Çoğulcu demokrasiye ve çok partili sisteme geçmemize sebep olan Demokrat parti yıllarca ülkeyi yerel ve genel anlamda yöneterek çağ atlatmıştı. Celal Bayar, Adnan Menderes ve Süleyman Demirel gibi efsane liderler çıkaran bu yüce misyon bir çok kez darbe ve muhtıralara muhatap oldu. Demokrat parti, Adalet partisi ve Doğru Yol partisi olarak, ülke genelinde yaptığı büyük atılımların ardından, hemen harekete geçen karanlık dış güçler ve içeride ki hain işbirlikçiler tarafından yapılan.
27 Mayıs 1960 darbesi.
12 Mart 1971 muhtırası.
12 Eylül 1980 darbesi.
28 Şubat 1997 post modern darbesi.
Darbe ve muhtıralarını yaşayıp iktidardan düşürülmüştür. Ülkemizde başka bir partiye böylesi darbe yapılmamış muhtıra verilmemiştir. Bu misyonun iktidar olması neden bazı kesimleri rahatsız ediyor?
Ülkesini seven vatandaşların bu soruyu kendilerine sorması gerekir, cevaplarını bulması ve sorgulaması gerekir. Biraz da bu misyonun temsilcilerinin bu soruların cevaplarını halkımıza anlatmalı ve aydınlatması gerekir. Elbette Demokrat parti günümüz temsilcilerinin önce bu yüce misyonu iyi hazmetmesi gerekir. önce kendi sindire sindire hazmedecek ki, başkalarına alt yapısını oluşturarak anlatmalı. Bu konularda yazılmış yüzlerce binlerce kitap mevcut, diğer yandan ise bu gün yaşayan 600 civarı milletvekili ve Bakanlık yapmış şahsiyetleri de mevcuttur. Esasında Demokrat parti eserleri ve canlı tarihleri ile de müthiş bir zenginliğe de sahiptir ve bu zenginliği halka yansıtmalıdır.
Geçtiğimiz hafta son yıllarda geniş katılımlı seçim mitinglerine sahne olan ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da tarihi mitinge ev sahipliği yapan Yenikapı Miting Alanı, bu kez "Büyük Kudüs Mitingi"nde siyasetçileri buluşturdu. Mitinge, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, , Hüda Par Genel Başkanı İshak Sağlam, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas da katıldı.
Saadet Partisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” diye duyurduğu barış planına tepki göstermek amacıyla Yenikapı Miting Alanı’nda ‘Büyük Kudüs Mitingi’ düzenlenmişti. Yoğun kalabalığın yaşandığı miting bir hayli ses getirdi, bir çok ulusal ve yerel kanal mitingi canlı ve banttan verdi, yine bir çok ulusal ve yerel gazete haberi manşetten verirken dikkatimizi çeken enteresan bir olaya dikkat çekmez istiyoruz.
İktidara muhalefet yaptığı sanılan Sözcü gazetesi haberi ilk sayfadan manşetine taşırken hata mı? kasıt mı? karar veremediğimiz bir yanlışa imza attı. Sözcü gazetesinin başlığın da ''MUHALEFET KUDÜS MİTİNGİNDE BULUŞTU'' diyor ve fotoğrafta dört partinin genel başkanları yanyana dururken kendilerine İstanbul BŞB başkanı Ekrem İmamoğlu eşlik ediyor. Bütün Demokrat partililerin tepkisini çeken olay ise Gelecek partisi Genel başkanı Ahmet Davutoğlu nun, Saadet partisi Genelbaşkanı Temel Karamollaoğlu nun, CHP genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun ve İBB başkanı Ekrem İmamoğlu nun isimleri yazmasına rağmen bir tek Afyon milletvekili ve Demokrat parti genelbaşkanı Gültekin Uysal'ın isminin yazılmamasıdır.
