Bundan 15 yıl önce çağımızın modern ulaşım yöntemi raylı sistemle tanıştı Bursalılar. Daha dün gibi hatırlıyorum, muhabirlik yaptığım dönemde Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin daveti üzerine 15 Ağustos 2001 Çarşamba günü Bursaray'ın ilk test sürüşüne katılan ve tarihe şahitlik eden bir grup gazetecinin içinde ben de yer almıştım.

Kenti bölen duvarlar

O günlerde gazeteciler de dahil olmak üzere tüm kent halkı raylı sistemi sevinçle karşılamıştı ancak proje ilerledikçe bazı sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Bir kısmı metro şeklinde yer altında inşa edilen ancak büyük bir bölümü hafif raylı sistem şeklinde yolun orta refüjünden götürülen Bursaray'ın geçtiği güzergahlar maalesef kenti adeta ikiye böldü. Daha önceleri 50 - 100 metre arasında değişen yolun iki yakası arasındaki geçiş mesafesi, Bursaray hattı boyunca 3 - 5 km gibi mesafelere yükseldi.

Yaya geçişleri belki bazı bölgelerde üst geçitler sayesinde sağlansa da, araçların yolun karşısına geçebilmesi için 15 yıl boyunca uzun mesafeleri dolaşması gerekti. Bu da şehrin trafik yükünü arttırarak, kavşaklar arasındaki yollarda uzun kuyrukların oluşmasına yol açtı. Aradan geçen 15 yılda her geçen gün biraz daha büyüyen ve trafikteki araç sayısı artan Bursa'da, kavşakların dönüş şeritlerindeki bekleme süreleri yoğun saatlerde 30 dakikaya kadar ulaştı.

Büyükşehir iki yakayı bağlıyor

Bugünlerde iyice artan trafik yoğunluğu şikayetleri üzerine harekete geçen ve yatırım bütçesinin üçte ikisini ulaşıma ayıran Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaptığı alternatif yolların yanı sıra bazı pratik çözümlere de imza atıyor.

Belediyeden geçen hafta yapılan açıklamaya göre; Bursaray hattı nedeniyle yıllar önce bağlantısı kesilen Sıcaksu, Sırameşeler ve Alemdar bölgeleri ile Çekirge, Muradiye ve Kükürtlü bölgesi, Ankara yolu üzeri kaplıcalar mevkiine yapılacak tünelle birbirine bağlanacak. Yolun 5 metre altından burgu sistemiyle yapılacak 12 metre genişliğinde ve 40 metre uzunluğundaki tünel, şehrin iki yakasını nihayet birbirine bağlayacak.

Başkan Altepe'ye trafik önerilerim

Bu proje tamamlandığında hakikaten çok önemli bir işlev görecek ve bölgedeki trafik yoğunluğunu da azaltacak. Bu pratik çözüm için Başkan Recep Altepe ve ekibine teşekkür ediyorum ancak bu sistemin kentin tamamına yayılması lazım. Bu sayede yolun karşısına geçmek için mecburen kavşaklara yönelen ve bu noktalarda yoğunluğa sebep olan araçların trafik yükü de kaldırılır. İnsanlarımız hem zamandan hem de yakıttan tasarruf eder. Bursaray güzergahı boyunca bir kaç km aralıklarla yapılacak çok sayıda tünel ile Bursa trafiğinin yükü en az yüzde 20 oranında hafifler.

Başkana bir diğer önerim de gelişen teknolojinin trafikteki kullanımıyla ilgili. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda çok güzel bir hizmet veriyor. Akıllı telefonlara yüklenebilen İBB Trafik uygulaması sayesinde insanlar yola çıkmadan önce yollardaki trafik durumunu görüyor ve ona göre alternatif güzergahlara yöneliyor. İstanbul'da araç sahiplerinin neredeyse tamamı bu uygulamayı kullanıyor. Bursa'da da bu tarz bir uygulama hayata geçirilirse eminim çok faydalı olur.

Büyükşehir belediyesinin Ankara yolu altında yaptığı alternatif yolların çoğu sürücüler tarafından bilinmiyor. Bu uygulama sayesinde herkesin alternatif yollardan haberdar olması bile trafikte bir rahatlama sağlar. On binlerce Bursalının büyük ilgi göstereceğine emin olduğum bu uygulamaya alınacak reklamlarla da yazılım maliyetleri karşılanabilir.

Reklam demişken, Bursaray ve İpekböceği vagonları da araç giydirme yoluyla ciddi bir reklam potansiyeli taşıyor. İstanbul'da yıllardır kullanılan bu yöntemle İstanbul Ulaşım AŞ ciddi gelirler elde ediyor. Yıllar önce bu teklif BURULAŞ'a da yapıldı ancak o zamanki yöneticiler vagonların boyaları bozulur diye kabul etmedi! Günümüzdeki modern araç giydirme tekniklerinde böyle bir sorun yok. Umarım bu konu da tekrar ele alınır.