Geçtiğimiz Cuma günü Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanmak için bir hutbe çalışması yapılmıştı.Çalışmanın konu başlığı HAYAT,ÖNLEM,TAKDİR adını taşıyordu ve bu hutbede bize göre saçma sapan açıklama ve tarifler vardı.Ya biz Kuran-ı Kerim'i yanlış anlıyoruz veya bu hutbeyi hazırlayıp yorumlayanlar 1400 sene geriden gelip cahiliye döneminin saçmalıkları ile konuşup düşünüyorlar.Dikkat çeken ve tepki alan yorumda bizlerde şaşkınlık yaratan ifade şöyle.İş kazalarında alınacak tedbirlerde ölçülü olması gerektiği savunulurken hutbede,“BU HUSUSTAKİ AŞIRILIK YÜCE ALLAH'A GÜVENİ SARSAN BİR DURUM HALİNE DÖNÜŞÜR!!!” deniliyor ve biz çıldırıyoruz.

Ülkede din konusundaki en üst seviyenin açıklamaları son yıllarda bizleri inanın kahrediyor.Bizim din anlayışımızda İnsan hayatının değeri ve önemi var.Daima aklımızda olup kalbimizde yer eden Maide suresi İnsan hayatına verilen önemi vurgularken, “İşte bundan dolayı (Tevrat'ta) İsrailoğulları’na şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsunki resullerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular.”

Az çok Müslümanların hafızasında yer eden bu ayet aklımıza gelirken Diyanet İşleri’nin İstanbul Müftülüğü’nce verilecek olan hutbesinde iş güvenliği tedbirine bakış açısı insan hayatına önem vermeyip adeta sermayeye masraf yaptırmama telaşına düşmüş olup gelen tepkiler üzerine İstanbul Müftülüğü sitesinden acilen kaldırılan hutbenin yerine “Paha biçilmez sermaye ömür” adlı başka bir yazı konulmuştur.Büyük devletlerin ve büyük firmaların milyon dolarlar harcayarak masraf yaptıkları AR-GE (Araştırma geliştirme) ekipleri ülke insanımızın sığ düşünen kesimine saçma gelmişti yıllardır.Oysa bu masrafı yapan devlet ve şirketler uzun vadede çok başarılı oldular, olmayada devam ediyorlar. Ülkemize baktığımızda ise utanma noktasına geliyoruz.Uzayda cirit atan ve yer kapma savaşına giren gelişmiş ülkelerin aksine bizler hala başörtüsü,hutbe,Alevi,Sunni,Kürt,Türkkavgalarıyla meşgul oluyoruz.

Diyanet İşleri Başkanlığı bence iyice incelenmeli son yıllarda tamamen ilkesini kaybetmiş bir görüntü vermekte. Çalışan kesimin sağlıklı ve güvenli çalışması çok mühimdir ve iş sağlığı, iş güvenliği eğitimleri mutlak suretle verilmelidir.Gelişmiş ülkeler çalışanlarına bu eğitimleri vermek suretiyle işe başlatmaktadır.

Futbol Federasyonu gibi mal varlığı pek bilinmeyen, denetlenmeyen bir kurum yalnızca camilerde her cuma bağış adı altında toplanan paraların bile doğru dürüst bilenemediği, yalnızca vicdanlı insanların dürüstlüğüne kalmış bir durum söz konusu. Hac kayıt paraları kuraların ne kadar doğru yapılıp yapılmadığı bilinemiyor.

Ülkemizde misyonerler cirit atıp bedava İncil dağıtıp vatandaşlarımıza din değiştirirken bizim Diyanet işleri pahalı Kuran-ı Kerim satmakta ve insanımızı kutsal kitabını anlaşılır dille hazırlatması gerekip okumaya teşvik edeceği kapsamlı bir çalışmasını hiç göremedik bu güne kadar.Başbakanlığa bağlı olan Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı açıklamalar kamu vicdanını rahatlatmaktan çok öte; aksine adeta hükümet sözcüsü gibi beyanlar vermekte.Vicdani ve dini bakımdan en üst seviyeden toplumsal yapıcı mesajları vermesini beklediğimiz Mehmet Görmez, bu tarz hatalara devam ederse Diyanet İşleri, CİNAYET İŞLERİ olarak anılır. Maalesef bizden uyarması… Benim dinim ‘Önce insan’ diyorsa ben her zaman ‘Önce insan’ derim.

Esenkalın…