Demokrat parti mensupları bu hata veya kasıt her neyse, tepki göstermekte sonuna kadar haklıdır, günümüzde hazne yardımı almadan devasa bütçelere sahip partilerle mücadele etmek öyle her babayiğitin hakkı değil. Mütevazi bütçelerle ve yöneticilerinin çabaları ile samimi mücadele veren bu aziz davanın mensupları Sözcü gazetesine bu konuda ne dese haklılar. İletişim çağında her şeyin para olduğu bir dönemde yaşıyoruz, geçmişte televizyoncular siyasilerin peşinde koşup ekrana çıkarma yarışına girip haber yapma telaşında olurlardı, bu gün ise ekrana çıkmanın ne kadar maliyetli olduğunu üzülerek görüyoruz, bu maliyet iktidar ve ana muhalefet partisi için geçerli değil elbette.!
Yıllar önce duymuş ve üzülmüştük dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kızılcahamam kampında söylediği bir söz kulağımıza gelmişti. ''Demokrat partiden hiç bir yerde bahsetmeyeceksiniz, bizim en güçlü rakibimiz onlardır, ne CHP ne de MHP rakibimiz değil, uyuyan devi uyandırmayın, yazılı ve sözlü hiç bir şekilde Demokrat partiden bahsedilmeyecek ve anılmayacak.'' Bu cümle daima ezberimizde kaldı. Geçen zamanda bu cümlenin uygulamaya konulduğuna çok şahit olduk, ve çok engellenmeyi yaşadık. Sözcü gazetesinin haberine de ve Genel başkan Gültekin Uysal'ın diğer genel başkanların aksine adının yazılmaması bize kasti geldi, her ne kadar gelen tepkiler üzerine tekzip yazısı yayımlasa da . Ve her zaman şunu iddia ettim Sözcü gazetesi muhalif görünse de gaz alma opsiyonlu iktidar yanlısıdır. Geçmiş seçimlerde seçim günü milleti tahrik eden başlığı ''sandığa giderken beyninizi unutmayın'' olmuştu...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
İsmet KOYUNCU
DP Genelbaşkanının ismi neden yazılmadı?
Çoğulcu demokrasiye ve çok partili sisteme geçmemize sebep olan Demokrat parti yıllarca ülkeyi yerel ve genel anlamda yöneterek çağ atlatmıştı. Celal Bayar, Adnan Menderes ve Süleyman Demirel gibi efsane liderler çıkaran bu yüce misyon bir çok kez darbe ve muhtıralara muhatap oldu. Demokrat parti, Adalet partisi ve Doğru Yol partisi olarak, ülke genelinde yaptığı büyük atılımların ardından, hemen harekete geçen karanlık dış güçler ve içeride ki hain işbirlikçiler tarafından yapılan.
27 Mayıs 1960 darbesi.
12 Mart 1971 muhtırası.
12 Eylül 1980 darbesi.
28 Şubat 1997 post modern darbesi.
Darbe ve muhtıralarını yaşayıp iktidardan düşürülmüştür. Ülkemizde başka bir partiye böylesi darbe yapılmamış muhtıra verilmemiştir. Bu misyonun iktidar olması neden bazı kesimleri rahatsız ediyor?
Ülkesini seven vatandaşların bu soruyu kendilerine sorması gerekir, cevaplarını bulması ve sorgulaması gerekir. Biraz da bu misyonun temsilcilerinin bu soruların cevaplarını halkımıza anlatmalı ve aydınlatması gerekir. Elbette Demokrat parti günümüz temsilcilerinin önce bu yüce misyonu iyi hazmetmesi gerekir. önce kendi sindire sindire hazmedecek ki, başkalarına alt yapısını oluşturarak anlatmalı. Bu konularda yazılmış yüzlerce binlerce kitap mevcut, diğer yandan ise bu gün yaşayan 600 civarı milletvekili ve Bakanlık yapmış şahsiyetleri de mevcuttur. Esasında Demokrat parti eserleri ve canlı tarihleri ile de müthiş bir zenginliğe de sahiptir ve bu zenginliği halka yansıtmalıdır.
