Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

CHP kurultayı

Yazının Giriş Tarihi: 27.07.2020 00:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.07.2020 00:23

Ülke siyasetinde en sık kurultay yapan siyasi parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Siyasi tarihe göz attığımızda, nerede ise her yıl büyük kongresi toplanan bir parti olarak göze çarpıyor. CHP, bu kez, Covid-19 salgını ve koronavirüs saldırısının gölgesinde kurultayını topladı.

Normalde Mart ayında yapılması planlanan ama salgın nedeniyle ertelenen kurultayda beklenen oldu. Kemal Kılıçdaroğlu, ülkemizde siyasetle en ufak ilgisi ve bilgisi bile olmayanlarında tahmin edebildikleri gibi tek başına genel başkanlık seçimlerine katıldı ve seçildi. Burada bir bilgi notu vermek isterim. Çünkü, ülkemizde bulunan 81 ilden 80 il başkanının imzasıyla aday gösterilen Kılıçdaroğlu için “muhalif olan il hangisi?” diye sorular sorulmaya başlandı. Aslında, muhalif olan il yok. Örgütü olmayan, kongresi yapılmayan Mardin ili var. O şehirden kurultaya temsilci gelemediği içinde 81 il yerine 80 ilin delegeleri oy kullandı.

Bu bilgiden sonra, CHP’nin üyesiz kurultayı ile ilgili bazı bilgileri vermek yerinde olur. Ankaralı meslektaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla, Kurultay, yine beklendiği gibi genel başkanlık için adaylıklarını açıklayan, yeterli imzaları topladıklarını iddia eden ama imzaların sonradan geri çekildiğini ifade eden adaylar nedeniyle gergin başladı.

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa tek aday olarak gösterildi.  İlhan Cihaner, Tolga Yarman ve Aytuğ Atıcı yeterli imzaya ulaşamadı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, sonucu önceden bildiği ve hesabını, kitabını ona göre yaptığı için gerçekten rahat mı rahattı. Konuşmasında, Yeni yüzyıl, ikinci yüzyıl plan ve projelerinden söz etti.

Kavga ve ayrışma değil, beraber olma zamanı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Verdiğiniz her oya layık olmaya çalışacağım. Yeri gelir 24 saat çalışırım. Bu taahhütlerimizi dostlarımızla birlikte yerine getireceğimizi söyledik. Kavga zamanı değil, ayrışma zamanı değil, beraber olma, birlikte olma zamanıdır. Elbette herkes bizim gibi düşünmeyebilir. Ama her düşünceye saygı göstermek de bizim görevimizdir. Biz farklı düşünceleri her zaman dinlemeliyiz. Bakın biz ne kadar hoşgörülüyüz. Ayrışma yok. Ayrıştırmak, bölmek isteyenler kendi koltuklarını korumak isteyenlerdir. Biz bunlardan olmayacağız. Yeni bir siyaset anlayışını başlattık ve bu anlayışla yola çıkacağız. Bana verdiğiniz oyun benim açımdan doğurduğu sorumluluğun farkındayım. Bu ülkeye hizmet etmek benim için mübarek bir görevdir. Ben bu görevi mutlaka yerine getireceğim."

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun siyaset hedefine yönelik söylemleri ise bilinen eski yol haritasının tekrarlanması olarak göze çarptı. Millet İttifakı olarak iktidar hedeflerine doğru ilerlerken, yanlarına aldıkları yol arkadaşlarımız dediği siyasi partilerden söz ederken, duvarları hep birlikte yıkacaklarını ifade etti. Bu durum, DHP ile yapılan ama resmi açıklanmayan, Millet ittifakının ise mücavir sahasında yer aldığı konusundaki söylemleri pekiştirdi.

CHP’nin kurultayın ilk günü sonrasında medyada ve kamuoyunda eleştirilere konu olan en önemli olayı ise genel başkan adaylarına yönelik olarak konulan baraj oldu. Genel Başkan konuşmasında yüzde 10 dikta rejimi, darbe rejimi barajını kaldıracaklarını açıklarken, kendi partisi içindeki böyle bir kısıtlamaya gitmesinin ne kadar demokratik olduğu konusundaki tartışmalar sanırım devam edecek. Bir başka söylem ise yine baraj ve seçim sistemi ile ilgili idi.

Kılıçdaroğlu, “milletvekilleri genel başkanın seçtiği kişiler olmayacak. Belediye Başkanları ve meclis üyeleri genel başkanın seçtiği kişiler olmayacak” demesine rağmen, Parti Meclisi için örgüt içinde “anahtar liste” olarak genel başkanın listesinin yayılmasına da söylemle yapılan işler, uygulanan gerçekler birbirini tutmuyor eleştirileri yapılıyor.

Türk siyasi hayatında CHP’nin çok önemli rolü var. Demokrasinin gelişmesi, ülkemizin çağdaş ve medeniyet yolunda ilerlemesi yolunda yaptığı hizmetler var. Bütün bunların yanında ise örgütlerde sürekli bir hareket ve karşılıklı çekişmeler yaşanıyor. Yapılan seçimlerde ise CHP’nin söylem birliği yaşamaması sanırım vatandaşın oylarını kullanırken tercih sebebi oluyor.

Tabi, bu kurultaydan sonra neler yaşanır? Neler değişir? Neler aynı kalır? Soruları yine gündemi oluşturacak. Görünen köy kılavuz istemez misali, CHP daha pek çok kurultay yapacak. Daha çok çok söylemlerle yeni plan ve projeleri açıklayacak. Değişik siyasi gurupları, bir tek iktidarı devirme planı etrafında birleştirmeyi başarma yolunda yine çaba sarf edecek. Eskiden yan yana gelmeleri bile mümkün olmayan siyasi fikir ve görüşlerin CHP öncülüğünde sırf iktidardan kurtulma adına bir araya gelmesi de mahalli seçimlerde işlerine yaradı. Sonrasında yapılan anketlerde ise durumun pek fazla değişmediği gösteriliyor.

Demek ki, CHP’nin ana muhalefet kimliği ile önce kendi partisi içindeki demokrasi ve eşitlik ilkelerine göre hareket edip, isteyen herkese istediği her mevki ve makama aday olabilme şansı tanıması gerekiyor öncelikle. Bu sorun halledilmediği takdirde klasikleşmiş CHP oyları haricinde taşıma suyla değirmeni döndürmek zor gibi gözüküyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğine devam etmesi, değişimin, değişmeden devam etmesi anlamına geliyor. CHP’ye ve bu partiye gönül vermiş olanlara, bu partinin iktidar olması için bekleyen ve dua edenlere hayırlı olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.