Karadeniz kıyısında yer alan Abhazya, savaşın 1992-1993’te yaşanan savaşın yaralarına sarmak için mücadele ediyor.
Bağımsızlığını ilan edince Gürcistan’ın askeri müdahalesine maruz kalan ülke, tam bir yıllık bağımsızlık mücadelesinden zaferle çıkmayı başarmış. Bugünün siyasi anlamdaki en büyük sorunu, bağımsız Abhazya Cumhuriyeti’ni tanıyan ülkelerin sayının sadece 6 ile sınırlı kalması. Türkiye de, Abhazya’yı resmen tanımış değil.
Abhazya tarihsel olarak göç vermiş bir ülke. Başka ülkelerde yaşayanlara genel olarak “diaspora” deniliyor. Abhazya’nın nüfusu bugün 250 bin dolayında ama yurt dışında yaşayan Abhazların sayısının 1.5 milyondan fazla olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, ülkesine dönmek isteyen Abhaz kökenlilere müthiş kolaylıklar sağlanmış bulunuyor.
Kafkasya'nın batısında, dağlarla deniz arasında uzanan, dört mevsimi bağrında barındıran, kıyılarında “subtropikal” bitki örtüsü, dağlarında bembeyaz karlar bulunan, Tanrı armağanı, masal diyarı ve
Tam bir sayfiye ülkesi… Yeşilin tonları, ağaçların güzelliği, dağların saflığı, doğal ortam, Abhazya halkının sıcakkanlılığı, “ölmeden önce yapılması gereken 100 şey” arasına “Abhazya’yı görmek” maddesini de eklemeyi zorunlu kılıyor…
Abhazya Hükümeti, Abhazya’nın diğer ülkeler tarafından da resmen tanınmasını sağlayabilmek için çok yoğun çaba harcıyor. Bu çerçevede Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nu ülkede konuk eden Abhazlar, başta ulaşım olmak üzere, ellerini kollarını bağlayan ambargo koşullarını ortadan kaldırabilmek, uluslararası planda Abhazya adını ön plana çıkarabilmek için gayret ediyor. Bursa’daki çeşitli kuruluşlarda görev yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi üyesi bir grup gazeteci arasında, bizim gezimiz de bu çerçevede, TGF’nin Abhazya ziyaretiyle ilişkili. Bu konuya döneceğiz ama ilk olarak Abhazya’yı tanımak gerek…
Abhazya, tarihi kökenleri çok eskilere dayanan bir ülke… Deniyor ki… Bir zamanlar altın topuklu
“Altın diyarı” anlamında hep
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Abhazya, 14 Ağustos 1992 tarihinde Gürcistan’ın askeri müdahalesine maruz kaldı. Binlerce insanın öldüğü, daha fazlasının mülteci konumuna düştüğü bir savaş yaşandı. Sohum, Gürcüler ve Abhazlar arasındaki savaşa sahne oldu ve büyük ölçüde yıkıma uğradı. Ulusal Kütüphane ve Devlet arşivleri yakıldı. Kent yaralarını sarmaya çalışsa da savaşın izlerini hala taşıyor.
KKTC’ye benzer bir statüde olan Abhazya, şu ana kadar sadece başta Rusya olmak üzere 6 ülke tarafından tanınmış durumda. Başkanlık sistemiyle yönetilen demokratik bir ülke olan Abhazya’da yaşayan halklar, Abhazlar, Ruslar, Ermeniler olup resmi dil olarak yakın tarihte Abhazca kabul edilmiştir. Ancak Rusça da kullanılmaktadır. Nüfusun büyük çoğunluğu başkent Sohum başta olmak üzere, Oçamçıra, Gagra ve Novi Afon gibi sahil kentlerinde yoğunlaşmış. En büyük kenti yaklaşık 100.000 nüfuslu başkent Sohum.
