Ak Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti 5’nci Olağan Kadın Kolları kongresinde ifade ettiği cümleler gündeme bomba gibi düştü. Lütfiye Selva Çam’ın yeniden Kadın Kolları Genel Başkanı seçildiği kongreye, kadınların katılımı yüksek oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ayın 18'inde de inşallah bu defa Genel Merkezin olağan kongresini yapacağız. Bu kongrelerle inşallah 2019 yerel seçimlerine hazırlık startını veriyoruz. Ak Parti, kadın ve gençlik kollarıyla seçimlere hazırlığını sürdürecek, tüm belde ve büyükşehirlerde patlama yaparak neticeyi alacaktır” diyerek seçim yarışını teşkilat içerisinde başlattı.

Peki, Bursa seçimlere ne kadar hazır? Ak Parti’nin genel seçimlerde ülke genelinde kaybettiği oy oranı yerel seçimleri etkileyecek mi? Kitlelerin Milletvekili listelerinde doğru orantılı temsil edilmediği iddiası yerel seçimleri ne kadar etkileyecek? Ve her şeyden ötesi kimler kalacak kimler gelecek? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlık sonrasında hayata geçirdiği yenilenme hareketinin ilk izlerini yeni kabinede gördük. Ancak Kadın Kolları Kongresi’nde Lütfiye Selva Çam ile yola devam kararı alan Erdoğan’ın 18 Ağustos kongresinde büyük değişim yapacağı iddiaları hayal oldu. Kadın Kolları’nda çok ciddi oranlı değişimin yaşanmaması Belediye seçimlerinde de benzer bir tablonun ortaya çıkacağının göstergesi. Hali hazırda muhalefet partilerin yerel seçim hazırlığı yok. CHP, kendi içinde ki kongre kavgası ile uğraşırken, İYİ Parti’nin de benzer sorunlarla seçim sürecine iç kavgalarla boğuşarak dahil olması muhtemel. MHP ve HDP ise, yerelde kendi bölgelerinde kaybettikleri gücü yeniden kazanacak pozitif adayları sahaya sunma yönünde eğilim gösteriyorlar.

Yerel seçimi Bursa özeline indirgediğimizde ilk göze batan ilçeler Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Kestel, Gürsu ve Mudanya. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ile Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’nin Büyükşehir Başkanı olmak adına verdikleri uğraş ilçelerinde ardın sıra yükselen projelerden anlaşılıyor. Her iki başkanın da şahsi anlamda sorunu olmasa bile ekipleri ve belediye meclis üyeleri nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadığını sahada gözlemliyoruz. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in görevine devam etmesine kesin gözle bakılıyor. Nilüfer’de Bozbey yerine olası bir değişim de Ak Parti’nin doğru adayla yerel seçimi kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Gürsu’da belediye ile halk arasında büyük bir iletişimsizlik mevcut. Yine Gürsu’da var olan Artvin nüfusunun Ak Parti’de özellikle genel seçimlerde karşılık bulmaması ve yine yeni ilçe başkanı seçiminde de benzer hata yapılması, CHP ile MHP’nin elini güçlendirdi.

Kestel’de Yener Acar ile kaybedilen yılların artık sonuna gelinmesi şart. Özellikle kurşunlanma olayı sonrası Acar’ın ilçe ile arasına buz dağları girdiği iddia ediliyor. Bulgaristan göçmenlerinin ağırlıklı olduğu Kestel’de BALGÖÇ etkisi ve yine CHP Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan’ın gücü küçümsenmeyecek kadar büyük. MHP’nin doğru bir Erzurum’lu aday ile veyahut CHP’nin Bulgaristan göçmeni doğru bir adayla Ak Parti’yi yorması ve hatta seçimi alması mümkün. Mudanya’da Ak Parti’nin gücünü Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımları belirleyecek. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş göreve geldiğinden beri adeta uykuya hasret çalışıyor. Kentin bir başından diğer başına an be an ulaşan ve de cep telefonundan aradığımızda ulaşılabilen Aktaş’ın Büyükşehir yatırımlarını kırsala yönlendirmesi önemli bir başarı. Benzer bir hamleyi geçtiğimiz seneden beri Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’dan da görüyoruz. Büyükşehir’e talip çok olmasına karşın İznik, Orhangazi ve Yenişehir’de ne teşkilat ne de belediye saha da yok. Bursa merkezinde bu ilçelerin başkanı kim diye sorsanız bilen çıkmaz herhalde. Benzer bir durum Karacabey ve Mustafakemalpaşa içinde geçerli. Açıkçası bu durum en çokta sahada her yerde olmaya özen gösteren Ak Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman ve ekibini yoruyor. Sokağa baktığımızda Ak Parti’nin 9 belediyeyi kaybetmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Seçimin yerelde böylesine derin izlerle kaydedilmesini ise, genel seçim oylarına bağlamak gerekiyor. Bursa ile bütünleşmek adına hem medya dinamiklerini hem de halk kitlelerini doğru kullanmak konusunda ciddi hatalar yapıyor siyasiler. Ak Parti Milletvekilleri sivil toplum kuruluşlarını ve yöneticilerini gezerken, onların temsil ettikleri kitlelerle kucaklaşamadılar. Elbette saha da MHP ve CHP genel seçimler sonrası neredeyse yok hükmündeler. İyi Parti ise, iyice sosyal medya partisi oldu. Mevcut başkanlara ilişkin birçok dosyanın Ak Parti adaylarının sahaya çıkması ile birlikte ortaya çıkması bekleniyor. Yerel yöneticilerin en önemli sorunu altlarında ki birim amirleri diyebiliriz. Bilindiği üzere Ak Parti dâhil birçok siyasi partinin yerel yönetimlerine FETÖ ve benzeri terör operasyonları halen daha tam olarak yapılmadı. Muhtemel bir erken seçim süreci hayata geçerse bu yapılara yine dokunulmayacağı kesin.

Lakin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 Mart seçimlerine hazırlanın çıkışını ben erken yerel seçim çağrısı olarak yorumluyorum. Eğer genel seçim stratejisi ile yerel seçimi kıyaslayacak olursak, Milletvekili listelerinde olduğu gibi birçok isim değişecek ve de Erdoğan kimi istiyorsa o yola devam edecek. Veyahut değişecek. Hal böyle olursa, Ak Parti’li vatandaşlar ya “durmak yok yola devam” diyecek ya da kararını sandıkta bir başka türlü verecek. Elbette Bursa özelinde unutulmaması gereken 5 faktörü kısa başlıklarla belirtmek lazım. Öncelikle Karadenizliler kendilerini temsil edecek belediye başkanını merkez ilçelerden istiyor. Muş ve Erzurum ahalisi Yıldırım ve Osmangazi’de Belediye Başkanı istiyor. Bulgaristan göçmenleri de daha fazla temsil isterken, Arnavutlar ve Boşnaklar bizde varız diyor. Sanayici kendisini anlayacak belediye başkanları arzularken, halk kucaklaşabileceği ekibini de kontrol edebilecek bir başkan istiyor. Kısacası, herkes bir şey istiyor lakin Mevla’m ne diyorsa o oluyor…