Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Demirtaş ve Yüksekdağ barışı kaçırdı mı?

Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2016 10:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.11.2016 10:47

32 Yıl öncesine dönerek hafızalarımızı tazeleyelim. Siirt’in Eruh ilçesinde 15 Ağustos 1984 yılında terör örgütü PKK’nın düzenlediği ilk silahlı saldırıda şehit olan Erzincanlı Er Süleyman Aydın olarak ülkemizin yaslı tarihine geçmişti.

15 Ağustos 1984 yılında Şemdinli-Eruh baskınını ilk duyuran 18 Ağustos’ta Hürriyet Gazetesi oldu. ‘Güneyde Operasyon’ sürmanşetini kullanan Hürriyet Gazetesi, o tarihte gerçekleştirilen baskına gazetede geniş yer verdi. Şemdinli baskınında ağır yaralanan Astsubay Memiş Arıbaş ise olaydan 5 gün sonra yaşamını yitirirken, Eruh’a yapılan saldırıda ise er Süleyman Aydın şehit olmuştu.

Sadece Eruh’ta 1 askerin şehit düştüğü olay, ölü sayısının az olmasına da bakılarak ilk anda çok önemsenmedi. Son birkaç yıldır zaman zaman ve yer yer görülen vur-kaç eylemlerinden biri sanıldı. PKK sonraki her 15 Ağustos’u önceleri “ilk kurşun günü” sonra da “Diriliş Bayramı” olarak yeni eylemlerle kutlama kararı aldı. Ve bu kutlamalar genelde karakol baskını ve katliamlar eşliğinde yapılarak asker ve yöre halkı hedef alındı. İlk dönemler hafife alınan terör örgütü giderek güçlenerek ülkemizin ve halkımızın başına bela oldu.

2007 Yılında DP genel başkanı Mehmet Ağar adeta devrim niteliğinde bir cümle ile kimsenin cesaret edemediğini haykırıyordu; “Düz ovada siyaset.”

Bu cümle yurt genelinde şok etkisi yaptı ve bu söylemin savunucusu olmama rağmen insanlara anlatamıyorduk ve anlaşılamamanın bedelini DP yüzde 5,4 oy alarak ödüyordu!

Bağımsız adaylarla seçimlere girerek yüzde 10 barajını bireysel olarak delen BDP-HDP Mecliste gurup kuracak 20 sayısını rahat buluyor ve başarılı oluyordu. 2015 seçimlerinde ise parti olarak girdikleri mecliste 80 vekil hakkını kazanmışlardı.

“Aslında acaba mı?” diyerek birazda Türkiye adına umutlandık terörden bıkan halkımız yitirdiği canlar ile birlikte ülke ekonomisine büyük zararlar verdiren kanlı örgütten kurtulma şansı yakaladı. Lakin iyi değerlendirilmeli diye kalbimizden geçirdik.

Selahattin Demirtaş yaptığı konuşmalar ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde bir nevi sempati kazanmıştı aslında fakat devamını getiremedi. Devlet yapısına diklenen cümleler kurması bizleri şaşırttı. Eş başkan Figen Yüksekdağ ise daha sivri çıkışlarla ve skandal açıklamalarıyla yangına körükle gidiyordu. Konuşmalarını dinledikçe tüylerimiz diken diken oluyor nasıl böyle hata yaparlar diye düşünüyorduk.

Halkımızın büyük çoğunluğu Demirtaş ve Yüksekdağ'ı aynı siyasi akımdan geldiğini sanıyor fakat hiç alakası yok. Yüksekdağ (ESP) Ezilenlerin Sosyalist Partisi kurucu genel başkanıdır ve uzantısı ise (MLKP) Marksist Leninist Komünist Partisidir. Yüksekdağ buradan Demirtaş ise PKK'dan kendilerini arındıramadıkları için demokratik çözüm noktalarını bulamadılar.

Siyaseten tüm sorunların TBMM'de çözülmesine tarafız ve bunu şans olarak gördük fakat bir türlü yapılmıyor veya yaptırılmıyor. Olan yine mazlum halkımıza oluyor. Umarız en kısa zamanda ülkemizde huzura kavuşuruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.