Geçtiğimiz hafta son yıllarda geniş katılımlı seçim mitinglerine sahne olan ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da tarihi mitinge ev sahipliği yapan Yenikapı Miting Alanı, bu kez "Büyük Kudüs Mitingi"nde siyasetçileri buluşturdu. Mitinge, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, , Hüda Par Genel Başkanı İshak Sağlam, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas da katıldı.
Saadet Partisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” diye duyurduğu barış planına tepki göstermek amacıyla Yenikapı Miting Alanı’nda ‘Büyük Kudüs Mitingi’ düzenlenmişti. Yoğun kalabalığın yaşandığı miting bir hayli ses getirdi, bir çok ulusal ve yerel kanal mitingi canlı ve banttan verdi, yine bir çok ulusal ve yerel gazete haberi manşetten verirken dikkatimizi çeken enteresan bir olaya dikkat çekmez istiyoruz.
İktidara muhalefet yaptığı sanılan Sözcü gazetesi haberi ilk sayfadan manşetine taşırken hata mı? kasıt mı? karar veremediğimiz bir yanlışa imza attı. Sözcü gazetesinin başlığın da ''MUHALEFET KUDÜS MİTİNGİNDE BULUŞTU'' diyor ve fotoğrafta dört partinin genel başkanları yanyana dururken kendilerine İstanbul BŞB başkanı Ekrem İmamoğlu eşlik ediyor. Bütün Demokrat partililerin tepkisini çeken olay ise Gelecek partisi Genel başkanı Ahmet Davutoğlu nun, Saadet partisi Genelbaşkanı Temel Karamollaoğlu nun, CHP genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun ve İBB başkanı Ekrem İmamoğlu nun isimleri yazmasına rağmen bir tek Afyon milletvekili ve Demokrat parti genelbaşkanı Gültekin Uysal'ın isminin yazılmamasıdır.
Demokrat parti mensupları bu hata veya kasıt her neyse, tepki göstermekte sonuna kadar haklıdır, günümüzde hazne yardımı almadan devasa bütçelere sahip partilerle mücadele etmek öyle her babayiğitin hakkı değil. Mütevazi bütçelerle ve yöneticilerinin çabaları ile samimi mücadele veren bu aziz davanın mensupları Sözcü gazetesine bu konuda ne dese haklılar. İletişim çağında her şeyin para olduğu bir dönemde yaşıyoruz, geçmişte televizyoncular siyasilerin peşinde koşup ekrana çıkarma yarışına girip haber yapma telaşında olurlardı, bu gün ise ekrana çıkmanın ne kadar maliyetli olduğunu üzülerek görüyoruz, bu maliyet iktidar ve ana muhalefet partisi için geçerli değil elbette.!
Yıllar önce duymuş ve üzülmüştük dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kızılcahamam kampında söylediği bir söz kulağımıza gelmişti. ''Demokrat partiden hiç bir yerde bahsetmeyeceksiniz, bizim en güçlü rakibimiz onlardır, ne CHP ne de MHP rakibimiz değil, uyuyan devi uyandırmayın, yazılı ve sözlü hiç bir şekilde Demokrat partiden bahsedilmeyecek ve anılmayacak.'' Bu cümle daima ezberimizde kaldı. Geçen zamanda bu cümlenin uygulamaya konulduğuna çok şahit olduk, ve çok engellenmeyi yaşadık. Sözcü gazetesinin haberine de ve Genel başkan Gültekin Uysal'ın diğer genel başkanların aksine adının yazılmaması bize kasti geldi, her ne kadar gelen tepkiler üzerine tekzip yazısı yayımlasa da . Ve her zaman şunu iddia ettim Sözcü gazetesi muhalif görünse de gaz alma opsiyonlu iktidar yanlısıdır. Geçmiş seçimlerde seçim günü milleti tahrik eden başlığı ''sandığa giderken beyninizi unutmayın'' olmuştu...