Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çekirge’de kedileri kim(ler)zehirliyor?

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2020 00:01

Hadi;

Hayvan sevmezsin, anlarım.

Tüylüsünden tüysüzünden korkarsın onu da anlarım.

Büyürken yanlış öğretmişlerdir hayvanı günahtan sayarsın bunu anlayamasam da çaresizce anladım sayarım.

Ama kedisinden köpeğine onları katletmeye kalkarsan işte ona başta Allah olmak üzere kimseden anlayış göstermesini bekleme.

Son günlerde sosyal medya da Çekirge’de kedileri kim zehirliyor başlığı altında,ezeli günahkarların katlettikleri kediciklerin ağızlarından sızan kanlarla çekilmiş fotoğraflarının olduğu paylaşımlar yapılıyor.

Gözüne çarpanın kimyasını bozan bir görüntü.

İzlediğim ondan fazla hayvan grubu ve sayfası var. Onlar da görüyorum ki,

Hayvana, özellikle insanlarla yaşama çok alışkın sokak hayvanlarına yönelik şiddet vahşete evrilerek ülkenin her yanında haber oluyor.

Ya bu fiillerin cezası ?

İşte ondan tık yok.

Var da,tık gibi değil.

Püf gibi.

Sayısız hayvan sever (olmadı; bu tanımın içi boş kaldı milyonlarca hayvan dostu diyeyim) hayvana uygulanan şiddetti gündeme taşımak,o hayvancıkların beslenmelerini tedavilerini sağlamak ve sahiplendirmek uğruna gece gündüz faaliyet halindeler.

Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği bu bağlamda verebileceğim en güzel örneklerden biridir.

Hayvanlara uygulanılan şiddet veya hayvan istismarı,

‘‘Kabul edilemez şiddete sebep olan ya da hayvanlara zarar veren davranışların bir bütünüdür’’ olarak tanımlanıyor.

Kabul edilemez acı eşiği kişiden kişiye göre değişmekte olduğu için, birileri  kabul edilemez şiddeti sadist eğilimlerle hayvanlara eziyet etmek olarak tanımlarken, birileri de kürk avcılığını, tıbbi, bilimsel veya kozmetik sanayide yapılan testleri bu istismarın içerisine alıyor.

Tanım her ne kadar spor olarak nitelendirilerek aklanmaya çalışılan ancak onunda ayan beyan hayvan katliamı olduğu avcılık konusuna girmemiş olsa da yeteri kadar açık.

Ben kimileri, bazıları, onlar, bunlar, şunlar ne derlerse desinler hayvana yönelik ufacık bir tekmeden onlara tecavüz etmeye arada ne kadar olumsuz fiil varsa istisnasız hepsi hayvana yönelik şiddet olduğunu düşünenlerdenim.

Sanrım bir kez daha sormak gerek;

Giderek artan hayvana şiddet olayları nedeniyle toplumun geniş bir kesimi Hayvan Hakları Yasası’nın bir an önce çıkmasını ve suçluların hak ettikleri cezayı almasını bekler ve isterlerken,sosyal medyada bunun için ardı ardına kampanyalar başlatılıp, çağrılar yapılıyorken ve şimdiki yetersiz yasanın değiştirilmesi için Meclis'te de hazır bütün partiler tek taslak üzerinde uzlaşmışlarken uzun süredir gündemde olan hayvan hakları yasası  neden bir türlü ele alınarak yasallaşmıyor?

Pandemi filan denilerek sıra gelmediği ancak Ekim de meclis gündemine alınacağı yolunda ki açıklamalar var olmasına var da, bu ülkede her konuda yapılan açıklamaların sağlıklılığı konusunda da ciddi tereddütler var.

Daha bu akşam Büyükçekmece'de, köpeğini sokak köpekleriyle dövüştüren hasta ruhlu bir insanımsının silahla vurarak öldürdüğünü gördüm haberlerde.

Herife verilen cezanın da 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 14-L maddesinden 9.563 TL, 14-A maddesinden ise 947 TL olmak üzere toplamda 10 bin 510 lira olduğunu…

Sonra ne oldu ?

Ne olacak; devlet kasasına 10.510 lirayı gelir kaydetti, katil serbest bırakıldı,  Köpecik öldüğü ile kaldı, mesele kapandı.

Şimdi bizim şehirde ki katliamın müsebbipleri de yakalansalar aynısı olacak.

Tek farkla, Çekirge’de köpecikler değil kedicikler öldükleri ile kalacaklar faillere üç beş para cezası uygulanacak ki o da mala zarar vermekten de olabilir, mesele yine kapanacak.

Yahu bir memleketin on bilemedin yirmi hadi coğrafyasına göre olsun olsun en fazla otuz kırk kronik derdi olur; onlar da zaman içerisinde bir şekilde çözülürler.

Bizde dert dediğimiz ne varsa kronik birader.

Hiç biri de zaman içerisinde çözülemiyor aksine evrilip gelişiyor.

Elli yıl öncesinde uğraştığımız ne varsa elli yıl sonra daha da semirmiş olarak dikiliyor karşımıza.

Arada geçen süre zarfında yanlarına eklenen başka başka uğraşlarda cabası.

Hayvanlara yönelik şiddette bunların ilk üçüne girecek kadar yoğun.

Gerçi hayvanı birkaç örneğin dışında bir aşağılama sözcüğü anlamında kullanan ve hayvana dair onlarca olumsuzluk odaklı atasözü olan bir toplumun hayvan hakları konusunda  çokta duyarlı olması pek beklenemez de yine de çok şükür ki hayvanların da bizi Yaradan tarafından yaratıldıklarının farkında olan geniş bir kitleye sahibiz.

Çekirge de ki kedi katiline dönersek;

Ah keşke bir zaman makinası olsa da seni ona bindirip eline de zehir verip Antik Roma da ki Arenalardan birine gönderebilseydik.

Bol bol zehirlerdin orada ki aslanları kaplanları da pek bir keyiflenirdin.

Olmaz öyle şey; onlara gücüm yetmez mi diyorsun?

Olur olur ;

Biraz iri olsalar da sonuçta onlarda kedigillerden değiller mi?

Ne yazık ki öyle bir zaman makinası yok işte.

Adam mısın, kadın mısın bilmiyorum ama şanslı kulsun vesselam.

Ama unutma;

Burada yırtsan da, şansının son kullanma tarihi o silinmez alın karanla İlahi mahkemede yargılanana kadar.

Sen şimdi bunu da bilmiyorsundur tabii

Bilsen o sahipsiz diye kanlarına girdiğin hayvancıklarının asıl sahibinin onları Yaradan olduğunu da bilirdin.

Ne diyeyim hak ettiğinle haşrol…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.