Uludağ hiç tartışmasız Bursa’nın en büyük değeri. Şehrin iklimi, soluduğumuz hava ve içtiğimiz su, hep bu kadim dağ sayesinde belli bir kalitede. Bizim yıllardır ovada yaptığımız bütün yıkıma rağmen Bursa hala yaşanılabilir bir kentse, bunu şehrin adeta sigortası olan Uludağ’a borçluyuz. Uludağ, barındırdığı zengin bitki örtüsü ve dört mevsimde sergilediği muhteşem görselliğiyle sadece bu kentte yaşayanları değil, Türkiye’nin hatta dünyanın birçok bölgesinden insanları kendisine çekiyor.  

Uludağ’dan yeterince istifade edebiliyor muyuz?

Bu kente sevdalı herkes yıllardır Uludağ’dan gerektiği gibi istifade edilemediğinden yakınır. Kış sezonunda otellerin fahiş fiyatları maalesef sadece yüksek gelir grubuna hitap ediyor. Yaz mevsiminde ise zaten oteller kapalı. İşletmeciler otelleri kış sezonunda 3-4 ay çalıştırıp daha sonra personelini güneydeki otellerine kaydırmayı tercih ediyor.  

Uludağ’dan yeterli derecede faydalanılamamasının başlıca sebepleri; dağdaki alanlarda gerekli düzenlemelerin yapılmaması, yaşam alanları oluşturulmaması ve düzensizlikti. Özellikle konaklama sıkıntısı olduğu için Uludağ, günübirlik gidilen, piknik yapılıp gelinen bir tercihti. Sarıalan ve Çobankaya bölgesinde yıllardır çadır yeri kiralayıp yaz aylarını dağda geçiren insanlarımız var ama bu sayı Uludağ’ın potansiyelinin çok altında. Bir de Çobankaya’da bu yıla kadar hizmet veren ve ahşap barakalarda konaklanılan Kızılay kampı vardı ama o da sayı itibarıyla yetersizdi. Dağcılık faaliyetleri yapanlar için sorun yok. Sırt çantalarında taşınan malzemeler ve çadırlar ile Uludağ’ın her yeri zaten kamp alanı.

Gelişmeler sevindiriyor

Uludağ’dan gerektiği gibi yararlanabilme konusunda halen daha istenilen noktada değiliz ancak son yıllarda güzel gelişmeler de yaşanıyor. Özellikle de insanlarımız artık Uludağ ile çok daha fazla ilgili. Bayramda milli park gişesinde günde ortalama 5 bin aracın giriş yaptığı Uludağ’ın, Dolubaba, Kirazlı, Kirazlıyayla, Sarıalan ve Çobankaya bölgeleri günde ortalama 40-50 bin ziyaretçiyi ağırladı. Eskiden unutulan dağcılık faaliyetleri bugün onlarca dağcılık kulübünün etkinlikleriyle artarak devam ediyor. 

Devletin Uludağ’da yatırım ve düzenleme yapmaması, ‘milli park girişinden para almayı biliyorlar ama hiç hizmet üretmiyorlar’ gibi haklı bir eleştiriye neden oluyordu. Orman Bölge Müdürlüğü bölünüp milli park sorumluluğunu da içeren Orman 2. Bölge Müdürlüğü’ne Yahya Güngör getirildikten sonra işler değişmeye başladı. Yıllardır yapılan eleştirilere hak veren Güngör, bürokrasinin uzun mücadeleler gerektiren izin ve yazışmalarına rağmen Sarıalan ve Çobankaya’da toplam 75 ahşap dağ kulübesinin yapımına geçen yıl başladı.

Dağda kulübe hayali artık gerçek oluyor 

Bayramda iki gün çadırda kamp yaptığım Çobankaya’da biten evleri inceledim, gerçekten çok güzel olmuş ama civardaki insanlardan edindiğim bilgiler hiç hoşuma gitmedi. Evlerin en az 1 aylık kiralanacağı ve fiyatının da aylık 1500 TL olacağı konuşuluyordu. Hemen Orman 2. Bölge Müdürü Yahya Güngör’ü aradım ve sordum. Güngör, kesinlikle evleri aylık değil, haftalık periyotlarda kiralayacaklarını ama daha fiyatları belirlemediklerini söyledi. İnşaatı devam eden evleri ve iç tefrişatlarını 1-2 ay içerisinde tamamlayacaklarını ve hizmete açacaklarını ifade eden Güngör, elektrik ve suyu bağlanan evlerin içerisinde buzdolabı, televizyon, oturma grubu ve 4 adet yatak olacağını belirtti. Şu müjdeyi de verelim ki, iyi bir izolasyonla imal edilen evler kışın da hizmete açık olacak. Böylece, benim gibi dışarıda lapa lapa kar yağarken içerideki şöminede çıtır çıtır yanan odunların olduğu bir dağ kulübesi hayali kuranların bu hayali artık gerçekleşmek üzere. Yahya Güngör, ayrıca çadır bölgelerindeki kötü görüntüyü kaldırıp yerine ahşap barakalar kuracaklarını ve kiralamak isteyenlere yine çadır kirasıyla aynı fiyata vereceklerini söyledi. Bu arada, artık Bakacak’taki seyir terasında çay içip, dürbün ile Bursa’yı seyredebiliyorsunuz. Güngör, Bakacak’ta yaz-kış kullanıma açık olacak bir kafeterya içinde hazırlıklara başladıklarını anlattı. Ayrıca piknik alanlarına bu yıl koyulan çok sayıdaki ahşap piknik masalarının yanı sıra, gelecek sezon öncesi bu alanlar yeniden düzenlenecek. Yetersiz kalan alanlar genişletilecek ancak bir noktadan sonra sınır koyularak yangın ihtimaline karşı ormanın derinliklerinde piknik yapılması da engellenecek. Uludağ’da bugüne kadar hiç görmediğimiz bu çalışmalar için Orman 2. Bölge Müdürü Yahya Güngör’e teşekkür ediyorum. Bursa’nın gerçekten de engel olan değil, engelleri kaldıran, Bursalı gibi düşünen bürokratlara ihtiyacı var.