Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

‘Derviş Modeli’ gelebilir

Yazının Giriş Tarihi: 18.07.2018 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.07.2018 00:01

Türkiye ekonomisinin oldukça zorlu bir döneme girdiğini dost düşman herkes söylüyor… Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının ekonomik görünüme verdiği notlara, “Bizi ilgilendirmiyor” diye kulak asmayan siyasi figürlerin bir şeylerin ters gittiğini artık kabul etmeleri gerekiyor…

Ekonomi bilgi ister. Dünyayı algılama yeteneğinizin olması gerekir. Nerede ne söyleyeceğinizi, nerede hangi adımları atmak zorunda olduğunuzu, teknolojik gelişmelere kulak kabartmanızın ülkenin menfaatine olduğunu kabul etmeniz gerekiyor… Okumalısınız dünyayı… Okuyabilmelisiniz…

Değerli okurlar; Seçimlerin geride kalması ile birlikte siyasi belirsizlik büyük oranda ortadan kalktı. İktidar bloğu hem Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazandı hem de Meclis’teki çoğunluğunu korudu. “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin hayata geçtiğini artık tüm dünya biliyor. Bursa Milletvekili sayın Mustafa Esgin’in açıkladığı gibi, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yeni dönemin 1. Devlet Başkanı’dır…”

Piyasalar bu durumu, beklentileri biraz olsun düzeltmek ve kayıpları kısmen de olsa geri alabilmek için kullanmaya çalıştı; küresel cephedeki olumsuzlaşma eğilimi, umulan sonucun ortaya çıkmasını şimdilik zorlaştırmaya devam etti, makroekonomik görünüme ilişkin algılarda önemli bir değişiklik yaşanmadı. Zamana yayılan bir süreci yaşıyoruz hep birlikte. Biraz daha az alıyor, biraz daha kemer sıkıyor, biraz daha geleceğimizden endişe eder ruh haline kapılıyoruz…

Siyasi iradenin öncelik ve tercihlerini desteklemeyen küresel koşullar nedeniyle, bu yılın ikinci çeyreğinde beklentiler seri bir şekilde olumsuzlaşmıştı. Döviz kurları ve faizlerdeki yükselişler, bu değişimin işareti niteliğinde idi. Türk Lirasının değer kayıplarına bağlı enflasyon baskıları azmış ve tüm algıları yıpratarak riskten kaçınma eğilimini güçlendirmişti. Cari açık ve bütçe açığından oluşan ikiz açık alarm vermeye başlamış, dış finansman ihtiyacını karşılamak zorlaşırken kaynak maliyetindeki artışlar sistemik risk endişelerini güçlendirmişti. Ekonomik büyüme ve işsizliğe ilişkin beklentiler de olumsuzlaşmıştı. İçeriğinde “kriz” olan konuşmaların yapıldığını da yakından biliyorum…

Finansal yapı ve bütçe yorgun, iş dünyası sıkıntılı, iş insanları bu aralar daha da içine kapanık…

Finansal yapı ve yabancı sermayenin öncelikleri ve uyarıları, seçim süreci genelinde ihmal edilmiş ve yıpranma hızlanmıştı. Artık seçimler sonlandığına göre, iradenin öncelikleri ve yol haritasında ne tür değişiklikler olacağı yakından izlenmeye başlandı. Küreselleşmeci kesimlerin talepleri ile siyasi iradenin yaklaşımları arasındaki farkın, nasıl bir seyir izleyeceğini gözlüyoruz sadece… Her iki kesimi de memnun edecek bir ortak paydanın kalmamış olması, muhtemelen belirsizlik unsuru olarak sıkıntı yaratmaya devam edecek.

Şu aralar tüm kesimleri tatmin edebilmek pek mümkün olamayacak! Geçmişten gelen ve ağırlaşmış olan sorunlar, giderek olumsuzlaşan küresel koşullar nedeniyle kendi içinde kolay çözümleri barındırmıyor. Sancılı bir dönem gelebilir…

Finansal kesimin talepleri açık… Öncelikle döviz kuru ve enflasyonun gerilemesini istiyorlar. Cari açığın hızla küçültülmesi ve maliye politikasının acilen sıkılaştırılması, yapısal reformların bu hedefleri destekleyecek şekilde devreye girmesini arzu ediyorlar… Çünkü faizler yıpratıyor…

Orta Vadeli Program (OVP) için sayın Berat Albayrak ve ekibinin çalıştığını biliyoruz. Sanırım sıkı bir program çıkacak. Belki de eski başbakan rahmetli Bülent Ecevit’in davet ettiği Kemal Derviş’in programına benzer bir program ortaya çıkar! Faiz dışı fazla bu aşamada çok önemli…

Siyasi iradenin tercihleri ne yönde olursa olsun, ekonominin seri bir şekilde durgunlaşması, işsizliğin artması, varlık değerlerindeki erozyonun artmaya devam ederek bilançoları yıpratması olasılıkları güçlenmeye devam ediyor.

Piyasalar sıcak para bekliyor… Gelmez ise rezidanslar, kıyılar, ormanlar, madenler, eski kurumların bünyelerinde olan taşınmazlar, FETÖ’den elde edilen her türlü mal ve mülk, stratejik bölgeler ve şirket satışları gündeme gelecektir…

Xxx

Doğrudan yatırımlar

Mayıs 2018 itibarıyla, yabancıların yurt içine yönelik doğrudan yatırımı yaklaşık 9,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’den giden doğrudan yatırımlar ise 2002 yılından itibaren hızla yükseldi ve Mayıs 2018 itibarıyla 3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bizimkiler de gidiyor dikkat

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.