Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa marka kent mi?

Yazının Giriş Tarihi: 13.07.2014 02:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.07.2014 02:40

Sadece sorunun cevabını merak edenler için hemen daha yazının başında belirteyim ki, maalesef hayır, marka kent değil. Bursa, köklü geçmişi, coğrafi konumu, doğal yapısı başta olmak üzere bünyesinde barındırdığı çok sayıda özellik ile çok güçlü bir marka kent olma potansiyeli barındıran ama yıllardır bu hedefini hep ıskalayan ve her geçen yıl bu hedefinden daha da uzaklaşan bir şehir. Öncelikle şunun da altını çizmeliyim ki, bu yazının amacı bir suçluyu ya da suçluları aramak değil, yaşadığı şehre ait kaygılar duyan bir Bursalı olarak elimden geldiğince ve objektif kriterlere uyarak bir tespit yapmaktır.

 

Var olan değerlerimizi kullanabiliyor muyuz?

Uzaktan bakıldığında Bursa, hiç de azımsanmayacak bir kıyı şeridi olan, Uludağ gibi pek çok şehri imrendiren bir doğal nimete sahip, bereketli bir ovası, güçlü sanayisi bulunan bir kent. Bu özelliklerin her biri başlı başına bir kenti marka yapabilecek unsurlar ancak biz bir türlü bu enstrümanları uyum halinde kullanamıyoruz. Adeta herkesin bir tarafa çekiştirdiği Bursa, yol alamayıp patinaj yapıyor.

8 Haziran tarihli köşe yazımda dikkat çektiğim gibi, en büyük sıkıntılarımızın başında ortak bir kent kimliği oluşturamayışımız geliyor. Kentimizin aldığı aşırı göç doğru yönetilemediği için farklı coğrafyalardan gelen insan gücünün oluşturduğu enerji ortak bir hedefe kanalize edilemiyor. Herkes kendi küçük gettosunun dar çemberinden çıkıp büyük resme odaklanamadığı için çok sayıda bölünmüş gruplar kendi menfaatleri için çaba gösterirken şehrin gelecek vizyonu hep ikinci planda kalıyor. Bursa’yı yöneten, şehrin geleceğine yön çizebilme kabiliyetine sahip kurumlardaki mevcut yapılara dikkatli bir gözle bakıldığında ne demek istediğim sanırım çok daha iyi anlaşılacaktır. Yıllardır bu gelenek değişmiyor, başa gelen kişinin ait olduğu çevreye göre bir yönetim şeması şekillenirken, kente dair kaygı taşıma, mevcut duruma hakimiyet, olmazsa olmaz konumundaki ehliyet gibi unsurlar hep göz ardı ediliyor.

 

Hedeflerimiz ve bulunduğumuz yer

Yıllardır bir kavram kargaşası içerisinde tartışır dururuz, tarım şehri Bursa, tarih ve turizm şehri Bursa, sanayi şehri Bursa… Seçenekleri arttırmak mümkün ama en güçlü marka potansiyelimiz bu başlıklar altında.

Tarım şehri Bursa nerede? Çarpık yapılaşma sonucu ovadaki tarım arazilerinin azalması, planlı tarım yapılamaması sonucunda bugün Bursa şeftalisini mumla arıyoruz. Bursa’daki tezgahlarda bile ülkenin çok farklı yörelerinden gelen zeytinleri görüyoruz. Armut ve incir konusunda da her geçen gün aleyhimize işleyen bir yapı söz konusu. Bunlar bizim uzun yıllardır bilinen en marka tarımsal ürünlerimizdi.

Tarih ve turizm şehri Bursa nerede? Son yıllarda tarihi yapılarımızı ayağa kaldırma noktasında çok güzel gelişmeler olmakla birlikte bunlara tezat yapılan son derece başarısız projelerin de olduğu ortada. Ayrıca son elli yılda etrafı çevrilen, adeta işgal edilen önemli tarihi yapılarımız hala nefes alamıyor. Çok ciddi kaynak gerektirdiği için de bu yapıların etrafının işgalden temizlenmesi noktasında yakın zamanda bir çalışma görülmüyor.

Turizm şehri Bursa için özellikle son 4-5 yılda yoğun bir çaba harcanıyormuş gibi görülse de hala ciddi bir yol alınabilmiş değil. Yeni teleferik projesi önemli bir gelişme ancak Uludağ’dan neredeyse hiç istifade edemiyoruz. Gelinen noktada 12 ay yaşanılan bir Uludağ hayali mevzuat hazretlerinin de katkısıyla hala çok uzak. Kış sezonundaki Uludağ ise uzun yıllardır sadece bir avuç mutlu azınlığa hizmet ediyor. Çok sayıda sahil ilçemiz ve oldukça uzun bir kıyı şeridimiz olsa da rantabl kullanamıyoruz. Sahillerimiz hala beklenilen ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bursa’nın sahillerinin bilimsel kriterler ışığında çok iyi bir planlamayla acil düzenlemelere ve yatırımlara ihtiyacı var.

Sanayi şehri Bursa konusu ise tam bir keşmekeş. Bugüne kadar her isteyenin kendi tarlasına fabrika yaptığı, tarımsal alan demeden, sit alanı demeden yapılmasına göz yumulan fabrikalar yüzünden kentin her bölgesinde plansız bir şekilde oluşan yirmiye yakın sanayi bölgesi söz konusu. Çok dertli olduğum bu konuyu burada kesmek kafi.

 

Kaynaklarımız yeterli mi?

Yukarıda özet olarak geçtiğim sorunların çözümü için Bursa’da yeterli kaynağımız var mı? Genel bütçeden ek destekler almadan sadece belediyeler eliyle bile sorunların bir dönemde olmasa da uzun vadede çözümü mümkün. 2004 yılındaki yerel yönetimler reformundan sonra belediye bütçeleri yaklaşık olarak 10 kat arttı.

Sadece sınırlar genişlemeden önceki kent merkezini baz alsak bile; Büyükşehir (1 milyar 240 milyon TL), Osmangazi (354 milyon 800 bin TL), Yıldırım (189 milyon 800 bin TL) ve Nilüfer (265 milyon TL) belediyelerinin bir yıllık bütçelerinin toplamı yaklaşık olarak 2 milyar 50 milyon TL. Beş yıllık süreçte yani bir dönemde ise yaklaşık olarak 10 milyar 250 milyon TL. Dolar olarak miktarı da 4,83 milyar dolara tekabül ediyor.

Rakamlara bakarak karar vermek mümkün. Bütün bu bütçelerin iyi planlanmış ortak hedeflere yöneltilmesi sağlanabilse sadece yerel yönetimler eliyle bile çözülemeyecek sorunumuz yok. Gelinen noktada ben bu bütçelerin karşılığında olması gereken mega projeleri göremiyorum, ya siz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.