Yok olum bana ne dokuzu beş geçe saksı gibi durucam ööle işim mi yok?
Ee n’olmuş dokuzu beş geçe öldüyse.
Sirenler çalıyor saat dokuzu beş geçiyo ya ondan
Şimdi trafiğe çıkılmaz dokuzu beş geçe bi sürü insan durur yolun ortasında!..
Dokuzu beş geçe şu olur…
Dokuzu beş geçe bu olur…
Dokuzu beş geçe…
Çok mutluyum.
En çok düşmanları ezberlemiş ölüm saatini. Öyle iyi biliyorlar ki kaçın kaçı kaç geçtiğini.
Abartılı eleştiri gizli hayranlıktır derler.
Ata’ya söven kaç kişi varsa etrafınızda sinirinizi cebinize koyup soruverin. Neden düşman olduğunu bilemeyecektir ama dokuzu beş geçeyi mutlaka bilecektir.
Kurtarıcısına bu denli açık ve teammüden hakaret edebilen güruh için bile önemlidir dokuzu beş geçe.
Neden mi?
Çünkü ebediyen yenildikleri zamandır.
On Kasım saat dokuzu beş geçe Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüzlüğünün başladığı tarih ve saattir.
Tabii ona dair ne varsa her şeyin.
O tarih ve saatten sonra işleri çok daha zor. Bir ölümsüze karşı mücadele veriyorlar. Buna da dava diyorlar.
Balta, nacak, fes, ferace, çarşaf ne varsa kuşanıp kuşanıp saldırıyorlar. Dinimizi yalan yanlış hurafelerle sarıp sarmalayıp kullanarak günahların en büyüğüne dolanıyorlar…
Ne onu ne fikirlerini ne de emanetini zerre kadar sarsamıyorlar.
Saat dokuzu beş geçti bir kere; Kasım ayı da onuncu güne geldi.
Ölümsüzlük başlayalı seksen sene oldu.
Bitmesi kıyametle…
Dün Heykel’de son yıllarda ki o alışılmış cılız kalabalığın yerini Gazi’nin torunlarının aldığını gördüm.
Eminim ki tüm yurtta da böyleydi bu durum.
Sirenler çalmaya başlayınca kaldırdım başımı Atatürk’ün at üzerinde ki o heybetli heykeline baktım.
İki damla yaş süzüldü gözümden dudaklarımda ki gülümsemenin kıvrımlarında kayboldu.
Ölüme ağladım, ölümsüzlüğü selamladım.
Saat dokuzu beş geçe
O’nun evladı olmanın sonsuz kıvancını yaşadım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Dokuzu Beş Geçe…
Dokuzu beş geçe çık ta bi sigara iç!..
Yok olum bana ne dokuzu beş geçe saksı gibi durucam ööle işim mi yok?
Ee n’olmuş dokuzu beş geçe öldüyse.
Sirenler çalıyor saat dokuzu beş geçiyo ya ondan
Şimdi trafiğe çıkılmaz dokuzu beş geçe bi sürü insan durur yolun ortasında!..
Dokuzu beş geçe şu olur…
Dokuzu beş geçe bu olur…
Dokuzu beş geçe…
Çok mutluyum.
En çok düşmanları ezberlemiş ölüm saatini. Öyle iyi biliyorlar ki kaçın kaçı kaç geçtiğini.
Abartılı eleştiri gizli hayranlıktır derler.
Ata’ya söven kaç kişi varsa etrafınızda sinirinizi cebinize koyup soruverin. Neden düşman olduğunu bilemeyecektir ama dokuzu beş geçeyi mutlaka bilecektir.
Kurtarıcısına bu denli açık ve teammüden hakaret edebilen güruh için bile önemlidir dokuzu beş geçe.
Neden mi?
Çünkü ebediyen yenildikleri zamandır.
On Kasım saat dokuzu beş geçe Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüzlüğünün başladığı tarih ve saattir.
Tabii ona dair ne varsa her şeyin.
O tarih ve saatten sonra işleri çok daha zor. Bir ölümsüze karşı mücadele veriyorlar. Buna da dava diyorlar.
Balta, nacak, fes, ferace, çarşaf ne varsa kuşanıp kuşanıp saldırıyorlar. Dinimizi yalan yanlış hurafelerle sarıp sarmalayıp kullanarak günahların en büyüğüne dolanıyorlar…
Ne onu ne fikirlerini ne de emanetini zerre kadar sarsamıyorlar.
Saat dokuzu beş geçti bir kere; Kasım ayı da onuncu güne geldi.
Ölümsüzlük başlayalı seksen sene oldu.
Bitmesi kıyametle…
Dün Heykel’de son yıllarda ki o alışılmış cılız kalabalığın yerini Gazi’nin torunlarının aldığını gördüm.
Eminim ki tüm yurtta da böyleydi bu durum.
Sirenler çalmaya başlayınca kaldırdım başımı Atatürk’ün at üzerinde ki o heybetli heykeline baktım.
İki damla yaş süzüldü gözümden dudaklarımda ki gülümsemenin kıvrımlarında kayboldu.
Ölüme ağladım, ölümsüzlüğü selamladım.
Saat dokuzu beş geçe
O’nun evladı olmanın sonsuz kıvancını yaşadım.