Türk futbolunun son 20 yıldır devre arası hazırlıklarının merkez üssü bilindiği gibi Antalya... Ağırlık Belek beldesinde olmak üzere Manavgat, Side, Kemer, Kundu, Tekirova, Alanya ve Göynük gibi turizm merkezleri yıllardır spor kulüplerimizi konuk ediyor…

Bu saydığım beldelerde takımlara hizmet veren180 saha mevcut ayrıca 25 otelin de kendi sahaları var…

Malum; Bursaspor’da yıllardır olduğu gibi yine güneye inip Side’de kampa girdi. Kampı takip eden haberci dostlardan öğrendiğime göre Süper Lig kulüplerinin neredeyse tamamı orada ama eski ilgi yok!

Antalya’ya gelen takım sayısında her geçen yıl büyük düşüş var. Geçtiğimiz sezon ocak-mart aylarında 2500 kulübün ayak bastığı bölgede giderek sayısal erozyona uğruyor.

Batı elini ayağını çekmiş!

Eskiden 18 takımlı Almanya liginden 11 takım devre arası kampını Antalya’da yapardı. Belçika, Hollanda takımları Antalya’yı tercih ederdi. Japonya’dan İsviçre’ye, Gana’dan Nijerya’ya, yüzlerce kulüp Birleşmiş Milletler gibi Antalya’ya akın ederdi…

Şimdi hiçbiri yok!

Rusya’dan, Kazakistan’dan, Moldova’dan takımlar geliyor. Altyapı oyuncuları gelip kamp yapıyor. 

Üst düzey Avrupa takımları dönüp bakmıyor.

Daha düne kadar slogan şuydu:

Futbolun beşiği İngiltere… Futbolun döşeği Antalya…

Kamp piyasasında Avrupa’yı silip süpürdüğümüzü gören Dubai, Katar gibi petrol zenginleri karşımıza dikildi. Davet ettikleri kulüplerden, para almadıkları gibi, ödüllü turnuvalarla üste para da veriyorlar. Bu sayede, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Juventus, Milan ve Paris St. Germain gibi efsaneler oralara gidiyorlar.

Arap ülkeleri, bu kulüplere harcadıkları parayı, bu kulüpler sayesinde yaptıkları reklamla turizm geliri olarak geri kazanıyor.

Bir taşla iki kuş vuruyor.

Mesela; Türk Hava Yolları…

Sponsor olduğu Barcelona’yı, Manchester United’ı bile getiremiyor Antalya’ya!

Kıbrıs Rum Kesimi bile uyandı artık bu işe. Antalya ile benzer iklimdeki Yunanistan, Tunus giderek bizimle arayı kapatıyor…

Futbol turizminde 10 milyar dolar var. Biz bu pastanın anca 100-150 milyon dolarını alabiliyoruz.

Türkiye’ye yakışır bir turnuva düzenleyip, biraz harcama yapsak pastadan kaptığımız dilim 200 milyon dolarını üstüne çıkmaz mı?

Demem o ki; beşik tamam da, gurur duyduğumuz döşek elden gitmeden bir şeyler yapmak şart…