Elbette ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika ve ürünlerini boykot kararını ayakta alkışlamamak ahmaklık olacaktır. Ve devamında necip milletimizin her anlamda gösterdiği birliktelik ve başta Rusya, Çin, Katar olmak üzere Avrupa'lı dostlarımızında destekleri ile Trump'ın kaos planı ötelendi. Elbette dolar başta olmak üzere döviz ile ekonomimizin spekülasyonlardan olumsuz etkilenmemesi için önlemler daha hızlı alınmakta. Ancak cebimizdeki Amerika'lı herşeyden haberdar. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay yaklaşık 4 yıl kadar önce "Bursa uzay teknolojilerinin üretim ve arge merkezi olacak" dediğinde herkes bıyık altı gülüyordu. Bugün GUHEM yani Gökmen Uzay Havacılık ve Eğitim Merkezi’nin ne kadar elzem bir gerçeklik olduğunu yaşayarak fark ediyoruz.

Elbette GUHEM ötesinde TEKNOSAB bambaşka bir sanayi devrimi. BUTEKOM'u da düşündüğümüzde aklımıza "yerli yazılımın merkezi olabilir miyiz? Veyahut Dünya'ya göç ettirdiğimiz beyinleri geri getirebilir miyiz?" soruları gelmiyor değil. Aslında gündemimiz bunları başarmak veya başaramamak olmamalı. Aksine, bu inanca ve ruha sahip bireylerin yetişmesini ve desteklenmesini sağlamalıyız. Elbette bu anlamda Bursa Büyükşehir ve Osmangazi Belediyelerinin attığı adımları da unutmamak gerekiyor. Cep telefonlarımızda kurulu bulunan sosyal medya araçları, arama motorları ve onlarca yazılım hatta cep telefonunun kendisi Amerikalı. Demek ki, işe cebimizden başlamak zorundayız. Önce cebimize Amerika veya yabancı ülke parası yerine Türk Lirası koymalıyız. Ve tıpkı cüzdanlarında 1 Amerikan Dolar'ı taşıyanlar gibi milyonlarca Amerikan Dolar'ını banka hesaplarında saklayarak dalgalı kurdan sinsice kazanım elde edenleri deşifre etmeliyiz. Hatta bu paralara el koymalıyız. Türkiye'de yaşayıp başka ülkelerin paraları ile onlara adamlık edenlere bir dur demeliyiz. Velev ki, bundan sonrasının yetkisi Hazine ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve diğer kabine üyelerinde. En başta dediğim gibi önce cebimizdeki Amerikalıdan kurtulmalıyız!...

Eğitim olmadan ekonomi olmuyor!

Türkiye'nin tarihi kuruluş dönemlerine baktığımızda Osmanlı'nın dış borcunu ödeyen, sanayi atılımları yapan, kalkınma hamlelerinin ötesinde kılık kıyafet değişimini sağlayan ve de Türk Dili ve Edebiyatı ile küresel emparyelizme meydan okuyan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü görürüz. Bugünde tıpkı o günlerde olduğu gibi yeniden başlamak zorundayız. Hataları bir kenara bırakıp, suçlu aramakla vakit kaybetmeksizin çok çalışmalıyız. 'Türk öğün, çalış, güven' diyen Atatürk gibi 10 yılda yeni Türkiye'yi yenilenen yerli milli teknoloji ve yazılım ürünleri ile kurmalıyız. Elbette sanayicilerimizin her fırsatta ifade ettiği, kalifiye personelleri yetiştirmeliyiz. Hızla yüksek teknolojili endüstri meslek yüksek okulları kurmalıyız. Bilişim ve yazılım alanında destekleyici yarışmalar ile gençlerimizin önünü açmalıyız. Onlara üretime dahil olabilme fırsatları vermeliyiz. Tüketim gücümüzün büyüklüğünü fark ederek "yerli malı yurdum malı herkes onu kullanmalı" demeliyiz. Belki de yeni nesillerin güçlü beyin dimağını daha doğru eğitmeli ve yeni Türkiye'yi yeni teknolojinin ötesinde yeni nesiller ile inşa etmeliyiz.

Ak Parti kongresi umut ışığı olur mu?

Türkiye'nin ufkunda derin tarihi izler bırakan Adalet ve Kalkınma Partisi, 17 yaşında güçlü bir kongreye gidiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Devlet Başkanı sıfatıyla tek aday olduğu Ak Parti kongresinde en çok merak edilen MYK ve MKYK üyelikleri. Elbette bu üyelikler arasında Bursa'nın nasıl temsil edileceği veyahut edilip edilmeyeceği hususları diğer gündemler. Ak Parti kongresinde gündem Amerika başta olmak üzere yabancı güçlerin ve sözde müttefiklerin Türkiye üzerindeki hain emelleri olacak kanaatindeyim. Belki de bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkın umutlarını tetikleyen, gözlerinde yeniden Ak heyecan parlamalarına fırsat verecek güçlü bir kadroyu sahaya indirme mecburiyeti var. İlk günkü aşkla nice 17 yıllara ulaşılmak isteniyorsa, kongrede açıklanacak liste önemli. Ve elbette liste içerisinde ekonomi, teknoloji, bilişim, sanayi, yazılım, iletişim, arge gibi akademik kadroların nasıl temsil edileceği hususu en önemli detay. Acaba Ak Parti yeni kuracağı genel merkez yönetiminde yada genel başkan yardımcılığına bir Atom Mühendisi getirir mi? Nükleer santraller kurmaya başlayan, köprülerle mesafeleri kısaltan Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ki Ak Parti daha güçlü, genç ve dinamik bir kadro oluştururken aynı zamanda alanında profesyonel, tecrübeli ve de köklü dinamikleri olan isimlere Genel Merkez bünyesinde yer verir mi? Bugün hepimiz bunu yaşayarak göreceğiz. Lakin inanıyorum ki, artık geleceği gelecek nesiller üzerinden tesis etme zamanı geldi de geçiyor bile...