Bizim yaş grubu ve biraz daha büyüklerin güzel bir şansı vardı diyebilirim, her alanda kalitenin ve kaliteli insanların eserlerini, projelerini, çalışmalarını yeri ve zamanında görebildiler buna siyaset, spor, sanat dahildir. Siyasi boyuttan baktığımızda ise buna Süleyman Demirel, Bülent Ecevit rekabeti de diyebiliriz bir nevi Galatasaray, Fenerbahçe rekabeti gibi Ezeli rekabet, ebedi dostluk ta diyebiliriz. 12 Eylül 1980 darbesi her kaliteyi ve düşünen, üreten gençliği silindir gibi ezip geçmiş, günümüz Türkiye'sinin kötü mimarı olmuştu. Siyasi yasaklı Demirel, Ecevit, Erbakan, ve Türkeş bu kez aynı yolda bir yarışa girip o günün tek lideri Anavatan partisine karşı bir yarışa girip yasakları kaldırdılar büyük bir mücadelenin büyük zaferiydi bu yarış ve günümüze de ne kadar benziyor oysa, demek ki gücü eline alanların çoğu böyle mi oluyor? diye düşünmeden edemiyorum.

1987 yılıydı yanılmıyorsam üç arkadaş Altıparmak caddesinde yürürken merhum Bülent Ecevit'in kurduğu DSP nin arkası açık bir aracı önümüzden geçti DSP maddi yönden doğal olarak sıkıntı yaşıyordu aracı eskiydi o hengamede gözümüz aracın içindekilere takılınca ortak bir arkadaşımızı fark ettik aynı anda şaşkınlıkla ''Osman değil mi bu'' dedik ve araca bakarken az ilerde durduğunu fark edince hemen oraya yöneldik. Arnavut Osman sevdiğimiz bir arkadaştı yaklaşık beş yıldır kendisini görememiştik, ve partili gibi binadan içeri girip Osman'ı bulduk, hoş beş faslından sonra bize rozet taktılar, ''partili sanmışlardı'' bizde bozuntuya vermedik tabi.

Ardından rozetleri takan kişi ''arkadaşlar rozetler ücretli biliyorsunuz partinin parası yok bu sebeple böyle dayanışma yapıyoruz.'' peki deyip kaç lira olduğunu sordum, cevabı alınca üç rozet parasını verip Osman'ı oradan alarak çıktık. Benim bir siyasi partiye ilk bağışım böyle olmuştu.

Bülent Ecevit sabırla bu yollardan yürüyerek CHP den sonra DSP yi iktidara taşıyıp yeniden Başbakan da olmuştu, Bu güne gelince DSP devam ediyor fakat yine maddi sıkıntı yaşıyor, işte bu sıkıntılara göğüs gerip ayakta tutmaya çalışan insanlar var o günün Osman'ı gibi, DSP Osmangazi belediye başkan adayı Bursa'lı ve Bursa doğumlu, Kıvanç Bozacı hanımdan bahsedeceğim, Çalışmalarını takip ediyor ve izliyoruz, Osmangazi yi karış karış geziyor, vatandaşla bire bir temasla projelerini anlatıyor, ikna etmeye çalışıyor, Ova köylerinin tamamını gezip çalışmalarını bitirmiş. Pazartesi gününden itibaren Dağa köylerine gidecek, bu esnada Merkez çalışmalarının büyük çoğunluğunu da bitirmiş. Yıllarımızı siyasete vermiş biri olarak Osmangazi nin ne kadar büyük olduğunu seçim zamanı anlarsınız diye her zaman söylüyorum Bu sebeple Kıvanç Bozacı hanıma Allah kolaylık versin diyorum.

2014 Yerel seçimlerde Demokrat parti Osmangazi ilçe başkanıydım Bu gün nasıl Kıvanç hanımın karşısında devasa bütçelerle ortaya çıkan rakipleri varsa, o gün de bizim karşımızda aynı rakipler vardı. Bunları enine boyuna düşünüp ortaya farklı bir şekilde çıkmamız gerekir diye düşündüm Ve ortaya ''Osmangazi de Kadının adı var'' sloganıyla çıktık. Naile Şenyuva hanımı aday yaptık ve yüksek tempolu dolu dolu programlar ile Osmangazi nin altını üstüne getirdik, gittiğimiz her yerde teveccüh gördük. Her ne kadar sandığa yansımasa da, o güzel çalışmalara katkı koyan arkadaşlarım yaşadıkları o lezzeti ve vicdan hürriyetinin özgürlüğünü bu gün hala anlatırlar.

Devasa bütçelerin karşısında onurla mücadele eden Aday arkadaşlarımızı özellikle Bayan olması sebebiyle ve medeni cesaretiyle Kıvanç Bozacı'yı Saadet partisi adayı sevgili dostum ve bu işin emektarı Gökhan Gerçek'i, Siyasete bizzat benim davetimle giren Demokrat parti adayı kaliteli insan Nazif Kara'yı kutluyor ve hepsinin emeklerine alın terlerine saygı duyarak kalben başarılar diliyorum, yolları açık olsun.