Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Degav Degav

Yazının Giriş Tarihi: 01.10.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.10.2019 00:04

Bizim kültürümüze pek uymasa da özellikle erkek okurlarımın pek çoğu hatta tamamına yakını çocukluğunda en az birkaç kere Tommiks, Ringo, Teks vs. olmuşlardır.

Dekman diye bile bir oyun bile icat etmişti bizim jenerasyon.

Hele sinemada bir kovboy filmi izlemeyelim, çıkışta yürüyüşümüz değişirdi valla.

Hatırlarım annem bana sallanan at alsın da zorla diktirdiğim püsküllü yeleğimi giyip teyzemin aldığı silahlarımı kuşanıp üzerine bineyim diye ona şirin görünmek için yıkadığı bulaşıkları bile kurulardım.

Tabii bizim kovboyculuğumuz sadece hayal dünyamız ile sınırlıydı.

Çok fanatiklerimizin dışında tamamına yakınımız büyüyünce sahici bir silah sahibi filan olmadı.

Degav Degav çocukluk anılarımıza emanet edildi. Onlar da bu emanete asla ihanet etmediler.

Ya da en azından biz öyle sandık.

Şimdilerde bizim masum oyunlarımızın da evrimleşerek oyun olmaktan çıkıp aleni tehlike boyutuna geçtiğini üzülerek görüyoruz.

Neden mi?

İşte bu yüzden;

Türkiye'de her yıl yaklaşık 4 bin 500 kişinin bireysel silahlanma yüzünden hayatını kaybettiği belirlenmiş. Bireysel silahlanmaya karşı mücadele veren Umut Vakfı'nın "Türkiye'nin Silahlı Şiddet Haritası" ve 2018 raporunda açıklandığına göre, 4 yıl içinde sadece basına yansıyan ölüm ve yaralanmayla sonlanan şiddet olaylarının sayısı 2 bin 174'den 3 bin 679'a yükselirken, 4 yıl içinde yaşanan olaylardaki artış yüzde 69 olmuş.

Bu da insanımız en ufak bir tartışmada bile elini beline atmaktan çekinmez hale geldiğini gösteriyor demektir ki, bura da asıl soru o bellere silahların nerelerden ve hangi koşullarla temin edildiğidir.

2463 sayılı Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletlere Dair kanun bu konuda son derece sıkı tedbirler öngörse de bireysel silahlanmanın tam manası ile önüne geçilmesi pek mümkün olmuyor.

Aslında bireysel silahlanma siyasilerin de gündemlerine sıklıkla geliyor;

Bugüne kadar çok sayıda milletvekili bireysel silahlanmaya ilişkin soru önergesi verip araştırma komisyonları kurulması için çalışma yapmış; "internetten silah satışına dair bir kısıtlama olup olmadığı", "ruhsatı veya taşıma süresi geçmiş silahlar için hangi işlemlerin uygulandığı" gibi sorular cevaplanmak üzere meclise yöneltilmiş.

Fakat bireysel silahlanma ile ilgili ‘her 10 kişiden 8 inin silahı var’ oranı doğru ise durum sanılanın çok ötesinde vehamet kazanmış demektir.

İlgililer ruhsatsız silahlara verilen ceza oranlarının çok düşük olmasının dolayısıyla herkesin korkmadan taşıyabiliyor olmasının bireysel silahlanmayı körüklediğini söylüyorlar.

İyi de;

Kolluk görevi olmayan ya da mesleği itibarı ile silah taşımak zorunda olmayan bir insan neden ille de silah taşıyacağım diye ölümcül riskleri göze alır?

Konuyu yazmadan önce psikologların silahlanma üzerine yaptıkları analizleri okudum.

Aşağıdakiler okuduklarımın birleştirilmiş ve özet haline getirilmiş ortak sonuçlarından bazıları.

Diyorlar ki psikologlar;

İnsanların vazgeçemediği en önemli değerler güçlü olmak, hayatta kalmak, kendini güvende hissetmekle ilgiliymiş. Bundan dolayı ülkeler silahlanırlar ve ülke insanlarının silahı bilmelerini, kullanmalarını ve sevmelerini isterlermiş. Bireysel olarak silaha sahip olmak bu yapılanmanın, bu görüşün en alt ucuymuş. Çünkü insanlar ne kadar silaha yatkın ise ülkeyi yönetenler ülkenin geleceğini o kadar güvende olduğunu hissederlermiş.

Bireysel olarak silaha yatkınlık ve sahip olma isteğini pek çok faktör etkilermiş. Bu faktörlerin oluşumu da ancak silah ve narsizm ile açıklanabilirmiş. Silahın gücü temsil ettiği inanışı hakim olduğu için silaha sahip olan kişi aynı zamanda kendisini diğer insanlardan ayrı tutma eğiliminde olurmuş.

Gücün temsili ve zaman zaman etrafa hissettirilmesi genellikle silahla ilgili eylemlerle olurken, silahı görünür şekilde taşımak, hayatta kalmanın tek aracı olarak görmek, ‘’ben bilirimi’’  diğer insanlara kabullendirme aşamasında kullanmak narsizmin bu konuda ne denli etken olduğunun bir göstergesiymiş.

Psikologlar düğünlerde, milli maçlar sonrasında, en coşkulu anlarda silahla havaya ateş etmenin de bir anlamda güç gösterisi olduğu fikrinde buluşuyorlar.

Bir güç simgesi olarak havaya silahla ateş etmenin insanların insanların otoriter, üstünlük, en yeterli insan, kibirli ve istismarcı özelliklerini gösteriş boyutuyla diğer tüm insanlara göstermesi de bireysel silahlanmanın bir başka tetikleyicisi imiş.

Konuyu derinine inerek araştırdığınızda hadisenin Kohut'un eşduyusal eksiklik saptamalarına kadar gittiğini görünce bir makale için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum.

Evet, şu bir gerçek;

Türk Milleti silahı sever.

Üç mühimi sayarken de silahı da sayar.

Ancak bu veriler de gerçek;

Umut Vakfı’nın basına yansıyan şiddet vakalarını baz alarak hazırladığı, Türkiye’nin Silahlı Şiddet Haritası ve 2018 Raporu’na göre, yıl boyunca 3 bin 679 şiddet olayında tüfek, tabanca ve kesici aletler kullanılarak 2 bin 279 kişi öldürüldü ve 3 bin 762 kişi yaralandı. Aynı rapora göre, Türkiye’de yüzde 85’i ruhsatsız en az 25 milyon silah var.

2018 yılında en çok olay Marmara bölgesinde yaşandı ve 2015’e kıyasla bu bölgede silahlı şiddet olayları yüzde 88 arttı. Bireysel şiddet olaylarının en çok artış gösterdiği bölge ise Orta Anadolu oldu.

Bireysel silahlanma sonucu oluşan sıralama da şöyle;

İstanbul ‘da 472,Ankara!da 208,Samsun’da 196,Adana’da 173,Sakarya’da 166,Antalya’da 165,Konya’da 164,İzmir 153,Kocaeli’de 132,Bursa’da 122 olay..

Keşke konu yazının başlığında ki gibi çocukça ve sevimli kalasaydı, silahı sadece yasaların izin verdiği kişiler edinebilselerdi.

Diğer pek çok konuda olduğu gibi bireysel silahlanma konusunda da bir açmaza sürükleniyoruz.

Şeytan doldurur filan diyoruz ama

Çoğunlukla da işi ona bırakmıyoruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.