Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Alman bakanlar cuma namazına gidip şiddet ve terörü kınayacak

Almanya’da önümüzdeki cuma günü 2 binin üzerinde camide şiddet, terör ve haksızlıklar kınanacak. Ülkedeki cami derneklerinin büyük çoğunluğunu bünyesinde barındıran İslami teşkilatların oluşturduğu Müslümanlar Koordinasyon Kurulu...

Haber Giriş Tarihi: 16.09.2014 16:10
Haber Güncellenme Tarihi: 16.09.2014 16:10
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Alman bakanlar cuma namazına gidip şiddet ve terörü kınayacak
Almanya’da önümüzdeki cuma günü 2 binin üzerinde camide şiddet, terör ve haksızlıklar kınanacak. Ülkedeki cami derneklerinin büyük çoğunluğunu bünyesinde barındıran İslami teşkilatların oluşturduğu Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) tarafından “Müslümanlar Nefret ve Haksızlığa Karşı Ayağa Kalkıyor” sloganı ile düzenlenecek programlara Alman bakanlar da katılacak.

Berlin, Hamburg, Mölln, Oldenburg, Bielefeld, Frankfurt, Stuttgart ve Münih gibi merkezlerde üst düzey katılımlı programlar düzenlenecek. Bu merkezlerde cuma namazından önce KRM’den bir temsilci söz alarak programın önem ve anlamı ile ilgili konuşacak. Hannover’deki programa şeref misafiri olarak Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maziere, Münih’teki programa ise Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz katılacak.

CAMİLERE SALDIRILAR VE ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER ETKİLİ OLDU

KRM temsilcileri başkent Berlin’de federal basın konferansı binasında bir basın toplantısı düzenleyerek program hakkında bilgi verdi. Programın düzenlenmesinde son üç haftada beş camiye yapılan saldırının ve Ortadoğu'daki gelişmeler nedeniyle yaşanan tartışmaların etkili olduğu belirtildi.

İslamrat Başkanı Ali Kızılkaya söz konusu program ile topluma bir mesaj vermek istediklerini söyledi. Hangi dinden olursa olsun mabetlere yapılan saldırıları kınadıklarını söyleyen Ali Kızılkaya, Almanya’daki toplumun renkli bir toplum olduğunu ve Allah’ın farklılıkları, insanların birbirlerini ile tanışmaları için yarattığını söyledi.

Zentralrat’tan Aiman Mazyek ise Başbakan Angela Merkel’in üç gün önce Berlin’de antisemitizme karşı yapılan mitingdeki konuşmasında ister sinagog ve isterse cami olsun tüm ibadet yerlerine yapılan saldırılara göz yummayacaklarını söylemesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi ve “Aşırılara karşı mücadelenin nasıl olacak konusunda cevapların olması lazım.” dedi.

İSLAM VE TERÖR KELİMELERİNİN BİR ARADA KULLANILMASINA TEPKİ

Müslüman olarak mağdur olanların yanında yer aldıklarını da söyleyen Aiman Mazyek, “Haksız yere saldırıya uğrayan Yahudi ise orada ben de Yahudiyim, Hıristiyan ise ben de Hıristiyanım.” dedi. Aiman Mazyek medyaya da seslendi ve aşırı kesimlerin kavramları ile İslam hakkında yazıp çizmeme çağrısında bulundu. Aiman Mazyek, “Medyada radikal islami gibi tanımlamalar kullanılıyor. Bunlar aşırılardır ve öyle de anılmalıdır. Radikal İslami denmemelidir. Aynı şey Irak ve Suriye’deki İŞİD’çiler için de geçerli. Orada İslam devleti yoktur. Orada söz konusu olan terör saçan bir gruptur. Dolayısı ile onlar kendileri hakkında ne söylerse söylesin bir İslam Devleti'nden değil, terör grubundan bahsedilmelidir.” dedi.

Mazyek ayrıca İŞİD’in Almanya’da yasaklanmasını olumlu ancak gecikmiş bir adım olarak gördüklerini de kaydetti.

İŞİD’E KATILANLAR CAMİLERE GELMİYOR

Basın toplantısının soru cevap bölümünde İŞİD’e giden gençler ile ilgili İslami teşkilatların ne yaptığı konusu da gündeme geldi. DİTİB’den Zekeriya Altuğ, İŞİD saflarına katılan gençlerin genelde İslami teşkilatların camilerine gelmediğini söyledi. Bu gençlerin İslami bilgisinin de çok yetersiz olduğunu söyleyen Zekeriya Altuğ, bazı gençlerin Irak ve Suriye’ye gitmeden önce İslam’a giriş kitapları aldığını, bunu da gittikleri yerlerde İslam konusunda ne kadar bilgisiz olduklarının ortaya çıkmaması için yaptıklarını söyleyerek söz konusu gençlerin camilere uzak çevrelerden geldiğine dikkat çekti.

Ali Kızılkaya ise bu gençlerin sadece kendilerine sorulmaması gerektiğine dikkat çekti. Ali Kızılkaya, “Bu mesele sadece dini bir mesele değildir. Sosyal, sosyolojik ve psikolojik yönü olan bir meseledir. Muhatabı da tüm toplumdur.” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.