Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Devlet görevini yapmıyor

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2017 00:00

Hırsızlık ve dolandırıcılık insanlık tarihi kadar eski bir haksız kazanç yöntemi. Tarih boyunca insanların alın teriyle çalışıp kazandıkları paraları kolay yoldan gasp etmeye çalışan kötü niyetli insanlar hep vardı ancak artık günümüzde işin rengi bir hayli değişti.

İyice arsızlaşan bu hırsızlar milletin cebindeki parayı kapabilmek için her türlü yolu deniyorlar. Onlar kendi işini yapıyor ama benim asıl canımı sıkan, devletimizin ilgili kurumlarının bu adamların tepesine binmemesi ya da binememesi. Hangisi olursa olsun sonuçta çok ciddi bir zafiyet söz konusu.

Şeytanı bile çarparlar

Günümüz dolandırıcılarında yöntem bitmek bilmiyor. Her gün yeni bir yol bulup insanları kandırmaya çalışıyorlar. Hani denk gelse, bunlar şeytanı bile çarpar, parasını kaparlar.

9 Ekim 2015 tarihinde 'Hırsızlık ne kolay' başlıklı bir yazı yazmış ve yollanan sahte kargolar üzerinden yapılan yolsuzluğu anlatmıştım. Üstelik bu dolandırıcıların karşı tarafa güven vererek daha kolay ikna etmek için PTT Kargo'yu kullandıklarını belirtmiş ve söz konusu kurumun bu işe alet olmasını eleştirmiştim. Uzun zamandır kargo ile ilgili yeni bir girişime şahit olmadım. Hala o yöntem devam ediyor mu bilmiyorum ama adamlar boş durmuyor.    

Sağlık poliçesi yalanı

Geçtiğimiz günlerde yine bir dolandırıcılık denemesine şahit oldum. Adamlar gayet rahat bir şekilde cep telefonumdan arayıp; adımı, soyadımı, ev adresimi ve TC Kimlik numaramı söyleyerek bir yıl önce kendilerine ücretsiz sağlık sigortası yaptırdığımı, şimdi yenileme zamanı geldiğini ve bedelinin 400 TL olduğunu söylediler. İtiraz edince de ellerinde görüşme kaydının olduğunu ve o kayıtta benim de sesli onayımın bulunduğunu belirttiler. Hani bir an ben bile inanacaktım!

Tabi bu arkadaşlar ne söz konusu poliçeyi ne de ilgili ses kaydını size göndermiyorlar ancak poliçeyi yenilemezseniz ceza olarak (her aradıklarında farklı bir rakam çıkıyor) 1400-1800-2600 TL gibi bir bedeli talep ediyorlar. Şayet bu rakamı ödemezseniz de icra işleminin başlayacağı gibi söylemlerle devam ediyorlar.

Ben ilk görüşmeden itibaren durumu anlayıp kendilerine mesleğimi ve bu işleri bildiğimi anlatmama rağmen hala ısrarla her gün aramaya devam etmeleri üzerine, her görüşmede yıllık küfür etme limitlerimi doldurup bir hayli rahatladım. Peki, bu tuzağa düşebilecek insanları kim koruyacak? Devlet vatandaşından vergiyi niye toplar, öncelikle onun can ve mal güvenliği için değil mi?

Bildiğin şebeke

Adamlar dolandırıcılık için bildiğiniz iletişim merkezi (call center) kurmuş. Birisi benimle telefonda konuşurken, arkadan en az 20-30 kişinin daha görüşme sesi geliyor. İşin acı tarafı da, bu kadar eleman bile bile insanları dolandırmak üzere çalışıp maaş alıyor.

İnternet üzerinden sanal sabit hat numaraları alma işi (voib) bu üç kağıtçıların işini çok kolaylaştırdı. Adam bildiğiniz 0212 kodlu sabit hattan sizi arıyor. 155'i arayıp numarayı veriyorsunuz, ertesi gün yeni bir numara arıyor.

Bir gün 155'ten görüştüğüm polis memuru, sonu 10 ile başlayan numaranın 80'lere geldiğini, her gün onlarca kişinin aradığını, kendilerinin de bu şikayet ve telefon numaralarını ilgili birimlere ilettiklerini söyledi ama maalesef sorun hala çözülebilmiş değil.

Devletimizin ilgili birimleri 20-30 kişinin çalıştığı bu iletişim merkezlerini tespit edemiyorsa vay halimize.

RTÜK de uyuyor

Bir başka yöntemi de geçen gün öğrendim. Malum bu Türksat uydusunda çoğu lüzumsuz olmak üzere 400-500 tane kanal yayın yapıyor. Bu kanalların aylık uydu kirası bedeli de bildiğim kadarıyla 40-50 bin TL. Belli bir saate kadar yayın yapan bu kanalların çoğu akşam saatlerinde tele-satış yapan firmalara kanalı teslim ediyorlar. Bu satışlarla ilgili de çok şikayet var ancak asıl değinmek istediğim konu başka.

Arkadaşımın annesi yine bu kanallardan birinde bilgi(!) yarışmasına rastlıyor. Soru şu: "Damlaya damlaya ...." sadece bu atasözü tamamlanacak ve bilene 15 bin TL ödül verilecek. Zaten paraya ihtiyacı olan kadıncağız hemen telefona sarılıyor ve kanalı arıyor. Yaklaşık 20 dakika hatta bekliyor ve bu süre zarfında ne hikmetse(!) arayanların hiç biri bu basit soruyu bilemiyor. Tabi 20 dakika dolunca da soruyu birisi biliyor ve bizim teyzemiz boşuna bekliyor.

Ay sonunda telefon faturasında 400 TL'yi görünce de tabi kadın neredeyse kalp krizi geçiriyor. Meğerse aradığı o yarışmanın telefon hattının dakikası 20 TL imiş. Bu bilgilendirme Nerede mi yazıyormuş? Hani o ekranın altından ışık hızıyla geçen yazılarda. Televizyonu zor gören kadın o yazıyı nasıl okusun? Bir kişiden alınan bu rakamın bir ayda milyonlarca lirayı bulacağını hesaplamak hiç de zor değil. Üstelik bu garanti para dolandırıcılar tarafından ay sonunda telefon operatöründen alınıyor. Gerisini vatandaş düşünsün.

Şimdi bu konuda Ulaştırma Bakanlığı neden bir tedbir almaz? RTÜK bu kanalları neden kapatmaz? Sahi ya, bizim için çalışıp dünya kadar maaş alan üst kurul üyelerimiz, bürokratlarımız ne iş yapar!   

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.