Bana oldum olası çok dokunaklı gelmiştir bu sözcük.
Dışlanmışlığı çağrıştırır.
Hele bir de ardına ‘’Kadın’’sıfatı eklenince,
Utancı.
Hep duyarız,Kadın sığınma evleri derler bir oluşum vardır.
Sözüm ona deliler gibi severek delirttiğimiz, canım diyerek canlarına kastettiğimiz,yavrum diyerek yavrularını yetim bıraktığımız, evimin gülü diyerek evsiz barksız bıraktığımız, namusumuz diyerek kendi yazdığımız namus manifestosu ile namuslarına girdiğimiz
Kadınlara kucak açan devlet kurumu.
Bildiniz mi?
Peki bu evlerden çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda olup yavrusuyla kapı önünde kalan kadınların dramını da bilmek ister misiniz?
Eğer yazının bu satırına geldiyseniz, bilmek istiyor olduğunuzu varsayıyorum.
Dünya’da sığınma evlerinin tarihi 1970’lere uzanıyor. İngiltere ve ABD’de aile içi şiddete karşı başlayan mücadele zamanla diğer ülkelere ve Türkiye’yi de etkilemiş.
. “Kadınların can güvenliğini korumak ve özgüvenlerini sağlama mekanları olan sığınaklar” Kadına yönelik şiddete karşı kadın mücadelesinin temel taşlarını oluşturuyor.
Türkiye, kadın sığınma evi ve kadın danışma merkezleri ile ilk kez 1990 yılında tanışmış.
Peki;
Kadın Sığınma Evlerinden çıkan kadın ve çocuklar hayatlarına devam ederken nelere gereksinim duyuyorlar ve onlara kim ya da kimler yardım ellerini uzatıyor?
Tabii can güvenliklerine yönelik tehdit unsurlarında ortadan kalmadığını göz önüne alarak yanıtlamak gerekir bu soruyu.‘’Derneğimizin kuruluş amacı şiddet gören kadınlar, engelliler ve engellisi olduğu için mağdur olan ailelere destek olmaktır.’’diyen Başkan Gülay Çelenk’te öyle yapıyor zaten;
Derneğimiz dediği de, Dezavantajlı Kadınlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
Bizim sevdiğimiz ve ezberlediğimiz tabirle GÜÇ-KAT
Güç-Kat Sığınma evlerinden çıkan kadın ve çocuklara üyeleri ile gönüllülerinin desteğini arkasına alarak evler tutuyor,dayıyor döşüyor,erzak yardımları yapıyor,engelli ya da engellisi olan mağdur aileler için yardım kampanyaları düzenliyor,etkinlikler yapıyor,tekerlekli sandalyeler temin ediyor ve ulaştırıyor,kim muzdarip ise koşup yanında oluyor.
En önemlisi istemeyi bilmeyene yol gösterip,kadına Güç Katıyor.
Bazı söyleşiler vardır,konuşurken de yazarken de beni darmadağın eder.Güç Kat ile de aynısı oldu.Şiddete maruz kalan kadınlarımızın yaşadıkları dram bir gazete sayfasına sığdırılamayacak kadar yoğun.
Tek teselli Gülay Hanım gibi konuya duyarlı kadınlarımız ve onların oluşturdukları sivil toplum örgütlerinin sayılarının günden güne artması.
Bilmek istediğiniz için sonsuz teşekkürler.
Bilmekten öteye geçmek isterseniz de
GÜÇ-KAT
Bu numarada : 0555 203 10 27
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
DEZAVANTAJ…
Dezavantaj…
Bana oldum olası çok dokunaklı gelmiştir bu sözcük.
Dışlanmışlığı çağrıştırır.
Hele bir de ardına ‘’Kadın’’sıfatı eklenince,
Utancı.
Hep duyarız,Kadın sığınma evleri derler bir oluşum vardır.
Sözüm ona deliler gibi severek delirttiğimiz, canım diyerek canlarına kastettiğimiz,yavrum diyerek yavrularını yetim bıraktığımız, evimin gülü diyerek evsiz barksız bıraktığımız, namusumuz diyerek kendi yazdığımız namus manifestosu ile namuslarına girdiğimiz
Kadınlara kucak açan devlet kurumu.
Bildiniz mi?
Peki bu evlerden çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda olup yavrusuyla kapı önünde kalan kadınların dramını da bilmek ister misiniz?
Eğer yazının bu satırına geldiyseniz, bilmek istiyor olduğunuzu varsayıyorum.
Dünya’da sığınma evlerinin tarihi 1970’lere uzanıyor. İngiltere ve ABD’de aile içi şiddete karşı başlayan mücadele zamanla diğer ülkelere ve Türkiye’yi de etkilemiş.
. “Kadınların can güvenliğini korumak ve özgüvenlerini sağlama mekanları olan sığınaklar” Kadına yönelik şiddete karşı kadın mücadelesinin temel taşlarını oluşturuyor.
Türkiye, kadın sığınma evi ve kadın danışma merkezleri ile ilk kez 1990 yılında tanışmış.
Peki;
Kadın Sığınma Evlerinden çıkan kadın ve çocuklar hayatlarına devam ederken nelere gereksinim duyuyorlar ve onlara kim ya da kimler yardım ellerini uzatıyor?
Tabii can güvenliklerine yönelik tehdit unsurlarında ortadan kalmadığını göz önüne alarak yanıtlamak gerekir bu soruyu.‘’Derneğimizin kuruluş amacı şiddet gören kadınlar, engelliler ve engellisi olduğu için mağdur olan ailelere destek olmaktır.’’diyen Başkan Gülay Çelenk’te öyle yapıyor zaten;
Derneğimiz dediği de, Dezavantajlı Kadınlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
Bizim sevdiğimiz ve ezberlediğimiz tabirle GÜÇ-KAT
Güç-Kat Sığınma evlerinden çıkan kadın ve çocuklara üyeleri ile gönüllülerinin desteğini arkasına alarak evler tutuyor,dayıyor döşüyor,erzak yardımları yapıyor,engelli ya da engellisi olan mağdur aileler için yardım kampanyaları düzenliyor,etkinlikler yapıyor,tekerlekli sandalyeler temin ediyor ve ulaştırıyor,kim muzdarip ise koşup yanında oluyor.
En önemlisi istemeyi bilmeyene yol gösterip,kadına Güç Katıyor.
Bazı söyleşiler vardır,konuşurken de yazarken de beni darmadağın eder.Güç Kat ile de aynısı oldu.Şiddete maruz kalan kadınlarımızın yaşadıkları dram bir gazete sayfasına sığdırılamayacak kadar yoğun.
Tek teselli Gülay Hanım gibi konuya duyarlı kadınlarımız ve onların oluşturdukları sivil toplum örgütlerinin sayılarının günden güne artması.
Bilmek istediğiniz için sonsuz teşekkürler.
Bilmekten öteye geçmek isterseniz de
GÜÇ-KAT
Bu numarada : 0555 203 10 27