Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursalının suçu ne?

Yazının Giriş Tarihi: 07.12.2014 00:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2014 00:59


 

Uzun zamandır ele almak isteyip de fırsat bulamadığım bir konuyu bugün masaya yatırma arzusundayım. Hani bazı yaşadıklarınız ve gözlemleriniz zaman içerisinde şişkinlik yapar ve artık dile getirme ihtiyacı hissedersiniz ya, işte aynen öyle bir noktadaki haleti ruhiye ile yazıyorum bu yazıyı. Son yıllardaki halimize bakıyorum da ‘acaba biz Bursalılar bu ülkede üvey evlat mıyız?’ Diye düşünmeden edemiyorum!

 

Hep önde ama

Şehrimiz üreten, sadece üretmeyip ihracat da yapan bir gelişmiş kent. Üstelik ülkenin de nüfus açısından dördüncü büyük kenti. İhracat sıralamasında dönemsel olarak İzmit ile yer değiştiren, ikinci veya üçüncü sıradaki katma değer üreten şehir. Şimdi saymaya kalksak, onlarca özelliğimiz daha var. AK Parti iktidarına hep Türkiye ortalamasının üzerinde destek vermiş de bir şehir. Hâsılı kelam nereden bakarsanız bakın ülkenin en çok ‘şımartılması’ gereken kentlerinden biriyiz ancak hey hat durum hiç de öyle değil. Hatta yazının başında da belirttiğim gibi acaba ‘üvey evlat mıyız?’ Diye de düşünüyoruz. Nasıl düşünmeyelim ki, bütün bu artılarımıza rağmen kamu yatırımlarında hak ettiğimizin çok gerisindeyiz. Sürekli ver Ankara’ya, yolla kazanla Ankara’ya ama dönüşü kepçe kadar bile değil kaşık kadar olsun.

 

Sosyolojik vaka

Sadece bu mu, sorun sadece parasal konular mı? Keşke öyle olsa ama maalesef değil. Mesela bu yazıya temel oluşturan kamu otoritesinin Bursalılara olan yaklaşımı da sorunludur bu şehirde. Yıllar boyu deplasmana giden Bursaspor seyircisine o şehrin emniyet güçleri her türlü zorluğu çıkarır ama Bursa’ya gelenler paşalar gibi ağırlanır. Üstüne üstlük kendi stadında polisten en çok dayak yiyen de yine bizim seyircidir çünkü bu şehri (istisnai dönemler hariç) hep deplasmandan gelen ağabeyler yönetmiştir. Bursalı hep deplasmandadır maalesef. Örnekler çok lakin uzatırsak asıl meseleye yer kalmayacak. Özetle sosyolojik vakadır bizim yıllar yılı Bursa’da yaşadıklarımız. İncelenmesi de elzemdir kanaatimce.    

 

Millete mobese bize tuzak

Bakın diğer şehirlere gittiğinizde mutlaka fark ediyorsunuzdur hız ihlalini tespit eden mobese sisteminde bile biz mağdur ediliyoruz. Ankara’da, İstanbul’da hız kameralarının olduğu direklerde gündüz bile çok net fark edilen uyarı ışığı var. Hız sınırının ne olduğunu belirten ışık sizi en az 300-500 metre önceden uyarıyor ‘dikkatli gel’ diye. Görmemek için çok dalgın olmanız lazım. Bizim sistemimiz daha sonradan kurulduğu halde Bursa’da bu yok. Çok mu zor bu ışığı koymak? Hiç de zor değil. Valilik ya da Emniyet Müdürlüğü istesin bir günde takılır. Destek isteseler Büyükşehir Belediyesi de takar. Ne hikmetse sürekli Ankara’ya, İstanbul’a giden büyüklerimiz bunu görmez.

Şimdi emniyetten şöyle bir itiraz geldiğini duyar gibiyim ‘ama siz o mobese olmasa da şehir içinde 70 km hızı geçmemelisiniz’ iyi de başta emniyet araçları olmak üzere, geçmeyen var mı?

Milletin mobeselerinde ışıkları 500 metre önceden görülebilen uyarılar varken bizimkiler adeta gizlenmiş durumda. Nasılsa ‘Bursalı ses çıkarmaz, isyan etmez’ öder anlayışı var ya yüklen gitsin. Son yıllarda bu konuda canı yanan binlerce TL ceza ödeyen o kadar çok insan var ki. Benim de birkaç kez ödemişliğim var.   

 

Emniyet trafikte asli görevini yapmalı

Mobeselerin dışında Bursa, en çok radar uygulaması yapan illerin başında. Elimde resmi bir rapor yok ancak yıllardır araç kullanıyorum. Bursa’yı ve ilçelerini geçin, Balıkesir’den sonra Antalya’ya kadar radar görmeden gidiyorsunuz. Bu kurallar en çok Bursalılar için mühim demek ki.

Bursa’daki trafik denetleme ekiplerimiz farklı konularda uygulama yapar, aklına estiği bir caddede trafiği tek şeride düşürür onlarca araca emniyet kemeri vs gibi gerekçelerle ceza yazar ama asıl trafik magandaları cirit atar bu şehirde. Abart egzoz ile sağınızdan solunuzdan araçlar geçer, hatta yolun kenarında veya kavşakta bekleyen trafik ekibinin önünden de geçer ama genelde durdurulduklarına şahit olmazsınız. Uygulama zamanı kuş uçurtulmaz fakat sonrasında yollar can pazarı. Makasçıları mı ararsın, abartçıları mı, yoksa driftçileri mi? Kaç kere kavşakta polis varken kırmızı da geçip gittiği halde müdahale edilmeyen araçlara şahit oldum.

Konunun detayı fazla ancak özetle belirtmek gerekir ki, Bursa Polisi uygulamalarla kota doldurmak yerine asli görevine yani yollarda güvenliği sağlamaya ve trafiğin akışına yönelmelidir. Şehir içinde bir caddeye 50 km üzerinden radar kurup 65-70 km hızla gidenlere 350 TL ceza yazarak trafik düzenlenmez.      

İşlerim dolayısıyla çok sık gittiğim İstanbul’da bu tür uygulamaları hiç görmüyorum. Orada emniyet sanki daha çok trafiği açmaya ve düzeni bozanlara odaklanmış gibi. Yıllardır İstanbul’da hiç uygulamada durdurulmadım, radar görmedim ama bir kere sola dönülmez tabelası olan bir yerden döndüm ve anında motosikletli bir ekip tarafından ceza yedim.

Özetle istirhamımız budur. Umarım değerli yöneticilerimize derdimizi anlatabilmişimdir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.