Okuma yazması olan,gördüğünü,duyduğunu anlayabilen herkesin malumu artık.

Rahmi Turan ortaya bir top attı.

Şimdi;

Kimisi aman gidip ben de bir vurayım diyecek,kimisi ayyy bana değmesin diye sahada dört dönecek,

Kimisi fırsat belleyip kafa vurmaya çalışacak,kimisi tribünlere hoş görünmek için sektirmeye çalışacak,

Kimisi geriye kaykılıp rövaşatalık bir orta bekleyecek,kimisi taca çıksın da oyun soğusun diye  eli belinde etrafına bakınacak,

Kimisi Allah ne verdiyse tüm gücüyle nereye gittiğine bile bakmadan burun vuracak,kimisi ofsayta girip, top bana gelirse nasılsa hakem müdahale eder deyip salağa yatacak,

Kimisi neme lazım vururum gol mol olur altından kalkamam diye sakatlama numarası yapacak,

Kimisi çalım atmaya kalkıp topu kaptıracak,

Kimisi,üzerine basıp durdurmaya çalışacak,

Kimisi topa giriyorum ayağına faul yapacak,

Kimisi üzerinden atlayacak,

Kimisi göğsümde yumuşatayım da , ne şiş yansın ne kebap diye uğraşacak,

Kimileri de  üçü beşi bir araya gelip top çevirecekler,

Nasılsa kale boş ya,

Kalemşöründen siyasetçisine kim varsa kalecisiz kaleye gol atmaya çalışacak.

Çalışacak hafif oldu,çünkü sahada ki kör dövüşü topun atılması ile başladı bile.

Bunca sıkıntı arda arda yaşanırken böylesi bir topa ihtiyaç vardı herhalde ki taa Londralardan orta yapıldı.

Biz mesleğinde-uğraşında uzun yıllar çalışana eski demekten ziyade duayen demeyi pek severiz.

Çoğumuz duayenin anlamını bilmesekte sözcüğün başında ki dua ya tav olur,haklı haksız ne kadar eski varsa hepsini bu paye ile onurlandırırız.

Sözlük duayeni üç özellikle ile açıklıyor;

Birincisinde, bir meslekte, bir sanat dalında veya başka bir alanda, alanının uzmanı, işinin erbabı, en yeteneklisi, en tecrübelisi, eskilik bakımından en önde gelenine,

İkincisinde;siyasette yaşça, kıdemce ve eskilik bakımından önde gelen kimseye,

Üçüncüsünde,Diplomatik dile vurgu yaparak, bir ülkede görevli diplomatik temsilcilerden, misyon şefi olarak o ülkede uzun süredir bulunan temsilciye

Duayen" denir diyor.

Demiyor ki her eski duayendir diye.

Dese eski ve işinin erbabı olan Sülün Osman’a da duayen dememiz gerekir.

Duayen dolandırıcı diye.

Diyor muyuz demiyoruz elbet.

Zaten başımızı en çok ağırtan da kimi görsek bir paye ile onurlandırmak saplantımızdan olmuyor mu?

Kişinin mesleki ya da siyasi ünvanı ile asla yetinemiyoruz.

İlla ki adının başına uzman, efsane,büyük,tek,aslan,kaplan,üstad vs vs…

Sıfatlar koyacağız.

Oysa kaldıranı var,kaldıramayanı var,taşıyanı var taşıyamayanı var.

Altında ezileni de var,gerçek sanıp gaza geleni de.

Neyse biz topa dönelim;

Şimdi herkesin Anadolu insanının  deyimi ile depiklemeye çalıştığı top patlayana kadar sahada kalacak.

Ancak ben bu sürenin çok uzun olacağını pek sanmıyorum,çünkü bizde en uzun gündemin ömrü iki bilemedin üç gün.

Burada da aynı olacak,birileri ‘’kaçılın çimleri sulayacağız’’diye sahaya basacaklar suyu top meselesi de sulandırılıp unutulanlar rafında kurumaya bırakılacak.

Kimisi vurduğu ile kalacak,kimisi vurmadığı ile kimisi de umduğu ile.

Belki topu sahaya atan pişman olup jübile yapacak,belki de sahadakiler sıkılıp topu malzemeciye verecekler,bu ne biçim meşin yuvarlak diyecekler.

Ama bu işin en çok tribünlerde ki  LÜM lere yarayacağı da aşikar.

LÜM dediğim ‘Laf Üretim Merkezleri’’ yani görüntülü radyo kıvamında ki tv kanalları.

Ne kadar sıfatı bol varsa çıkacak,top konusunda ahkam kesecek.

Ahali kimin haklı olduğuna karar verene kadar da aralara reklam alınıp temaşa devam ettirilecek.

Son tahlilde elde içi su dolu bir havan kalacak.

Tivitler havada uçuşacak,demeçler patlatılacak,kürsülerden ayarlar verilecek,manşetler,sürmanşetler köpürtülecek

Bir süreliğine ülkenin gündemi değiştirilecek,sonrasında can ciğer kuzu sarması olunacak ve olay bir duayenin(!) yeni bir top atmasına kadar unutulup gidecek.

Oysa hadise çok basit;

Latincede adına ''cui bono’’derler bir kavram var.

Kimin çıkarına? anlamına geliyor.

Ortaya çıkan problem ya da karar verilmesi gereken bir konu  rasyonel hesaplamayı gerektirecek kadar karmaşık bir yapıya büründüğünde kullanılan en akıllıca bu yöntem bence burada da geçerliğini koruyor.

İki gündür sahaya atılan topun etrafında ki gelişmeleri görüyor,yorumları okuyor,söylenenleri izliyorsunuz da hala karar veremediniz mi kim haklı kim haksız diye?

Sıkmayın canınızı;

Deyiverin içinizden, cui bono.

Hah işte ona verdiğiniz yanıt en doğru olanı…