Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dolçevita…

Yazının Giriş Tarihi: 05.02.2019 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.02.2019 00:09

Valla derim ki bu günlerin kadrini kıymetini bilip tadını çıkarmak lazım.

Çünkü daha en az 55 gün seçmenler olarak hepimiz baş tacıyız.

Bu kadar dertle boğuşan bir millet için bayram gibi bir şey bu.

Baksanıza bir etrafınıza;

Çarşıda pazarda, markette AVM’de, caddede sokakta ve hatta cep telefonlarınızda halinizi hatırınızı sormak için birbiriyle yarışan yüzlerce aday bir o kadar da maiyetleri var.

Bir şirinlik, bir babacanlık, bir halden anlamacılık…

Sormayın gitsin.

Seçim sath-ı mali diyorlar ya bu günlere ben de biz seçmenlere uyarlayıp Dolçevita diyorum.

Malum sözcük, Şeker tadında olan, acı olmayan, sinirlendirmeyen, hoşa gidecek bir biçimde tezahür eden, manevi tatlılık, İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren, hoşa giden, şirin gibi bir sürü pozitif karşılığa sahip.

Seçim yerel olunca daha da bir kıymete biniyoruz.

Adaylar da bunu iyi bildikleri için seçim mahallerini dört dönüyorlar.

Her köşe başından bir tanesi çıkıveriyor karşımıza.

“Oooo nasılsınız, iyi misiniz-sağlığınıza duacıyız-siz başımızın tacısınız, her şeyi halledeceğiz-seçim bitecek geçim başlayacak-verin elinizi öpeyim-bu aslan parçası sizin mi ah yavrum pekte şeker ver bakim bir yanak-söyle hacı amcam ne derdin varsa söyle not alsın arkadaşlar-afiyet olsun sayın hemşerilerim bir çayınızı içmeye geldim-aaa ne demek sen diyeceksin biz yapacağız hacı ninem-esnafımızın neler çektiğini biliyoruz ve bunları derhal telafi etmeye talibiz-benim başkanlık odamın kapısı olmayacak ilk işim o kapıyı söktürmek olacak…

Gibisinden pek çok diyalogla karşılaşmak insanın motivasyonunu arttırmaz da n’apar?

Ha bir de toplu taşıma araçlarında karşılaştıklarımız var.

İlle de ayakta giden ve bende sizden biriyim mesajını vermek için her türlü ayırımcılığa meydan okuyan.

Velhasıl bu seçim zamanlarında pek bir revaçta oluyoruz seçmen milleti olarak.

Kurumlarda da durum pek farklı değil; memurlar, yetkililer, ilgililer bi sevecenler, bir empatikler, bir sempatikler ki insan bazen içinden ‘’nayır, nolamaz, nolabilemez’’diye geçiriyor.

Ama noluyor işte…

Keşke seçim gayri sathı-ı malinde de olsa…

İşte orada nolabilemiyor.

Neyse seçmen olmanın hazır tadını çıkartıyorken hülyanızı dağıtmayayım.

Seçim zamanlarında bizim mahalleye de nur yağar.

İrisinden ufağına, duayeninden çakmasına tüm gazeteci ahalisi “sayın basın mensubu” olmanın Nirvana’sına ulaşır.

Gerçi bazılarımız bu mevsimde sadece bir tarafa odaklanıp, hedeflerine koydukları adaylara veryansın ederek hadisenin etiğini tetik ile değiştirip işin tadını kaçırırlar ama oluyor o kadar yapacak bir şey yok. Onu da gazetecilikten saymayıveririz olur biter.

İzlenme oranlarını açıklamayı hiç sevmeyen yerel televizyon kanalları da bu Dolçevitadan hisselerine düşeni alırlar seçim zamanlarında.

Ekranlar yapacaklarını anlatmanın heyecanı ile yerinde duramayan pek çok adaya çekici gelir. TV’lerinde canına com com tabii…

Bundan yıllarca önce bir adayın günlük programını yazmış ve yazarken yorulmuştum.

Şimdi ayrıntılarına girmeyeceğim ama biz seçmenlere bu Dolçevitayı yaşatırken belediyesinden muhtarına tüm adayların geceleri gündüzleri birbirine giriyor.

Seçim bölgelerinde katılmadıkları nikah, halay çekmedikleri düğün, takı takmadıkları sünnet bebesi, çalmadıkları kapı, öpmedikleri ve sıkmadıkları el, mesaj göndermedikleri telefon kalmıyor ve tabi işin olmazsa olması uzun uzun nutuklar…

Eee kapıdan çıkmanın para olduğu bir devirde seçim propagandaları sürecinde evlerine hasret kalan adaylar da keseleri ardına kadar açıyorlar tabii.

Bu da esnafın, tüccarın Dolçevitasına denk geliyor.

Önceki seçimlerde matbaalarda katılırlardı seçim şenliklerine ama bu yıl onların mamülleri propaganda aracı olarak kullanılamayacak diye haberler okumuştum. Olsun demokrasilerde çare tükenmez, onlarda hizmetlerini sanal dünyadan sürdürürler olur biter. Herkeste akıllı mı akıllı telefon var artık değil mi?

İşin en ilginç yanı her seçim öncesi yaşanan bu pembelik seçimi izleyen ilk iki ayda koyulaşmaya başlıyor bir yıl içinde de karaya dönüyor.

Dolçevita oluyor cıvata.

Sanırım biz propagandayı sadece anlık olarak değerlendiriyoruz.

Yoksa her seçimde yıllardır süre gelen aynı sorunların konu edilmeleri ve yeni yeni çözüm önerileri getirilip yine de çözümsüz kalmaları  başka nasıl  ile açıklanır ?

Atış serbest komutu, seçim bitip ateş kes olunca her şeyi ortada bırakıp kaldığımız yere yani en başa dönüyoruz.

Sonra beklemeye başlıyoruz;

Gelsin yeni Dolçevita…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.