Her iki kurumun sayın yetkilileri;

Malumunuz dünya,ülkemiz ve dolayısı ile de 17 ilçesi de dahil olmak üzere Bursamız belki de yakın tarihin en tehlikeli salgınlarından biri ile cebelleşiyor.

Tehdit her ne kadar sağlığımıza ise de,dünya salgınları ve doğal afetleri artık sadece kişisel korunma yöntemleri ile aşamıyor.

Elde olmayan nedenlerden kaynaklanan sıkıntılar vücut sağlığını etkilemelerinin hatta ölümcül olmalarının  yanı sıra insanları ekonomik açıdan da köşeye sıkıştırıyor.

Son hadisede de böyle oldu;

Koronavirüs namı diğer covid-19 denilen illet hepimizi sıradan bir virüs salgının çok ötesinde etkiledi.

Görünen o ki,yaşadığımız travma öyle akşamdan sabaha giderilip gündemden kalkacak gibi de değil.

Hemen tüm dünya da ki ülkeleri etkisi alan salgının başarıyla atlatılması alınılacak tedbirlerin doğruluğu,uygulana-sürdürülebilirliği ve tabana yayılabilme gücü ile doğru orantılı.

Türkiye’de ilk vakanın  görülmesinden bu yana geçirdiğimiz 12 günün hepimiz için içerisinde virüsün dışında başka endişeleri de barındırdığı aşikar.

Eminim ki sizler de içinde bulunduğunuz kişisel sıkıntıları göz önüne aldığınızda bana hak veriyor olacaksınız.

İş yerleri süresiz olarak kapanıyor,insanların tamamı olmasa da ciddi bir bölümü değil alışveriş etmek dükkanların önlerlinden bile geçmekten imtina ediyor.Çarşı pazarın durumu hiç farklı değil.

Bir de pek çoğumuz bütçelerimizi iyice zorlayarak gönüllü karantinalarımızda aç kalmamak adına her zamankinden fazla alışverişler yaptık ki ne cüzdanlarımızın ne de kredi kartlarımızın mecallerinin kalmaması gerçeği var ortada.

Ekonominin durma noktasına geldiği bu günler de yine pek çoğumuz da süresi belirsiz şekilde kapatılmak zorunda kalınan işlerinden alacaklarını bile alamadan çıkmak zorunda kaldılar.

Günlük emeklerinin kazançları ile ailelerine bakmaya çalışanlarımızın bu durumdan daha da negatif etkilenerek gelirsiz kaldıkları da bir başka gerçek.Teker teker sayılabilseler bu konumda olduğu belirlenecek kim bilir kaç vatandaşımız var.

Ortalama geçim endeksini kurumlarınızın gönderdiği faturalarıı ödemek üzere kuran bizler yemeden içmeden geçtik  şimdi son ödeme günlerinizde size verebilecek paraların temini telaşına düştük.

Çünkü kendimden de iyi biliyorum ki,aylık ödemelerimizde sizin kurumlarınıza pozitif ayrıcalık tanıyıp,gider listelerimizin en başına elektrik ve doğalgaz fatura bedellerimizi koyuyoruz.

Artık geriye ne kadar paramız kaldıysa onunla da bir sonra ki aya kadar yaşamaya çalışıyoruz.

Ancak bu sefer olağan üstü gelişmeler sonucunda bu zincir koptu.

Ayağınızı yorganınıza göre uzatın siz de diyorsanız eğer;

Virüs güvelerinin özellikle gıda ve kolonya,maske,eldiven gibi şimdilerde hayati sayılan metalara yaptıkları acımasız zamlarla yorganlarımızı eninden boyundan kemirdiklerini,ısırıp kopartıp kesip daraltıp küçülttüklerini hatırlatmak isterim.

Sanırım uzmanlarınız hesaplamışlardır.

Sizin faturalarınız asgari ücret ya da ortalama emekli maaşı alan bir kişin gelirinin en az dörtte birine denk geliyor.

