Akıncı: “Her toplantıdan sonra zorunlu olmadıkça açıklama yapmamayı kararlaştırdık”

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamasında her toplantıdan sonra zorunlu olmadıkça her iki tarafın da açıklama yapmamasının kararlaştırıldığını ifade ederek, 14 Eylül’de ortak bir açıklamanın söz konusu olduğunu ifade etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis, bugün başlayan yoğunlaştırılmış Kıbrıs müzakerelerinin ikinci turu kapsamında BM tarafından görüşmeler için tahsis edilen ara bölgedeki binada bir araya geldi. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Akıncı, Ağustos ayında verilen kısa bir aranın ardından bugün itibarıyla 7 toplantıların yapılacağı sürecin başladığını ifade etti. Daha önce açıklanan toplantıların tarihlerinde değişiklik olduğunu belirten Akıncı, “Bugün 23 Ağustos ilk toplantı yapıldı. 29, 31 Ağustos, 2,6 Eylül, 8 Eylül’de vardı. 7’sine alındı. Ve 14 Eylül. Bugünkü toplantıda önümüzdeki 6 toplantı ile ilgili hem gündemi tartıştık hem de bugün diğer başlıklarla ilgili hangi noktalarda ayrılıklar mevcuttur, onlar üzerinde genel değerlendirme yaptık” ifadelerini kullandı. Geriye kalan 6 toplantıdaki temel hedefin var olan ayrılıkların minimuma indirilmesi olduğunu sözlerine ekleyen Akıncı, “Her toplantıdan sonra iki taraf olarak zorunlu olmadıkça açıklama yapmamayı kararlaştırdık. Dolayısıyla 14’ünde genel bir değerlendirme ile muhtemelen ortak bir açıklama söz konusu olabilir. dolayısıyla gerçekten Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri oldukça etkileyecek yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. önümüzdeki 3 haftanın çok önemli olduğunu değerlendiriyorum. Bu toplantılarda varacağımız uzlaşılara bağlı olarak New York’ta Genel sekreterle bir araya gelmek ve onun ötesinde bizi 5’li toplantıya götürecek süreci açabilmeyi umut etmekteyiz” şeklinde konuştu.
“HER BAŞLIK GÖRÜŞÜLECEK BU 6 TOPLANTIDA”
Akıncı daha sonra basın mensuplarının da sorularını yanıtlayarak, “Her başlık görüşülecek bu 6 toplantıda. Bugün yaptığımız genel bir değerlendirme oldu. Ucundan kıyısından her konuya değinildi. Hangi noktalarda daha çok çalışmak lazım, hangilerinde daha yakınız. Bunlar üzerinde konuşuldu ama spesifik olarak toprak ya da garantiler ana başlık olarak alınmadı” ifadelerini kullandı.
Akıncı, Rum Yönetimi ile Mısır arasında doğalgaz anlaşmasının söz konusu olduğuna dair soruya, “Bunu sözcümüz açıkladı. Yaptığı açıklamada bunun yanlış olduğunu ifade ettik. Bunlardan ne kadar kaçınılırsa sürece o kadar yararlı olur. Ümidimiz bu zenginliklerden iki tarafından da yararlanabileceği koşulları yaratmaktır. O da çözümle mümkün hale gelecektir. Temennimiz kazı çalışmalarına başlanmamasıdır. O konuda bir yakın gelecekte bir olasılık olmadığı söyleniyor. Onu da takip etmekteyiz. Mısırla ilişkili olarak yapılan veya yapılacak olan anlaşmanın gelecekte olası bir çözümde bizim hep öngördüğümüz ve bölge için en uygunu olan en ucuzu olan, ilgili taraflar açısından en karlısı olan İsrail gazı ile de birleştirilmek suretiyle Doğu Akdeniz’deki gazın Türkiye üzerinden hem Türkiye’ye hem de Avrupa Birliği ülkelerine sevk edilmesi projesi geçerliliğini koruyor inancındayım” yanıtını verdi. Akıncı açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Çözümle birlikte bu çok daha anlam kazanacak. Avrupa istikameti dururken güneye, Mısır’a sevk edilmesi anlamsız olacak. Bu anlamsızlığın aslında çok daha geçerli bir nedeni daha var. O da İsrail’in zaten gaz açısından kendisi bir ihracatçı konumuna ulaşacak. Zor yatağı Doğu Akdeniz’deki en zengin doğalgaz yatağı olarak geçmişte keşfedildi. Mısır’ın bugün açığı var. Mısır, o nedenle ithal etmek istiyor ama buldukları bu doğalgaz yataklarıyla ithal eden değil ihraç edecek bir ülke konuma önümüzdeki 5-10 yılda gelecek. Şimdi varılan bir mutabakatla denizin altında olan gazı çıkarıp da Mısır’a satma yine 5-10 yıllık bir konudur. O noktaya gelinceye kadar zaten Mısır kendi kendine yeterli hale gelecektir”