Köşe yazılarımda genellikle kalite ağırlıklı olmak üzere; çevre, iş güvenliği ve benzeri konulara ağırlık veriyorum. Ancak bu haftaki yazımın konusu tamamen farklı. Ülkemizde ve çevremizde gelişen olaylar öyle bir noktaya geldi ki; bu konulara vurgu yapmadan geçemedim, bunu bir görev saydım.
Bilindiği gibi ülke olarak özellikle son aylarda çok zorlu dönemlerden geçiyoruz. Her gün gelen şehit haberleri, ihanet senaryoları ve benzeri gelişmeler hepimizin içini karartıyor, yüreğimizi dağlıyor.
Bütün bunlar neden oluyor, bizden ne istiyorlar sorusunun fazla bir anlamı yok. Aslında her şey ortada. Güzel vatanımız üzerinde yüz yıllardır emperyalist hayaller kuran çevreler yine aynı senaryoları önümüze koyuyorlar. Milli birliğimizi ve beraberliğimizi bozmak, iç savaş çıkararak memleketi parçalanma noktasına getirmek kısacası şimdiki neslin ve çocuklarımızın geleceğini yok etmek için akıl almaz bir saldırganlık içerisindeler. Darbe oyunları tutmayınca adeta çileden çıktılar ve sivil, çocuk demeden hiçbir insani karşılığı olmayan eylemlere giriştiler ve bu eylemlerine devam ediyorlar. Türkiye Cumhuriyetini parçalamak için geliyorlar. Son Türk devletini yok etmek için kararlılar.
Ancak bilmeleri gereken bir şey var;
Biz ülkemizin bütünlüğünü korumak ve bayrağımızı indirtmemek için onlardan on kat, yüz kat, bin kat daha kararlıyız. Tarih boyunca bu kararlılığımızı hep gösterdik, yine göstereceğiz.
Bizler vatandaşlar olarak amacımız ırk, mezhep, din, dil ayırımına girmeden hiçbir tahrik tuzağına düşmeden bilinçli bir şekilde bu bayrağa, bu topraklara sahip çıkmaktır ve çıkacağız da.
Evet, geliyorlar. Emperyalistler bizi yok etmeye geliyorlar.
Gelsinler.
Bu ilk gelişleri değil. Tarihte çok kez geldiler ve unutulmaz dersler aldılar.
Gazi M. Kemal’in o sözü geçerliliğini günümüzde de koruyor;
“Geldikleri gibi giderler.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hamdi DİLMENLER
Dikkat, geliyorlar!
Köşe yazılarımda genellikle kalite ağırlıklı olmak üzere; çevre, iş güvenliği ve benzeri konulara ağırlık veriyorum. Ancak bu haftaki yazımın konusu tamamen farklı. Ülkemizde ve çevremizde gelişen olaylar öyle bir noktaya geldi ki; bu konulara vurgu yapmadan geçemedim, bunu bir görev saydım.
Bilindiği gibi ülke olarak özellikle son aylarda çok zorlu dönemlerden geçiyoruz. Her gün gelen şehit haberleri, ihanet senaryoları ve benzeri gelişmeler hepimizin içini karartıyor, yüreğimizi dağlıyor.
Bütün bunlar neden oluyor, bizden ne istiyorlar sorusunun fazla bir anlamı yok. Aslında her şey ortada. Güzel vatanımız üzerinde yüz yıllardır emperyalist hayaller kuran çevreler yine aynı senaryoları önümüze koyuyorlar. Milli birliğimizi ve beraberliğimizi bozmak, iç savaş çıkararak memleketi parçalanma noktasına getirmek kısacası şimdiki neslin ve çocuklarımızın geleceğini yok etmek için akıl almaz bir saldırganlık içerisindeler. Darbe oyunları tutmayınca adeta çileden çıktılar ve sivil, çocuk demeden hiçbir insani karşılığı olmayan eylemlere giriştiler ve bu eylemlerine devam ediyorlar. Türkiye Cumhuriyetini parçalamak için geliyorlar. Son Türk devletini yok etmek için kararlılar.
Ancak bilmeleri gereken bir şey var;
Biz ülkemizin bütünlüğünü korumak ve bayrağımızı indirtmemek için onlardan on kat, yüz kat, bin kat daha kararlıyız. Tarih boyunca bu kararlılığımızı hep gösterdik, yine göstereceğiz.
Bizler vatandaşlar olarak amacımız ırk, mezhep, din, dil ayırımına girmeden hiçbir tahrik tuzağına düşmeden bilinçli bir şekilde bu bayrağa, bu topraklara sahip çıkmaktır ve çıkacağız da.
Evet, geliyorlar. Emperyalistler bizi yok etmeye geliyorlar.
Gelsinler.
Bu ilk gelişleri değil. Tarihte çok kez geldiler ve unutulmaz dersler aldılar.
Gazi M. Kemal’in o sözü geçerliliğini günümüzde de koruyor;
“Geldikleri gibi giderler.”