Sohum, M. Ö. 6. yüzyılda Dioskurias adıyla bir Yunan kolonisi olarak kurulmuş. Plinius ve Arrianus kentten Sebastopolis olarak söz ederler. Apsilia Prensliği ve 11. yüzyılda Abhazya Krallığı döneminde kentin önemi daha da arttı. 15. yüzyılda bu krallığın yıkılmasından sonra Sohumkale, Abhazya Prensliği’nin başta gelen kentiydi. Kent Osmanlılarca alındı ve 1810 tarihine değin Suhum-Kale olarak adlandırıldı. Bu tarihte kent Rusların eline geçti.
Novi Afon müthiş güzellikte bir coğrafyada yer alan, turistik bir sahil kasabası.
Sohum'a oldukça yakın mesafede. Adeta Ortodoksların hac yeri olan Novi Afon Kilisesi ile dünyanın en geniş ve derin üçüncü mağarası ve yüzlerce metre yükseklikteki dağda, milattan sonra 740 yılında Arap istilalarına karşı inşa edilen Novi Afon kalesi tarihi ve doğal zenginliklerinden bazıları.
2009 Yılında dünya çapında yaygın olan bir sitede,
Abhazya 300 bin civarında nüfuslu bir ülke ama her yıl çoğunluğu Rusya’dan gelen ortalama 2 milyon turist ağırlıyor. Abhazya, ülke dışında yaşayan binlerce insanın da ata vatanı aynı zamanda...
Ata topraklarını görmek isteyenler için, Abhazya mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer. Ama Sohum’da havaalanı mevcut olmakla birlikte, Gürcistan’ın engellemeleri yüzünden buraya uluslararası yoldan ulaşmak mümkün değil. Bu nedenle, Türkiye’den Abhazya’ya ulaşım ancak, Trabzon veya İstanbul’dan uçakla, veya Trabzon’dan feribotla Sochi’ye gidip, karayoluyla Abhazya’ya geçmekle mümkün olabiliyor.
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Canlar Ülkesi Abhazya
Karadeniz kıyısında yer alan Abhazya, savaşın 1992-1993’te yaşanan savaşın yaralarına sarmak için mücadele ediyor.
Bağımsızlığını ilan edince Gürcistan’ın askeri müdahalesine maruz kalan ülke, tam bir yıllık bağımsızlık mücadelesinden zaferle çıkmayı başarmış. Bugünün siyasi anlamdaki en büyük sorunu, bağımsız Abhazya Cumhuriyeti’ni tanıyan ülkelerin sayının sadece 6 ile sınırlı kalması. Türkiye de, Abhazya’yı resmen tanımış değil.
Abhazya tarihsel olarak göç vermiş bir ülke. Başka ülkelerde yaşayanlara genel olarak “diaspora” deniliyor. Abhazya’nın nüfusu bugün 250 bin dolayında ama yurt dışında yaşayan Abhazların sayısının 1.5 milyondan fazla olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, ülkesine dönmek isteyen Abhaz kökenlilere müthiş kolaylıklar sağlanmış bulunuyor.
