Deprem kuşağında bir ülkeyiz ve gördüğüm kadarıyla tam olarak hazır değiliz (!) Kadere bırakıyoruz… Uzmanların ifade ettiğine göre Türkiye’de hemen şu anda 500-550 arasında, her an deprem üretebilecek aktif fay mevcut. Bursa, bu fay hatlarından en güçlü olanlarına sahip illerin başında geliyor.

Farkında mıyız…!

1500’lerin başında ve 1762 yılında deprem yaşayan İstanbul’a ve 1999’daki Körfez Depremi’nde kırılan fay hatlarına çok yakınız. Her 250-300 yılda bir; Şiddeti 7.5’in üzerinde deprem üreten fay hatlarıyla koyun koyuna UYUYORUZ!

1999 yılındaki İzmit merkezli 7.4’lük büyük depremden sonra, ülkemizin çeşitli yerleri -tabiri caizse- beşik gibi sallanıp durdu. Bunların hepsi orta ve ortanın altındaki depremlerdi. Nitekim daha önce de Elazığ ve Malatya’da aynı merkezli deprem olmuştu. Bu kez 6.8’lik büyükçe bir deprem oldu ve yıktı…

Yine gördük ki; Deprem değil, binalar öldürdü. Zira yıkılan binaların hepsi de ‘Deprem Yönetmeliği’ çıkmadan önce yapılmış, depreme dayanıksız binalar. Deniz kumu kullananlar, nervürlü demir yerine düz demiri tercih edenler, zemin ruhsatı olmayanlar, denetimden uzak binalar yerle bir oldu…

Özellikle 1999 büyük depreminden sonra inşaatlar eskisi gibi başıboş bırakılmadı, yenilenen mevzuata göre inşaat yapımına hız verildi. Ancak, bu arada ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında yükselen binalarla tanıştık. Müteahhitler, ekonomik zorluklarla karşılaşınca da inşaatlar bir anda durdu ve konkordato ilanları arka arkaya geldi… İnşaatlar, 2018-2019 yılları arasında kaderine terkedildi. İki kış, iki yaz mevsimi girdi araya. Binalar yoruldu, insanlar bezdi…

Bu deprem sonrasında devlet, elindeki tüm olanakları seferber ederek yardıma koştu. Sivil toplum kuruluşları harekete geçti.

Yunuseli BGC TOKİ Konutları’nda ikamet eden gazeteciler de Volkan Öci arkadaşımızın girişimleriyle battaniye ve giyecek toplamaya başladı. Daha ilk saatlerde 10 battaniye gelmişti bile… Komşularımızın duyarlı davranışları devam etmeli…

Bursa’da deprem dayanıklılık testleri riskli çıkan binaların yıkılması zorunludur… Risk tespiti için binadaki tüm sakinlerin başvurusu gerekmiyor, içinizden biri bile başvurursa bu tespit yaptırılabiliyor…

Şayet riskli binanız varsa, bunu gösteren rapor bağlı bulunduğunuz belediyeye gönderiliyor. Oradan da altyapı kentsel dönüşüm il müdürlüğüne ve tapu müdürlüğüne bildiriliyor. Bu durumda ilgili binaya ‘riskli yapı’ şerhi işleniyor ve kat maliklerine bu durum tebliğ ediliyor. Bu tebliğden itibaren bina 60 gün içinde yıkılmak zorunda…

Sonra da yeni binanın yapım aşamasına geçiliyor…

Şimdi bu aşamada devreye girecek, girmesi gereken bir oluşumdan bahsedeceğim…

İMSİAD DEVREDE

İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin 5. Olağan Genel Kurul Toplantısı geçtiğimiz gün gerçekleştirildi…

Murat Demir’in Divan Başkanlığı, Murat Evke’nin Divan Başkan Yardımcılığı, Yener Bulut ile Hüseyin Ergün Kıratlı’nın da divan kurulu üyeliği yaptığı genel kurula katılım yüksekti.

İMSİAD’ın adı benim de çokça desteklediğim şekilde ‘İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği’ oldu. İş adamları demek pek de hoşuma gitmiyor, kadınları dışlıyor…

114 üyenin oy kullandığı seçimde Mustafa Andıç ile son hafta içinde adaylığını açıklayan Mehmet Çelebi’nin listeleri yarıştı. Mevcut başkan Mustafa Andıç’ın 74 oy aldığı yarışta, Mehmet Çelebi 39 oyda kaldı.

Şeref Demir (Akyükselen İnşaat), Ömer Kumova (Kumovalı İnşaat), İdris Havuz (Havuzoğlu İnşaat), Mehmet Kurt (Lik Yapı), Zafer Arslan (Genç Arslanlar İnşaat), Orhan Çiçek (Çiçekler Yapı), Hüseyin Kul (Dekostar Boya Yalıtım), Kemal Bilim (Bilim İnşaat), Murat Ay (Koru Proje Tasarım) ve Cumhur Polater (FSM Yapı)’in yönetim kurulunda yer aldığı İMSİAD, Bursa’daki yapılarla ilgili çalışmalarda başrol oynamalı.

Üye müteahhitlerin inşa ettiği yapılar yıkılmamalı!

Dünyanın en verimli ovalarından biri olan BURSA OVASI yerine kentin güneyindeki Uludağ’ın eteklerini tercih edin artık… Kolayı değil zoru başarmayı öğrenme zamanı…