Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Değişen dünya dengeleri

Yazının Giriş Tarihi: 06.02.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.02.2017 00:00

Neresinden bakarsak bakalım dünya yeni bir değişim evresinde. Şimdilik ortalık toz duman. Dengelerin nasıl kurulacağını ve yeni düzende kimin ne kadar söz sahibi olacağını kestirebilmek hakikaten çok güç. Biz istediğimiz kadar ahkam keselim ama sonuç belki de hiç birimizin tahmin edemeyeceği kadar hayır ya da şer olabilir.

ABD'deki hakimiyet savaşı
Öncelikle Amerika'da belki de tarihinin hiç bir döneminde olmadığı ölçüde bir güç savaşı yaşanıyor. Yüzeyinden ziyade derin Amerika'daki karar alıcıların etkili olduğu dünyanın bu süper gücü ülkede, sadece çok az bir kısmı yüzeye çıkan çatışmaların sonucu hakikaten hepimizin geleceği açısından önem taşıyor. Hoşumuza gitmese de maalesef realite böyle. Siz süper güç olup söz sahibi olamadığınız sürece büyük balıkların hareketlerinden oluşan sudaki hareketler ne yazık ki, sizin dalgalanmanıza, derine batmanıza ya da yüzeye doğru yükselmenize neden oluyor.
Bu çalkantılı süreçte, kendi geleceğimiz ve ülke insanı için daha çok çalışıp üretmekten ve milli menfaatlerimize yönelik faydalı politikalara yönelmekten başka bir çıkış yolumuz da yok. Kim bilir, bu acımasız dünya düzeninin baş sorumlularından birisi olan ABD, belki de aldığı yeni kararlarla kendi sonunu hazırlıyordur. 

İran fırsat tepti
Türkiye'nin de komşuluk hatırına ve bir Müslüman devlete sahip çıkmak adına gösterdiği yoğun çabalar sonucunda Obama döneminde yaptırımlardan kurtularak tekrar güçlenen İran, maalesef bu süreçte hiç de iyi sınav vermedi. İlk kazığını da, yıkıcı ambargoları delebilmesi için risk alan, ekonomisine adeta hayat öpücüğü veren, siyasi arenada da kendisini savunan Türkiye'ye attı. Başta Suriye olmak üzere Müslüman coğrafyasında yaşanan çatışmalarda hep çıban başı oldu. Hep nüfuzunu genişletmeye çalıştı. Kendi menfaatleri için binlerce masumun kanının dökülmesine göz yumdu ve yangına körükle değil benzinle gitti.
İşi öyle bir noktaya getirdiler ki, bugün ABD İran'ı işgal etse, belki de çoğumuz bunu hak ettiğini düşünerek tepki göstermeyiz.

İran politikası sil baştan
İşte o İran'ın ABD'nin yeni yönetimiyle bugün yine başı dertte ve tekrar yaptırımlar devreye alınmaya başladı. İran, füze denemesiyle ABD yönetimine daha ilk günden aradığı fırsatı vermiş oldu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, Tahran'ın balistik füze denemesiyle ilgili ABD yönetiminin aldığı yeni yaptırım kararına atıf yaparak, "İran'ın, ABD'ye ve uluslararası topluma karşı düşmanca ve savaşçı eylemlerine göz yumma günleri artık geride kaldı" dedi. Japonya’da temaslarda bulunan ABD Savunma Bakanı James Mattis ise 'terörizmin en büyük sponsorunun İran' olduğunu söyledi. İsrail'in çok etkili olacağının işaretlerini gördüğümüz yeni ABD yönetimi daha gelmeden rengini belli etmişti ve iş başına geldikten sonra da hiç vakit kaybetmedi.
Görünen o ki, bu yeni dönem İran için hiç de kolay geçmeyecek. Bu yeni dönemde İran, artık eskisi gibi Türkiye'nin desteğini de göremeyecek. En azından benim kanaatim bu yönde çünkü Müslüman aynı delikten iki kere sokulmaz. 

Türkiye'nin durumu
Yeni süreçte İngiltere, ABD ve İsrail daha da yakınlaşıp birlikte hareket edecekler gibi görünüyor. Sanırım bunu öngören devlet aklının bilinçli bir hareketiyle önce İsrail ile ilişkiler düzeltildi. İngiltere ile savaş uçağı alımı ve üretimi noktasında yeni bir anlaşma yapıldı. Diğer taraftan bu kutbun karşısındaki Rusya ve Çin ile ortak çalışmalar yapılmaya gayret ediliyor. Diğer taraftan Afrika'ya bir açılım söz konusu. Yeni Amerika, artık yaşlı Avrupa'yı dağıtmak istiyor. Belki de İngiltere'nin AB'den ayrılması da bunun ön hazırlığıydı. Sanırım ABD, büyük dedelerinin de içerisinde olduğu bir yapıyı dağıtmazdı ama artık bu engel de kalmadı. Yeni dönemde Merkel'in Türkiye ziyaretleri de giderek artacak gibi duruyor. Tabi diğer taraftan Suriye'de ve Yunanistan üzerinden Ege'de bize yeni tuzaklar da hazırlanıyor gibi. 
Sonuç olarak devlet yöneticilerimizin elindeki teknik analizler ve istihbarat raporları bizim elimizde olmadığı için kesin bir şey söylemek zor ama görünen o ki, bu yeni dönem krizlerle birlikte fırsatları da barındırıyor. 
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.