Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa ve Çanakkale camileri iftirası

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2018 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2018 00:00

Sevdiğim bir çok dostum vardır Çanakkale'de. Sık sık gider geliriz. Yurt Partisi Çanakkale İl Başkanı Numan Mutay, Demokrat Parti Eski İl Başkanı Melih Fenercigil, eski bakanlarımızdan merhum Turgut Toker'in özel kalem müdürü ve Aydıncık eski ilçe başkanı Bülent Demirsoy, DP il başkan yardımcısı Şeref Sezer, Zafer Önder ve Eski çevre bakanımız Hamdi Üçpınarlar gibi birçok dostumuz var. Dün gece telefonum çaldı, arayan DP Çanakkale eski il başkanımız Melih Fenercigil'di. “Sevgili İsmet bu çapsız öğretim görevlisi Abdullah Akın'a haddini bildirelim. Böyle terbiyesizlik olur mu? Hem Bursa'yı hem Çanakkale'yi zan altında bırakarak iftira attı” dedi. Özünde sakin ve seviyeli bir insan olan Melih Fenercigil başkanı ilk kez bu kadar sinirli görmüş ve duymuş oldum tepkisinde sonuna kadar haklıydı elbette.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ÇOMÜ TV ve Radyosu’nda 20 Şubat’ta Padişah 2. Abdülhamid’in vefatının 100´üncü yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilen programa konuk olarak katılan İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın’ın, “12 Haziran 1924’te camiler kapatılıyor, düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum, Çanakkale ve Bursa´da genelev olarak kullanılan camiler var” sözleri, kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Tepkiler üzerine ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanlığı harekete geçti. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında idari soruşturma başlatıldığı açıklandı Fakültenin internet sitesi üzerinden, Kamuoyuna önemli duyuru’ başlığıyla yapılan açıklamada, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi olarak ilke, prensip ve düsturlarımızı buradan tekrar hatırlatmakta yarar görüyoruz. Gerek klasik tarih, gerekse yakın tarih ile ilgili kişisel görüşlerini ortaya koyan öğretim elemanlarının görüşleri, fikirleri, yorumları ve yaklaşımları tamamen ve hususi olarak kendilerini bağlar ve ne kurum olarak ne de akademik çerçeve olarak akademisyenlerimizin görüşlerinin ifadesi olarak değerlendirilemez; ne kurum, ne de öğretim elemanları olarak kimsenin iddialarının savcılığını üstlenecek durum ve konumda değiliz. Akademisyenlik her şeyden ve her durumdan önce, ön kabullerden soyutlanmayı ve ortaya atılan iddiaların delillendirilmesini ön şart kabul eder. Bu da iddia sahibini/sahiplerini bağlar ve iddialar delillendirilinceye dek, ortaya atılanlar ancak şahsi, sübjektif, ve tek taraflı görüş, fikir, yorum ve yaklaşım olarak kabul edilirler; Bununla birlikte kişiler, ortaya attıkları iddialar ile ilgili olarak şahıslar veya hukuk açısından sorumlulukları kendilerini bağlar ve kurumsal olarak herhangi bir sorumluluk ve savunma yükümlülüğünü baştan ve ilkesel olarak reddederiz. Kısaca, gündem konusu haline gelen mevzu bahis öğretim üyesinin görüşleri veya iddiaları sadece kendisini bağladığını, kurumsal olarak görüşlerini veya iddialarını kabul etmediğimizi ve edemeyeceğimizi ve ilgili şahıs ile ilgili olarak da gerekli idari inceleme-soruşturma süreçlerinin başlatıldığını tekrar en belirtme isteriz. Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, ÇOMÜ TV ve Radyosu'nda konuk olduğu bir programda "1924'te Çanakkale ve Bursa´da genelev olarak, ahır olarak kullanılan camiler var" sözleri nedeniyle kamuoyunun tepkisini çeken öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Son yıllarda benzeri bir çok saldırıyı üzülerek görmekteyiz, Milli manevi ve insani değerlerimizi yıpratmak adeta tahrip etmek için seviyesiz, mesnetsiz bir yarışın içine girmiş adice iftira atanları üzülerek görmekteyiz, ebediyete göç etmiş ve ülkemizi yedi düvele karşı savunup Cumhuriyeti kuran Şehit ve Gazilerimizi iftira atarak zan altında bırakmaya çalışan bu kişilere halkımız asla pabuç bırakmaz prim vermez. Çanakkale ve Kurtuluş savaşı dünya genelinde bir kahramanlık destanı olarak kabul edilmiş olmasına rağmen ülkemizde bir avuç çapsız iftiracılar sayesinde yıpratılma çalışması boş ve beyhude bir hayal olmaktan öteye gidemez. Artık günümüzü ve yarınımızı konuşmamız gerekirken tarihimizi yalan yanlış çevirip ortaya atmak hiç bir işe yaramaz. 41 yıldır Bursa'da yaşayan bir vatandaş olarak böyle bir iftirayı ilk kez duydum ve şiddetle kınıyor, konunun takipçisi olacağımı beyan ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.