Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir çocuk 20 bin euroya satılıyor!

“Avrupa’da toplam 26 bin çocuğun kayıp olabileceğini söyledi. Bu çocuklara yönelik cinsel istismar, iş gücü istismarı, suça teşvik, dilencilik gibi istismar örnekleri var. Bir çocuk 20 bin euroya satılıyor.”

Haber Giriş Tarihi: 11.12.2016 11:58
Haber Güncellenme Tarihi: 11.12.2016 11:58
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Bir çocuk 20 bin euroya satılıyor!

Hakan Şanlıtürk- Ankara/Bursa Haber

“Avrupa’da toplam 26 bin çocuğun kayıp olabileceğini söyledi. Bu çocuklara yönelik cinsel istismar, iş gücü istismarı, suça teşvik, dilencilik gibi istismar örnekleri var. Bir çocuk 20 bin euroya satılıyor.”

Bu dehşet ifadeleri aktaran Adalet Komisyonu Sözcüsü, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi, Ak Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar. Avrupa’daki göçmenlerle ilgili hazırlanan bir rapordan bilgiler veriyor.

“Avrupa’daki durumun detaylarına odaklandığımızda vahim, ürkütücü bir tabloyla karşılaşıyoruz” diyen Yaşar, Europol Raporu’nda 10 bine yakın refakatsiz göçmen çocuğun kayıp olduğunu belirtiyor.

“Nerede bu çocuklar?” sorusunun cevabını merak eden Yaşar, 22 Eylülde katıldığı AKPM Göç Komisyonu toplantısında Europol yöneticisiyle konuşmuş ve yukarda bahsettiğim dudak uçuklatan bilgileri dinlemiş. Europol’un 2016 yılına ait bir diğer raporundaysa, Nijeryalı kız çocuklarının kaçırıldığı belirtiliyor. Güney Afrika’dan 270 çocuğun tekneyle getirildiğine dikkat çekiliyor. Modern çağda köle ticareti…

Milletvekili Serap Yaşar şu notları aktarıyor:

“Europol yetkilisi ‘Biz bu çocukların nereden geldiğini bilmiyoruz ama birileri biliyor. Gerekli hassasiyeti gösterseydik bunu belki biz de bilir ve engel olabilirdik’ itirafında bulunuyor. Mültecilere ilişkin hususlarda üç maymunu oynayan ve ağırdan alan ülkelerin Türkiye’yle müzakereleri dondurma yönünde tavsiye kararı alması ve terörist fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapması gibi tırnak içerisinde önemli işleri süratle kotardığını bir kenara not etmek gerekiyor.

Panik dalgasının siyasal iklimi bulandırdığı Avrupa’da böylesi tutarsızlıklar yaşanırken Türkiye, bu insanlara ‘açık kapı’ politikasıyla krizin başladığı ilk günden itibaren sahip çıktı, çıkmaya da devam edecek. Bugün, dünyadaki her 5 Suriyeli mülteciden 3’üne Türkiye ev sahipliği yapıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye’yi dünyanın en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkesi ilan etti. Sanırım, böyle bir tablo göz ününde bulundurulduğunda ‘Türkiye dünyanın vicdanı hâline geldi’ demek doğru olacaktır.

Bu insanları Avrupa’dan nasıl uzak tutarız?

Bu süreçte Avrupa Birliği ve üye devletler mültecileri kapıdan geri çeviremeyeceklerini çok iyi bilmelerine rağmen trajikomik adımlar atmaktan geri durmadılar. Öncelikle ‘Madem sorumluluğu inkâr edemiyoruz, bari ihmal edelim’ dediler. Ne var ki, baskı ihmal edilemez boyutlara ulaşınca yükü İtalya, Yunanistan ve Malta gibi ülkelerin omuzlarına yıkıp kurtulmayı denediler, o da tutmayıp mülteciler Orta Avrupa'ya doğru hareketlenince kimyaları iyiden iyiye bozuldu. 160 bin mülteciyi kota dâhilinde nasıl dağıtacakları konusunda uzlaşamayıp birbirlerine düşmelerini mi sayalım, sınırlarını dikenli tellerle kapatmalarını mı, sefalet içinde yaşayan insanların çadırlarının kundaklanmasını, yoksa kasten batırılan botları mı, hangisini söyleyelim? Yanlış soruyla doğru cevaba ulaşılamaz. Avrupa ‘Bu insani sorunu nasıl çözeriz?’ yerine ‘Bu insanları Avrupa’dan nasıl uzak tutarız?’ sorusuna cevap aradı. Bu yaklaşım son dönemde Avrupa'da yükselen aşırı sağın ateşine de odun taşıdı.”

Aslında bütün bu bilgiler, insanlıktan çıkanların kimliğini açığa koyuyor…

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.