Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan cari işlemler açığı, ocak-temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 16 milyar 581 milyon dolar azalarak 26 milyar 767 milyon dolara geriledi.
IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantılarına katılmak için Washington’a giden TCMB Başkanı Erdem Başçı, ihracatın, zayıflayan küresel talebe rağmen dengeli büyümeyi desteklediğini ve cari açıktaki iyileşmenin devam etmesinin beklendiğini söyledi.
TCMB'nin internet sitesinde yayımlanan sunumunda, ihracattaki artışta Avrupa Birliği'nden gelen talebin etkili olduğunu kaydeden Başçı, son dönemde ortaya çıkan jeopolitik gelişmelerin Türkiye'nin ticaret ortaklarının sıralamasını değiştirdiğini aktardı.
Hafta içinde 2015-2017 dönemi Orta Vadeli Programı (OVP) açıklayan ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da sunumunda belirttiği gibi bu dönemdeki temel önceliklerin ilk sırasında cari işlemler açığını düşürmek yer alıyor.
OVP’daki önceliklerin devamında ise enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam etmek ve yapısal reformlara hız vererek Türkiye’nin potansiyel büyümesini artırmak bulunuyor.
Nitekim, "Enflasyon beklentileri, fiyatlama hareketleri ve enflasyonu etkileyen diğer faktörler yakından izlenecek" diyen TCMB Başkanı da, sıkı para politikasının enflasyonda kayda değer gelişme sağlanana kadar korunacağının altını çizdi.
OVP’a göre bu dönemdeki büyüme stratejisi makroekonomik istikrar, beşeri sermaye ve işgücü piyasası, teknoloji ve yenilik, fiziki altyapının yanı sıra kurumsal kaliteden hareketle verimlilik artışı ve sanayileşmenin hızlandırılması yoluyla ihracata dayalı, özel sektör öncülüğünde, rekabetçi üretim yapısının geliştirilmesi şeklinde belirlenmiş durumda.
Bu aşamada TÜİK, sanayi üretiminin ağustos ayında yüzde 12,5 düzeyinde arttığını açıkladı. Bu artış sanayi üretiminin son 21 ayın en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor.
Diğer yandan Eylül ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 seviyesinde artarak 13 milyar 294 milyon dolar oldu. Böylelikle Cumhuriyet tarihinin eylül ayı rekoru kırıldı.AB'ye yapılan ihracat ise bu yılın 9 ayında yüzde 13 oranında artmış durumda.
Bu noktada BBC-Türkçe’de yapılan bir değerlendirmeyi aktarmak isterim…
Türkiye ekonomisine asıl darbenin Almanya'dan gelebileceğinin ifade edildiği yorumda, “Almanya’nın sanayi üretimi, 2009’dan bu yana en keskin düşüşü yaşıyor. Yüzde 1.5 olarak beklenen üretim düşüşü, yüzde 4 oldu. İhracat yüzde 5.8, ithalat yüzde 1.3 geriledi. Dünya ticaretindeki payı 9.1’den 8’e indi. Toplam ihracatının yüzde 50’yi aşan kısmını AB ülkelerine yapan, bunun yaklaşık yüzde 30’unu da tek başına Almanya’ya gerçekleştiren Türkiye, bundan ciddi darbe alabilir. Yaptırımlar sonrası, gıda ve tekstilde umut olan Rusya’da, Türkiye’den giden binlerce ton tavuk, süt ürünleri ve son olarak da 10 bin ton marulun ‘hastalıklı’ bulunup geri çevrilmesi, önemli bir gösterge. Mısır Devlet Başkanı Sisi ve Rusya lideri Putin geçen ay bir araya geldi. Mısır’ın bu toplantıda gündeme getirdiği Rusya’nın her türlü gıda ve tekstil ihtiyacını karşılama önerisi Türkiye’nin umutlarını daha baltalayabilir” deniyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Nadir TÜLEK
Cari açık azalırken…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan cari işlemler açığı, ocak-temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 16 milyar 581 milyon dolar azalarak 26 milyar 767 milyon dolara geriledi.
IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantılarına katılmak için Washington’a giden TCMB Başkanı Erdem Başçı, ihracatın, zayıflayan küresel talebe rağmen dengeli büyümeyi desteklediğini ve cari açıktaki iyileşmenin devam etmesinin beklendiğini söyledi.
TCMB'nin internet sitesinde yayımlanan sunumunda, ihracattaki artışta Avrupa Birliği'nden gelen talebin etkili olduğunu kaydeden Başçı, son dönemde ortaya çıkan jeopolitik gelişmelerin Türkiye'nin ticaret ortaklarının sıralamasını değiştirdiğini aktardı.
Hafta içinde 2015-2017 dönemi Orta Vadeli Programı (OVP) açıklayan ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da sunumunda belirttiği gibi bu dönemdeki temel önceliklerin ilk sırasında cari işlemler açığını düşürmek yer alıyor.
OVP’daki önceliklerin devamında ise enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam etmek ve yapısal reformlara hız vererek Türkiye’nin potansiyel büyümesini artırmak bulunuyor.
Nitekim, "Enflasyon beklentileri, fiyatlama hareketleri ve enflasyonu etkileyen diğer faktörler yakından izlenecek" diyen TCMB Başkanı da, sıkı para politikasının enflasyonda kayda değer gelişme sağlanana kadar korunacağının altını çizdi.
OVP’a göre bu dönemdeki büyüme stratejisi makroekonomik istikrar, beşeri sermaye ve işgücü piyasası, teknoloji ve yenilik, fiziki altyapının yanı sıra kurumsal kaliteden hareketle verimlilik artışı ve sanayileşmenin hızlandırılması yoluyla ihracata dayalı, özel sektör öncülüğünde, rekabetçi üretim yapısının geliştirilmesi şeklinde belirlenmiş durumda.
Bu aşamada TÜİK, sanayi üretiminin ağustos ayında yüzde 12,5 düzeyinde arttığını açıkladı. Bu artış sanayi üretiminin son 21 ayın en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor.
Diğer yandan Eylül ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 seviyesinde artarak 13 milyar 294 milyon dolar oldu. Böylelikle Cumhuriyet tarihinin eylül ayı rekoru kırıldı. AB'ye yapılan ihracat ise bu yılın 9 ayında yüzde 13 oranında artmış durumda.
Bu noktada BBC-Türkçe’de yapılan bir değerlendirmeyi aktarmak isterim…
Türkiye ekonomisine asıl darbenin Almanya'dan gelebileceğinin ifade edildiği yorumda, “Almanya’nın sanayi üretimi, 2009’dan bu yana en keskin düşüşü yaşıyor. Yüzde 1.5 olarak beklenen üretim düşüşü, yüzde 4 oldu. İhracat yüzde 5.8, ithalat yüzde 1.3 geriledi. Dünya ticaretindeki payı 9.1’den 8’e indi. Toplam ihracatının yüzde 50’yi aşan kısmını AB ülkelerine yapan, bunun yaklaşık yüzde 30’unu da tek başına Almanya’ya gerçekleştiren Türkiye, bundan ciddi darbe alabilir. Yaptırımlar sonrası, gıda ve tekstilde umut olan Rusya’da, Türkiye’den giden binlerce ton tavuk, süt ürünleri ve son olarak da 10 bin ton marulun ‘hastalıklı’ bulunup geri çevrilmesi, önemli bir gösterge. Mısır Devlet Başkanı Sisi ve Rusya lideri Putin geçen ay bir araya geldi. Mısır’ın bu toplantıda gündeme getirdiği Rusya’nın her türlü gıda ve tekstil ihtiyacını karşılama önerisi Türkiye’nin umutlarını daha baltalayabilir” deniyor.