Son günlerde ülkenin ana muhalefet partisinden gelen açıklamalarla sarsılıyoruz. İş öyle bir noktaya geldi ki, gerçekten de CHP'nin ne yapmaya çalıştığını anlamakta zorlanıyorum. İşin daha da dikkat çeken boyutu ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu söylemler karşısında ölü taklidi yapması.

CHP adeta intihar ediyor

Yine bu köşede 6 Aralık tarihinde yayımlanan 'Böyle muhalefet düşman başına' başlıklı yazımda CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün açıklamalarına yer vermiştim. Ardından pazartesi günü G9 Gazetecilik Örgütleri Platformu'nun 32 Tutuklu gazeteciye destek için yaptığı etkinliğe CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de katıldı. İşin feci tarafı ise Tekin'in destek verdiği bu etkinlikte adı geçen hapisteki 32 gazetecinin çoğu PKK, MLKP, DHKPC ve yan kolları olan terör örgütlerine üyelik, destek, propaganda ya da yönetici olmak suçundan yargılanıyor. Gürsel Tekin, Can Dündar ve Erdem Gül gibi isimler için orada bulunup diğerlerinden habersizse feci ama bile bile gittiyse çok daha feci.

Tüm bunların üzerine bir de Eren Erdem vakası var ki, tam bir facia!

Rusya ile ipler bu kadar gerilmişken ve Putin ülkemizi ipe sapa gelmez iddialarla itham ederken bir CHP Milletvekilinin ondan daha da ileri giderek Türkiye'nin IŞİD teröristlerine kimyasal sarin gazı verdiğini iddia ediyor. Üstelik bu açıklamayı Rus devlet televizyonuna yapıyor!

Ne diyor CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, "2013 yılında Suriye’de bin 800 kişinin katledilmesinde kullanılan sarin gazı Türkiye’den gönderildi" diyor. Üstelik bu işte bazı bürokratların da kullanıldığını belirterek olayın arkasında devletin de olduğunu iddia ediyor.

Kim bilir, gezi olaylarında rol alan, sonrasında paralel örgütün gazetesinde genel yayın yönetmenliği yaparak CHP'den milletvekilliğini kapan Erdem'in, belki de yeni hedefi Duma'da bir koltuk kapmaktır. Hakkında açılacak davalardan dolayı Rusya'ya kaçarsa, Putin kendisine yardımcı olur herhalde.

Kılıçdaroğlu neden susuyor? 

Benim asıl anlamadığım ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu salvolarla savrulan partisi kan kaybederken neden susuyor? Yaklaşan kongre için ölü taklidi yapıyorsa bu ona yarardan ziyade zarar yazar. Eren Erdem'in meczupça çıkışının ardından hala bir tek açıklama yapmadı. Bu sorumsuz (maalesef) milletvekili hakkında bırakın partiden ihraç gibi yollara gitmeyi, 'bu arkadaşın sözleri bizim görüşümüzü yansıtmıyor' gibi politik bir dil bile kullanmadı. Sessizliği (ki bugüne kadar susması da buna işaret ediyor) kendisinin de aynı görüşte olduğunu gösteriyor.

Bunu yapmadığı gibi örgütüne de (en azından açıktan) işaret vermiyor. Bakın yazının nihayetine geldiğim saatlerde henüz zamanı gelmediği için gerçekleşmeyen bir olay var. Eğer CHP yönetimi müdahale etmezse İstanbul'daki 39 CHP İlçe Başkanı, hakkında soruşturma başlatılan Eren Erdem'e destek için 17 Aralık Cuma günü saat 19:00'da basın toplantısı düzenleyerek, 'Eren Erdem yalnız değildir' diyecek.

Tüm bu gelişmeler karşısında merakla soruyorum, hakikaten CHP nereye koşuyor?