Yazılarımı takip edenler bilir ki, hiç öyle sözü döndürüp dolaştırmayıp başlıkta sorduğum sorunun cevabını hemen verir, nedenlerini de aşağıda açıklarım. O yüzden hemen belirtelim, hayır Bursa maalesef şu anda başbakan çıkaramaz. Yanlış anlaşılmamak için altını çizmemde fayda var ki, Bursa ile bağlantılı isim ya da isimlerin başbakan olması en büyük arzumdur. Kentini düşünen her Bursalının da isteği bu yöndedir ancak istemek başka, realite başka. Buna rağmen bu konuda yazan çizenler bu realiteyi bilmiyor mu? Elbette biliyor fakat gündem oluşturanlar bu yazılanların bir etkisi olmayacağını da biliyor. Burada öne çıkan iki isme güzelleme yapılması daha çok yerel ilişkilere dönük hamlelerdir. Kim, kime yakınsa ya da yakınlaşmak istiyorsa onu ön plana çıkarıp bir güzel yaldızlayıp en çok bu yakışıyor diyor. O yüzden yerel gündemimizde Erdoğan sonrası Faruk Çelik mi, Bülent Arınç mı başbakan olsun? Tartışmaları suni gündem olarak işleniyor.

Neden Bursa’dan bir isim olamaz?

Malum yarından itibaren cevabını bekleyen en önemli soru ve gündemin tartışma konusu kimin başbakan olacağı. Yerel ve ulusal gündemde bu tartışmalar her gün bizi meşgul edecek. Arzu etmeme rağmen neden Bursa ile bağlantılı (özellikle Bursalı demiyorum) bir isim olamayacağı tezime gelince, tek dayanağım mevcut konjonktür ve özellikle 17-25 Aralık operasyonlarından bugüne gelene kadar yaşanılanlar, yapılan ya da yapıl(a)mayan açıklamalar. Maalesef sahip olduğum bilgilerin ve tezime dayanak oluşturan sebeplerin tamamını açıklıkla buradan sizlerle paylaşma şansım yok. Sadece şu kadarını belirteyim ki, bundan sonra Başbakan Erdoğan, zorlu süreçlerde gerçekten yanında hissettiği, sırtını dayayabileceğine emin olduğu isimlerle yoluna devam edecek. Sessiz kalan veya ses çıkardığında kendisine daha çok sorun çıkaran isimlerle değil. Yerelde bizim uygun gördüğümüz bir ismin yakın çalışma ekibindeki 4-5 paralelcinin 2 tanesinin daha yeni görevden alındığını (Başbakanlık tasarrufu ile) ama yine de el altından bir yerlere yerleştirildiğini söylemeliyim. Daha fazla detaya girmeyeyim ve sonuç olarak Ankara’da burada konuşulduğu gibi bir rüzgârın kesinlikle esmediğini belirteyim.

Kent olarak hak ediyor muyuz?

Bu sorunun da iki ayrı cevabı var. Potansiyeline ve değerlerine baktığımızda Bursa, şehir olarak başbakan hatta cumhurbaşkanı çıkarmayı kesinlikle hak ediyor ama siyasi yapı olarak baktığımızda maalesef aynı şeyi söylemem mümkün değil. Daha önceki yazılarımda da vurguladığım gibi kentimizde çok başlı bir yapı mevcut. Herkes küçük gruplar halinde, özellikle hemşeri yapılanması kanalıyla gettolaşmış. Kimin gettosundan birisi etkili bir makama gelirse tüm hareket kabiliyetini kendi grubunun kadrolaşması ve menfaatleri yönünde kullanıyor. Çok sayıdaki gettonun birbiriyle rekabeti yüzünden şehrin genel menfaatleri hep göz ardı ediliyor. Bu tespitimi yaparken parti ayırımı yapmadığımı da ifade etmeliyim. Bugün gerçekten Bülent Arınç ya da Faruk Çelik ismi başbakanlık için gündeme gelse, emin olun ilk ve en şiddetli itirazlar Bursa’dan gelir. Zamanında bu kentin tek siyasi patronu Faruk Çelik’ken de, sonrasında Bülent Arınç’ken de, onlara kendi partileri içinden muhalefetten daha fazla muhalefet yapıldığını unutmayalım. Tabii bu muhalefet genelde kapalı kapılar ardında ve kamuoyuna açıklanmadan yapıldı. Bursa hiçbir zaman siyasi patron olarak şehrin listesinin birinci sırasına koyulan ismin etrafında kenetlen(e)medi. İç kavga ve ayak oyunlarıyla enerjisini kaybetti. Son yıllarda aldığımız daha doğrusu alamadığımız kamu yatırımlarına bakın, bir de bizim üstümüzdeki 3 büyük il olan İstanbul, Ankara ve İzmir’e bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Başbakan kim olacak? 

Bu sorunun cevabını Bursa’dan vermek ne kadar zor olsa da bir takım emareler mevcut. Şu anda sırasıyla Ahmet Davutoğlu, Mehmet Ali Şahin ve zayıf bir ihtimal de olsa Binali Yıldırım isimleri ön planda. Bir sürpriz olmazsa bu 3 isimden biri başbakanlık koltuğuna oturacak. Son yıllarda yaşadığı acı tecrübeler sonrasında Erdoğan’ın artık eskisi kadar sürpriz yapmayı sevmediğini de gözlemliyoruz. İstanbul’daki büyük mitingde Başbakan Erdoğan’dan hemen önce Ahmet Davutoğlu’nun isminin okunması ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin son mitingini ve başbakan olarak son mitingini İstanbul ya da Ankara yerine Konya’da yapması da sanırım önemli bir ipucu olarak görülebilir.