Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 14 Aralık baskınlarını ele alıyor

Türkiye'nin de üyesi olduğu Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), 2015'in ilk oturumunda medya özgürlüğünü tartışıyor.

Konuyla ilgili raporu hazırlayan Hırvat parlamenter Gvozden Flego, hükümetlerin medya patronlarına ve yayın yönetmenlerine baskısının kabul edilemez olduğunu, medya yönetimlerinin ise şeffaf olması gerektiğini söyledi. Gazetecilerin gözaltına alınmaları ve tutuklanmalarının kabul edilemez olduğunu söyleyen Flego, AKPM'nin ve Avrupa’nın medya ve ifade özgürlüğüne, demokrasinin sağlıklı işlemesi yönüyle önem verdiği ifade etti. Flego, Charlie Hebdo saldırıları sonrası milyonlarca insanın sokağa dökülmesini ifade özgürlüğü ve demokrasi açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

Söz alan vekiller Flego’nun raporundan övgüyle söz ederken, Charlie Hebdo saldırılarını kınayan açıklamalar yaptı. Son yıllarda gazeteci ölümleri, tutuklamalar, devlet kademelerinin medya organlarına baskısı ve şeffaf olmayan yönetimlerin sorun olduğu dile getirildi. Özelde Azerbaycan, Rusya, Ukrayna ve Türkiye’de medyaya baskının son yıllarda artarak devam ettiği belirtildi. Ayrıca Türkiye'nin 21. yüzyıla Twitter ve Youtube’u kapatmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Oturumda gazetecilerinin güvenliğinin sağlanması gerekliliği vurgulanırken, demokrasinin sağlıklı işlemesi için ifade ve medya özgürlüğünün olmazsa olmaz olduğu vurgulandı. CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan konuşmasında birçok ülkede gazetecilere, sansür, baskı, şiddet uygulandığının altını çizdi.

Flego’nun hazırladığı raporda Türkiye ile ilgili 23 madde yer alırken, Samanyolu TV ve Zaman gazetesine 14 Aralık'ta yapılan baskınlar ve gazeteci Sedef Kabaş hakkında tweet attığı için dava açılması da son verilen önergelerle rapora girdi.

AK Parti Ankara Milletvekili Reha Denemeç’in medya özgürlüğü tartışılırken Charlie Hebdo saldırılarını kınaması ve ardından 14 Aralık'ta Samanyolu ve Zaman gazetesine yapılan polis baskınlarını savunması dikkat çekti. Denemeç, baskınların terörist bir yapılanmaya dolayı olduğunu iddia etti.