Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çaktın Köfteyi..?

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2019 00:01

Her ölüm acı

Her ölüm erkendir…

Ve her ölümün bir sebebi vardır.

Siz hiç laf olsun diye göçen bir canlı gördünüz mü?

Ya da, ‘’Haydi bu kadar yeter, benden bu kadar öleyim bari’’ diyen?

İntihar mı var?

Buna itiraz ederim işte.

İntihar içerisinde en çok sebebi barındıran bir ölüm şekli.

Benim derdim ölümle değil;

O Allahın emri.

Derdim kalanlarla…

Daha doğrusu kalıp, giden hakkında ahkam kesenlerle.

Sözü rahmetli Neslican’a getireceğim aslında da, vefatından sonra yazılıp çizilen bunca garabeti hatırlayınca geriliyorum.

Eminim sizlerde olay ile ilgili gençlerin beyin yakan tabir ettikleri yorumları, paylaşımları, nefret söylemlerini görmüşsünüzdür.

Algı ve yargı engellilere yapacak bir şey yok.

Onları Allah ıslah etsin deyip geçerim.

Ama isimlerinin başında koca koca ünvanları taşıyıp da, berbat bir hastalıktan dolayı ebediyete göçmüş 21 yaşında ki bir genç kızın ardından hastalıklı cümlelerle ‘tweet’ler atan, yorumlar yapanları affetmem.

Muhterem illa ki olaya müdahil mi olman gerekiyor?

Yorum yapmazsan, ‘tweet’ atmazsan bir yerin mi eksilecek?

Ahkam kesmek için ülke insanın duyarlı kesiminin manevi helalliğini almış bir meftanın ardından neyin mesajını vermeye çalışıyorsun?

Yok hayır merhume duyacakta dediğini yapacak sanıyorsan fena yanılıyorsun.

Ha bir genç kızın ölümünü pay belleyip buradan kendine payda türemeye çalışıyorsan durum daha da vahim demektir.

Ama hakkını da teslim etmek gerekir bu arada.

’’Eğer amacın ‘’Heeyy millet bakın ben buradayım, ne güzel fikirlerim var gelin size de bir ortaya karışık tespit salatası yapıvereyim de beni hepiniz tanıyın’’diyorsan bunu başardın.

Memleketin yarısından fazlası tanıyor artık seni.

Nasıl tanıyor, orasını da sen tahmin et.

İnsanın hayatına kasteden her şey onun düşmanıdır ve kişi ona verilen yaşama hakkını elinden geldiğince korumaya çalışır.

Ve düşmanlarının içerisinde ki en kuvvetli unsur da hastalıklardır.

Hele ki ölümcül hastalıklar.

Apse yapan dişini, böbrek sancını, kolesterolünü, şekeri vesaireni düşman belleyip yok olsunlar diye kaç kere hekimlere müracaat ettiğini hatırla anlarsın ne demek istediğimi.

Tevekkül konusu amenna.

Bu zaten bizim coğrafya da bir yaşam biçimi.

Ama insan hastalığa kanka muamelesi yapmalı mealinden laflar edince durum birden komikleşiyor işte.

Gencecik bir kızın ölüme karşı direnişini ve hastalığı ile savaşmasını onun zayıflığı gibi algılayarak bunu neşredebilenin nasıl bir beyin yapısına sahip olduğu hakkında ipucu bile veremiyor.

O zaman şöyle mi yapmalı?

Bir dilekçe verip Kanserle Savaş Derneği’nin isimlerinin hatalı olduğunu, bunu derhal Kanser Dostları şeklinde değiştirmeleri gerektiğini mi söyleyelim?

Bak bilemedim şimdi.

Ya da kansere güzellemeler yapıp, bu illete yakalananlara  ‘’Boş verin kemoterapiyi,

radyo terapiyi filan bunlar boş işler, tümörlerinizle duygusal bağ kurun, çok sıkılarsanız da Üsküdar a gider iken aldı da bir yağmuru ıslıkla çalın bir şeyciğiniz, kalmaz mı diyelim?

Bunu da bilemedim. Aklım karıştı…

Keşke bir zamanlar hekimin biri bana da yüzüme yüzüme ‘’kansersin sen hoca’’ demeyip onun yerine seküler dünya ve onun rüzgarı, ölüm bilinci filan deseydi.

Gerçi öyle deseydi şimdi muhtemelen bu satırları yazamıyor olacaktım ya neyse…

Demem o ki;

‘’Her canlı ölümü tadacaktır’’ İlahi emriyle yaşayan her ölümlünün bu dünyadan göç ettikten sonra saygıyla anılma en azından saygısızca anılmama hakkı vardır.

Çaktın köfteyi..?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.