ile ilgisiz olaylar değil. Aksine yaşanan bu olaylar tam olarak 21. yüzyılın başında Türkiye siyasetinde gerçekleşen önemli ve derin değişikliği açıklıyor.’’ dedi.
Şuan bu olaylara karşı somut bir netice çıkarmadığını kaydeden Doç. Dr. Zan,’’Ben de birçok Türk vatandaşı gibi adaletli ve şeffaf yargı süreci ümit ediyorum. Çıkacak sonucun da herkesi tatmin etmesini bekliyorum.’’ vurgusu yaptı.

-TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ OLGUNLAŞAMADI-
Medyaya yönelik son operasyonun Türkiye’nin demokratikleşme sürecine nasıl etki yapacağı sorusunda da Çinli tarihçi, ‘’Türkiye’nin demokratikleşme süreci çoktan ‘’derin su bölgesi’’ne geldi. Sistematik olarak Türkiye gerçekten demokratik bir ülke, fakat Türkiye’nin demokratik sitemi halen olgunlaşamadı.’’ şeklinde cevap verdi.
Türkiye’nin 1940’lı yıllardan bu yana demokratikleşmeyi gerçekleştirdiğine ve Türkiye’nin demokratikleşme yolunun pürüzsüz olmadığına değinen Zan, ‘’ Türkiye, birçok siyasi İslam ve askeri darbelerin müdahalesine maruz kaldı. 2002’de AKP hükümetinin göreve gelmesi insanlara yeni bir umut getirmişti. Çincede olan eski bir sözün ifade ettiği gibi: Halkın gönlünü kazanan, devleti kazanır. AKP’nin başarısı bir rastlantı değil.’’ değerlendirmesi yaptı.
Türk demokrasisinin olgun bir demokrasi olmadığını söylememin önemli bir sebebi olduğuna da parmak basan Türkiye uzmanı Zan, ‘’ Türkiye değer kopması karmaşıklığına maruz kaldı. Birincisi laiklik ve İslamcılık arasında, diğeri ise Türk milliyetçiliği ve azınlık olarak Kürt güçleri arasında.’’

-DEMOKRASİ VURGUSU VE DİKTATÖRLÜK-
‘’Demokrasi ve özgürlük arasında gerilim vardır.’’ vurgusu yapan Zan, ‘’Demokrasi, çoğunluğa dayanarak başarı alır, fakat azınlıkların özgürlüğü, iktidar grupların hakları, bunların hiç biri ihmal edilemez. Burada sağlam bir hukuk garantisi ve mükemmel kamuoyu denetimi gerekir.’’ dedi.
‘’Eğer bu olay gerçekten Türkiye’de basın özgürlüğüne müdahale ise o zaman kamuoyu büyük bir zarar görmüştür. Türkiye, 1950-1960 yılları arasında iktidarda bulunan Demokrat Parti’nin tecrübelerini iyice incelemeli ve kendine ders çıkarmalıdır.’’ diyen Çinli tarihçi, “ Tarihi unutmak bir anlamda ihanet etmek demektir.” cümlesini sıkça dile getirmeliyiz. Bunun dışında demokratik toplumların sonsuza kadar uyanık olması gereken hususlar bulunmaktadır. Bunlar da sırasıyla, “Çoğunluğun zulmünü nasıl önleriz” ve “Demokrasi araç edilerek, diktatörlüğe doğru gitmeyi nasıl önleriz.” hususlarıdır.
Zan sözlerini, ‘’Türkiye ve Çin çoktan geri dönüşü olmayan ve devrimin döşediği yolda ilerlemektedir. Ayrıca gerek otokrasi gerekse şahsi diktatörlük olsun, bunlar hep tarihin akışına ters olmuştur. Çin’in ünlü düşünürü Sun Zhongshan, bu durumu da ‘’Dünyadaki büyük eğilimler, hep ileriye doğru gitmiştir, bu istikamette hareket edenler kazanmış, ters hareket edenler de kaybetmişlerdir.’’ diyerek tamamladı.
-

SON OLAYLAR YAŞANMAMASI GEREKİYORDU-
14 Aralık operasyonlarını değerlendiren bir başka Ortadoğu uzmanı ve eski bir gazeteci olan Wang Nan ise, medyaya operasyon haberini duyduğu ilk anda çok şaşırdığını belirtti. Türkiye’yi yakından gören Wang, ‘’Çünkü bizim izlenimimize göre, Türkiye, demokratik, medya sektörü gelişmiş, çok modern bir ülke. Böyle bir ülkede bu olayın yaşanmaması gerekiyordu ancak maalesef yaşandı. Türkiye’ye karşı yüksek dostluk duyguları olan bir Çinli olarak, bu olaya şaşırmakla birlikte, içimde acı hissettim. Sadece bu olayın kendisinden değil, aynı zamanda bunun Türkiye’ye öyle-böyle birçok olumsuz etkisinden, dış güçlerin karışması ve kullanmasından endişe ediyorum.’’ ifadelerini kullandı.
Wang ayrıca, 14 Aralık operasyonunun Türkiye’nin demokratik gelişmesine etkisi yönündeki soruyu da,
‘’Türk polisinin bu hareketi, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine ve ulusal imajına şüphesiz olumsuz etkisi olacaktır. Fakat eğer Türkiye söz konusu sorunları hızlı çözerse, o zaman ulusal demokratikleşme sürecinin genel durumuna fazla etki etmez.’’ şeklinde yanıtladı. Cevabının devamında Wang, ‘’Umuyor ve inanıyorum ki, Türkiye’nin tüm tarafları, mümkün olduğunca ve kısa bir zamanda bu sorunla başa çıkmak ve uygun bir yol bulmak adına yeterli bilgeliğe sahip olur. Türk dostlarıma da bir uyarıda bulunmak istiyorum: Tüm taraflar, barış ve toplumun istikrarı da dahil olmak üzere Türkiye’nin temel çıkarlarını baz alıp, kendi sorunlarını bastırma güvenine sahip olmalı ve bu konu üzerinden dış güçlerinin müdahalesine ve yararlanmasını izin vermemelidir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.