Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dostluğun bir ötesi ahretlik

Yazının Giriş Tarihi: 08.06.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.06.2019 00:03

Size de oluyor mu?

Bazen kendimi çok yorgun hissediyorum.

Ama öyle dinlenip, uyuyup geçen bir yorgunluk değil bu.

İçime, beynime çöreklenmiş bir yorgunluk.

Diyorum ki,’’ oğlum altmışına merdiven dayadın, daha mı yorulmayacaksın’’

Ama yanıt bu değil onu da biliyorum.

Başka bir şey bu yorgunluk.

Biraz pişmanlık, biraz yılmışlık, biraz bıkkınlık çokça da kırılmışlık.

Hani bir yerlerde eksik bir şeyler varmış da, tamamlayacak mecalim yokmuş gibi. Tünelin ucunda ki ışığın gün ışığımı yoksa karşıdan gelen bir başka trenin ışığımı ayrımsayamamak gibi.

Yanlış anlaşılmak istemem;

Nevrotik bir yapım yok. Aksine son derece maceracı ve atılgan ve duygusal zekası baskın bir kişiliğe sahibim.

Başıma açtığım belalar da bu yüzden olur genellikle.

Kimini atlatırım kiminin altında ezilirim.

Hiç tanımadığım biri ile oturup sohbet ederken yakalarım bazen kendimi ya da beni hiç ilgilendirmeyen bir konuya maydanoz olurken.

İtiraf edeyim tükenmişlik sendromu yaşadığımı sanıp, üzerinde on makale yazabilecek kadar araştırdım konuyu.

Yok, o da değilmiş. Çünkü semptomları bana hiç uymadı.

Olsa olsa yalnızlıktır o zamandır dedim.

O hiç mümkün değil; toplumun her kesiminden ciddi bir çevrem var.

Bazen telefonumun çalmaktan sesi kısılır. O derece yani.

Sanırım benim bu durumumun en makul yanıtı Carl Gustav Jung’un yalnızlık tanısında saklı.

Jung’a göre yalnızlık, çevrede insan olmaması değil, önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramaması ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğunda hissedilen duygu.

Hayat yolunda bir başına yürümek, çalılarına takılmamak, uçurumlarına düşmemek pek olası değil.

Tutacak bir el, yaslanılacak bir omuz, yol gösterip yol vereni olmayınca insan kendi doğrularında ki yanlışların kurbanı oluveriyor.

Hayat ağacı da bir müşkülpesent ki; biri sağlamken diğeri kırılıveriyor dallarının.

Üzerimize atılmış görünmez ağ da ona keza;

Ne düğümleri çözülüyor ne de bıçak kesiyor.

İşte bu yüzden diyorum;

Dostları olmalı insanın;

Ama öyle, Amerikan vari ‘’heyy dostuum!’’gibisinden çakma değil.

Yürekten, umarsız, çıkarsız gerçekten dostları olmalı.

Dolu dolu…

Sevgine sevgisi ile karşılık veren, hani derler ya seninle ağlayan seninle gülen.

Baktılar ki düşüyorsun, koluna giriveren.

Yaşama sevincini geri veren…

 Hah işte tam da böylesi dostları olmalı.

Durumundan vazife çıkartmak için rağmenleri olmayan, seni olduğun gibi kabullenip kendisini de olduğu gibi kabullenmene izin veren.

Bakmayın siz o kadar ağlandığıma.

Benim var;

Hem de yukarıda tanımladığım gibi ;dolu dolu.

Aslına bakarsanız bu satırları yazdıran da o.

Adları mı?

İşte onlar, hayata tutunabilmemde saklı…

Demem o ki, sizin de varsa;

Ölümüne sahip çıkın

Dostluğun bir ötesi ahretlik.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.