Bursaspor açısından sinir bozucu hüzün yüklü futbol sezonu nihayet bitti!

Dertler daha derman bulmadı ama sezonu kapattık.

Bundan sonrası tufan!

Tek tek incelemeye kalkarsak sonunu getiremeyiz ama başta başkan ve yönetimi olmak üzere, sezon boyunca görev yapan 3 teknik adam ile ana-ara transferde geleni gideni ve de kadroda yer alan tüm futbolcular aşağı yukarı her maçta gerek söylemleri gerekse eylemleri ile tüy diktiler!

Geride kalan enkaza baktığımızda, tipik bir travma:

Sıfıra sıfır... 

Elde var sıfır!

 Merhum İbrahim Yazıcı’nın ardından Özlüce’de işbaşı yapanlar onun bıraktığı mirası yiye yiye bitirdiler tükettiler; işte onun içinde camiaya bugünleri gösterdiler.

Âlemi kör, kendilerini allame bildiler, gafleti sürahiden içtiler…

Laf salatalarından kalan arta kalan limon ve yağ artıklarını buzdolabına koyan medyadaki yağdanlıkları da varılan bu hazin sonda en az onlar kadar sorumludurlar.

Onlar yakını gördüler bizler uzağı…

 Söyleyene nifakçı, yazana bozguncu, sorgulayanın boynuna sorumsuz yaftasını astılar…

Dost sandıkları yakın çevrelerinde dolaşan pembe mektupçularla komployu yastık, kumpası yorgan yaptılar!

Felaketin geleceğini hisseden bu nedenle de yazılı-görsel medyadan sorumlulara seslenen az sayıda da olsa mangal yürekli yazar-çizer-söyleri adam yerine koymadılar.

Oysa onlar birileri gibi Özlüce’de mangalın üzerine pirzola dizmediler, gerçekleri pişirdiler!

Hadi protokolde oturanlarla, kulübedeki çapsız komutanları bir yana bırakıp geçelim…

Sahada Yeşil Beyazlı formayla yalandan ve de yavandan koşturanlara ne diyelim? Paralarını alamamışlar!

‘Neka ekmek, oka köfte’ misali demek oluyor ki sezon başında bu takımı oluşturan kadro mühendisleri paraya göre futbol oynayanları toplamış!

Helal olsun onlara!

Siz söyleyin, futbol meczuplarına başka ne diyebiliriz ki!

"Herkes kendi gerçekleri önünde diz çökmeli" demekten başka!