İşte o güveler bizim yorganın  bu dörtte birini midelerine indirdiler. En azından ayaklarımız açıkta kaldı.

Sözün kısası lafın hülasası;

Gelin hemşehrilerinizin bu durumlarında siz de elinizi taşın altına koyun ve Mart-Nisan dönemlerinde tanzim ettiğiniz faturalarınızı hem salgının hafifleyeceğinin umulduğu,hem de konutların enerji giderlerinin düşeceği Haziran-Temmuz-Ağustos ve Eylül aylarında ödenmek üzere fasılalarla tahsil edin.

Dilerseniz elinizi vicdanınıza koymak şartı ile makul vade farkları da  uygulayabilirsiniz;

Emin olun bu toz duman altında alacağınız hayır dualarında bu bile bir eksilmeye neden olmayacaktır.

Her iki kurumunuzun da zaman zaman sivil toplum kuruluşlarının düzenledikleri sosyal projelere destek verdiğini yakınen biliyorum.

Buyurun size sosyal projenin en tabana yayılmış hali.

Dediğim  hayır duaları da işin bonusu.

Bundan iyi sosyal proje olur mu?

Bizim gözümüz de her ikiniz de büyük ve sağlam kuruluşlarsınız ve etkin bir sermaye gücünüz var.

Korkmayın bu kadarcık bir atraksiyonla batmazsınız.

Evet diyebilirsiniz ki,ya o zaman da ödenmezse?

Ödenir beyler ödenir.

Biz her zaman elinizin altındayız zaten.Bir iki fatura ödememek için hiç birimizin odumuzu ocağımızı terk edecek halimiz yok.

Hem hepimizin sizlerde rehin bulunan ve gerektiğinde  hiç bir yeniden değerlemeye  tabi tutmadan aldığınız günkü gibi aynen geri verdiğiniz güvence bedellerimiz de var.

Olmadı;bu teminatlarımızı yakarsınız. Ki böyle bir şeyin gerçekleşme olasılığı da yok denecek kadar az.

Evet ekonomik önlemler kalkanında böylesi bir önerme yok.

Onda haklısınız.

Ama supleks kullanmak denilen bir şey var ki,sizlerden onu talep etmekte de biz haklıyız.

Eğer üzerinde çalışılırsa üst makamların da bu konuya duyarsız kalmayacaklarını umuyorum.

İyi de neden sadece bizden fedakarlık  istiyorsun arkadaş, su faturası da ödemiyor musunuz siz?

Derseniz üzülürüz.

Çünkü biz sizden fedakarlık değil duyarlılık talep ediyoruz. Demiyoruz ki siliverin borçları bitsin gitsin.

KDV-ÖTV yi de kaldırın diye bir talebimiz de yok; biliyoruz ki o iş sizin uhdenizde değil.

Yine tahsil edin alacaklarınızı,ama tahsilat kaynağınızı tümden kurutmadan,minik minik…

Bir de su için hem hükümet hem de belediyeler zaten gereğini yaptılar.

Sezarın hakkı sezara…

Benim aklım bu kadarına eriyor;

Niyetim asla size işinizi öğretmek ve akıl vermek değil.

Sadece Bursa’nın kahramanları olma fırsatı var önünüzde onu heba etmeyin diyorum.

Hem bu salt Bursa ile de sınırlı kalmayacaktır,üstlendiğiniz rol modelliğin diğer illerde ki eş değer kuruluşlara örnek olması dolayısı ile oralarda yaşayanların da bu çalışmayı başlatanların bayraktarlarını alkışlarla karşılamaları hiçte şaşırtıcı olmayacaktır.

Alkış önemli;

Bakın her biri aslan parçası sağlıkçılarımıza…

Artık hepsi bir başka yerleştiler gönüllerimize.

O gönüllerde sizin de yerleriniz de rezerve.

Sadece davetimize icabet ediniz yeter..

Elbette keyfiyet yine de sizin.

Teklif var ısrar da var ama olabildiği kadar işte.

Saygılarımla;

3.096.868  Bursalı’dan biri…