Kafkasya'nın batısında, dağlarla deniz arasında uzanan, dört mevsimi bağrında barındıran, kıyılarında “subtropikal” bitki örtüsü, dağlarında bembeyaz karlar bulunan, Tanrı armağanı, masal diyarı ve
Tam bir sayfiye ülkesi… Yeşilin tonları, ağaçların güzelliği, dağların saflığı, doğal ortam, Abhazya halkının sıcakkanlılığı, “ölmeden önce yapılması gereken 100 şey” arasına “Abhazya’yı görmek” maddesini de eklemeyi zorunlu kılıyor…
Abhazya Hükümeti, Abhazya’nın diğer ülkeler tarafından da resmen tanınmasını sağlayabilmek için çok yoğun çaba harcıyor. Bu çerçevede Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nu ülkede konuk eden Abhazlar, başta ulaşım olmak üzere, ellerini kollarını bağlayan ambargo koşullarını ortadan kaldırabilmek, uluslararası planda Abhazya adını ön plana çıkarabilmek için gayret ediyor. Bursa’daki çeşitli kuruluşlarda görev yapan Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi üyesi bir grup gazeteci arasında, bizim gezimiz de bu çerçevede, TGF’nin Abhazya ziyaretiyle ilişkili. Bu konuya döneceğiz ama ilk olarak Abhazya’yı tanımak gerek…
Abhazya, tarihi kökenleri çok eskilere dayanan bir ülke… Deniyor ki… Bir zamanlar altın topuklu
“Altın diyarı” anlamında hep
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Abhazya, 14 Ağustos 1992 tarihinde Gürcistan’ın askeri müdahalesine maruz kaldı. Binlerce insanın öldüğü, daha fazlasının mülteci konumuna düştüğü bir savaş yaşandı. Sohum, Gürcüler ve Abhazlar arasındaki savaşa sahne oldu ve büyük ölçüde yıkıma uğradı. Ulusal Kütüphane ve Devlet arşivleri yakıldı. Kent yaralarını sarmaya çalışsa da savaşın izlerini hala taşıyor.
KKTC’ye benzer bir statüde olan Abhazya, şu ana kadar sadece başta Rusya olmak üzere 6 ülke tarafından tanınmış durumda. Başkanlık sistemiyle yönetilen demokratik bir ülke olan Abhazya’da yaşayan halklar, Abhazlar, Ruslar, Ermeniler olup resmi dil olarak yakın tarihte Abhazca kabul edilmiştir. Ancak Rusça da kullanılmaktadır. Nüfusun büyük çoğunluğu başkent Sohum başta olmak üzere, Oçamçıra, Gagra ve Novi Afon gibi sahil kentlerinde yoğunlaşmış. En büyük kenti yaklaşık 100.000 nüfuslu başkent Sohum.
Sohum, M. Ö. 6. yüzyılda Dioskurias adıyla bir Yunan kolonisi olarak kurulmuş. Plinius ve Arrianus kentten Sebastopolis olarak söz ederler. Apsilia Prensliği ve 11. yüzyılda Abhazya Krallığı döneminde kentin önemi daha da arttı. 15. yüzyılda bu krallığın yıkılmasından sonra Sohumkale, Abhazya Prensliği’nin başta gelen kentiydi. Kent Osmanlılarca alındı ve 1810 tarihine değin Suhum-Kale olarak adlandırıldı. Bu tarihte kent Rusların eline geçti.
Novi Afon müthiş güzellikte bir coğrafyada yer alan, turistik bir sahil kasabası.
Sohum'a oldukça yakın mesafede. Adeta Ortodoksların hac yeri olan Novi Afon Kilisesi ile dünyanın en geniş ve derin üçüncü mağarası ve yüzlerce metre yükseklikteki dağda, milattan sonra 740 yılında Arap istilalarına karşı inşa edilen Novi Afon kalesi tarihi ve doğal zenginliklerinden bazıları.
2009 Yılında dünya çapında yaygın olan bir sitede,
Abhazya 300 bin civarında nüfuslu bir ülke ama her yıl çoğunluğu Rusya’dan gelen ortalama 2 milyon turist ağırlıyor. Abhazya, ülke dışında yaşayan binlerce insanın da ata vatanı aynı zamanda...
Ata topraklarını görmek isteyenler için, Abhazya mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer. Ama Sohum’da havaalanı mevcut olmakla birlikte, Gürcistan’ın engellemeleri yüzünden buraya uluslararası yoldan ulaşmak mümkün değil. Bu nedenle, Türkiye’den Abhazya’ya ulaşım ancak, Trabzon veya İstanbul’dan uçakla, veya Trabzon’dan feribotla Sochi’ye gidip, karayoluyla Abhazya’ya geçmekle mümkün olabiliyor.
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Viaçeslav Çirikba
Oluşturulma Tarihi: 16 Mayıs 2014, Cuma 12:50
Güncellenme Tarihi: 16 Mayıs 2014, Cuma 12:50